Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasında kocanın soyadının kullanılmasında kadının menfaati ve erkeğe bir zararının olup olmadığı anlaşmalı boşanma sırasındaki şartlarının değişip değişmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 173 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri. 3....
boşandıktan sonra da kullanmaya devam ediyor olmasından rahatsızlık duydukları, yine bu hususta davalının davacıya evlilik soyadını kullanmaması hususunda ihtarname çektiği ve duyduğu rahatsızlık neticesinde davacı aleyhine evlilik soyadını kullanıyor olmasından dolayı İstanbul Anadolu 12....
la evlenerek onun soyadını aldığını, daha sonra davacının eşinin, ulusal yasaları çerçevesinde kızlık soyadı olan "...." soyadını kullanmaya başladığını belirterek kendi soyadının da eşine bağlı olarak "...." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada mevcut belgelerden, davacı ...'ın, dava dışı Makedonya Cumhuriyeti uyruklu.....'la 05.08.1992 tarihinde evlenerek "..." soyadını aldığı, ancak ....'...
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonucunda ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde; eldeki dava evli kadının yalnızca kızlık soyadını kullanmak talebine ilişkin olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30.9.2015 Tarih, 2014/2- 889 Es., 2015/2011 Kr. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; AİHS'nin 8. maddesi özel hayata ve aile hayatına saygıyı ifade ederken, 14. maddesi cinsiyete dayalı ayrımcılığı yasaklamaktadır. AİHM'in, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından boşanma ve ferileri ile birlikte açılmış kocanın soyadını kullanmaya izin istemine ilişkin dairemizin 2021/917 esas sayılı dosyasından TEFRİK ile gelen "kocanın soyadını kullanmaya izin" istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak olarak tarafların boşanmalarına karar verildikten sonra davalı kocanın soyadını kullanmaya izin verilmesini talep etmiştir. Eldeki dava boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığından dairemizce boşanma ve ferilerine ilişkin davadan tefrik edilerek yukarıda esas numarasına kaydedilmiştir. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar....
AİHM'in, kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunu özel hayata müdahale olarak kabul ettiği birçok kararında, soyadı kullanımı ile ilgili başvurular, Sözleşme'nin 8. maddesinde yer alan "özel hayatın ve aile hayatının korunması" ilkesi kapsamında incelenmiş ve kadının evlendikten sonra yalnızca evlilik öncesi soyadını kullanmasına ulusal mercilerce izin verilmemesinin, Sözleşmenin özel hayatın gizliliğini öngören 8. maddesiyle bağlantılı olarak, ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır...Anayasa'nın 90. maddenin beşinci fıkrası uyarınca, sözleşmeler hukuk sistemimizin bir parçası olup, kanunlar gibi uygulanma özelliğine sahiptir. Yine aynı fıkraya göre, uygulamada bir kanun hükmü ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin olan sözleşme hükümleri arasında bir uyuşmazlığın bulunması halinde, sözleşme hükümlerinin esas alınması zorunludur....
, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile davacı kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitirecek olmasının sabit olması, davalının tutum ve davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesi ile 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tarafların ortak çocukları 01.07.2002 doğumlu olup, reşit olduğundan çocuğun velâyeti ve çocuk için iştirak nafakası bağlanması hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu kabul edildiğinden davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı vekili tarafından müvekkilinin evlilik soyadı olan " ... " soyadını kullanmak istediğine yönelik dava dilekçesindeki talebi, bu talebin harçlandırılmış olması ve davalı vekilinin de evlilik soyadını kullanmaya muvafakatinin bulunması nazara alınarak davacının " ... " soyadını kullanmasına, boşanma davasında davacı kendisini vekil...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmasına İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, eşinden boşandığını belirterek, boşandığı kocasının soyadını taşımasına izin verilmesi istemiş, mahkemece; "menfaat koşulunun bulunmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunun 173/2. maddesine dayanmaktadır. Davacının boşandığı kocası olan davalı, 02.10.2014 tarihli duruşmada "davayı kabul ettiğini" bildirmiştir. Bu durumda boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaatinin bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği artık kabul edilmelidir. Öyleyse isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu husus nazara alınmadan davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
ın velayetlerinin kendisine verildiğini, tüm resmi evraklarda evlilik soyadını kullandığından evlilik sonrası kızlık soyadını kullanırken birçok sıkıntı yaşadığını, eşi ile yaptığı görüşmede "..." soyadını kullanmasına müsaade ettiğini, boşanma sonrasında "..." olan soyadını kullanmaya devam etme konusunda tarafına izin verilmesini talep etmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun üçüncü kısmının (m. 396-494) hariç, ikinci kitabından (m. 118-395) kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ......
Evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanunu 173/2. maddesi uyarınca, kadının boşandığı kocasının soyadını taşımaya izin verilebilmesi için kocanın soyadını kullanmakta menfaatini kanıtlamış olmasının gerekmesine; menfaat olarak bildirilen "pasaport işlemlerinde zorluk yaşama olayının" yasada öngörülen menfaat kavramı içinde değerlendirilemeyeceğine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.12.2012 (Pzt.)...