"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali-Nafaka-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davacı-davalı erkekten bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazı bakımından alınması gereken nispi temyiz karar harcının alınmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlenmenin İptali-Ziynet Eşyası ve Para Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, ziynet eşyası alacağı ve başlık parası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacının takıların iadesine yönelik bağıştan rücu sebebine dayalı tazminat talebi ile davalı tarafa ödendiği belirtilen başlık parasından kaynaklanan alacak talebi, boşanmanın eki ve Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında bulunmayıp, Borçlar Hukukundan kaynaklanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. Genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, hakim tarafından yargılamanın her aşamasında res'en gözetilir....
Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı taraf dairesindeki hasarları fotoğraflamış, gelir kaybına yönelik belge ve makbuz ibraz etmiş olmakla birlikte, davacı hasarlar nedeniyle yaralanmamış ve yakınlarından ölen ve yaralanan da olmamıştır. Davacının eşya zararının oluşması manevi tazminat istemesini haklı kılmaz. Manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığından mahkemece manevi tazminat talebinin reddedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmadan esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, evlenmenin iptali talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsileri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47, TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49, TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi (TBK 58) daha kapsamlıdır....
Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden ise; Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Medeni Yasa 24), isme saldırı (Medeni Yasa 26), nişan bozulması (Medeni Yasa 121), evlenmenin feshi (Medeni Yasa 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47,TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (Borçlar Yasası 49,TBK 58). Bunlardan Medeni Yasa'nın 24.maddesi ile Borçlar Yasası'nın 49.maddesi (TBK 58)daha kapsamlıdır. Medeni Yasa'nın 24.maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Medeni Yasa'nın 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Yasası'nın 49(TBK 58).maddesi uygulanır. Medeni Yasa'nın 24 ve Borçlar Yasası'nın 49(TBK 59).maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir....
Öyleyse, davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur. B....
Davalı erkek vekili, süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine, davalı erkek yararına 25.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile taraflar arasındaki evliliğin nispi butlan nedeniyle iptaline, ara karar ile tesis edilen tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata, davacı kadının TMK'nın 166. Maddesine dayalı boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Davalı erkek vekili; kadının kabul edilen davası ve fer'ilerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı kadın vekili, katılma yoluyla sunulan istinaf dilekçesinde; kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....
b)Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49)....
Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri, bilinçsizleri ve acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47–TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49- TBK 58). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. (TBK.58) maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nın 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49.(TBK.58) maddesi uygulanır. TMK’nın 24. ve BK’nın 49. (TBK.58) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır....