Hal böyle olunca mahkemece davacının yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemce davacının yıllık izin süresi uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesinde belirtilen süreler esas alınaak hesaplanmış, ancak davacıya ödeme yapıldığı gerekeçsiyle davacının talebinin reddine karar verdiği görülmüştür. Ancak mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde davacının daimi kadroya geçmeden önceki geçmiş parçalı hizmetleri yıllık izin hesabında dikkate alınamdan yalnız daimi kadroya geçtiği 2001 ve sonrası dönemler için Toplu İş Sözleşmesine göre hespalanmıştır. Mahkemece, davacının izin hakları hesaplanırken, daimi kadroya geçmeden önceki geçmiş parçalı hizmet sürelerinin de toplanarak, toplu iş sözleşmesinde belirtilen süreler esas alınarak, davacının yıllık izin süresinin yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Tespit edilen bu süreye görede, davacıya yapılan ödemeler ile kullanıldığı belirtilen izin süreleri mahsup edilmek suretiyle hesaplama yapılmaldır. Mahkemce yazılı şekilde karar verilmesi bozma sebebidir.....
Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz....
Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz. Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz....
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 27.05.2015 tarihli ilamı ile, “..2-..Davalı davacının yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek yıllık izin formu dosyaya sunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yıllık izinlerini kullandığına ilişkin belge olmadığından bahisle 14 günlük yıllık izin ücreti hesaplanmıştır. Mahkemece davalının sunduğu yıllık izin formuna göre davacının yıllık izin kullanıp kullanmadığını araştırılmadan ve gerekirse davacı isticvap edilip sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olduğu “ gerekçesi ile bozulmuştur....
Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz....
Davacının üçüncü dönem çalışmasının sonu olan 31.01.1998 ile dördüncü dönem çalışmasının başlangıcı olan 02.03.2004 tarihleri arasında 5 yıldan daha fazla süre geçtiğinden davacının 02.03.2004 tarihinden önceki çalışmalarına ilişkin yıllık izin ücreti alacakları zamanaşımına uğramıştır. O halde Mahkemece, davacının yıllık izin ücreti sadece 02.03.2004-30.10.2008 ile 01.11.2011-13.11.2013 tarihleri arasındaki çalışmaları için hesaplatılmalı, hesaplama sırasında da daha önceki çalışmalara ilişkin kıdem karşılığında hak edilen yıllık izin süresinin miktarı dikkate alınmalıdır....
Somut olayda, eşin soyadının kullanılmasına izin verilmesi isteği bulunmayıp evli olan davacının, koca soyadı ile birlikte kullandığı önceki soyadının iptali istendiğinden 5490 sayılı Kanunun 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur. Bununla birlikte, işçiye önceki feshe bağlı olarak kullanmadığı izin ücretleri tam olarak ödenmişse, bu dönemin sonraki çalışma sürelerine eklenerek izin hesabı mümkün değildir. Önceki çalışma döneminde izin kullandırılmak veya fesihte karşılığı ödenmek suretiyle tasfiye edilmeyen çalışma süreleri, aynı işverenin bir ya da değişik işyerlerindeki çalışmalara eklenir. İşçinin aralıklı olarak aynı işverene ait işyerinde çalışması halinde, önceki dönemin kıdem tazminatı ödenerek feshedilmiş olması, izin yönünden sürelerin birleştirilmesine engel oluşturmaz....
Yine, önceki çalışılan sürede bir yılı doldurmadığı için izne hak kazanılmayan süreler de, işçinin aynı işverene ait işyeri ya da işyerlerindeki sonraki çalışmalarına eklenerek yıllık izin hakkı belirlenmelidir. Yıllık izin, özde bir dinlenme hakkı olup, aralıklı çalışmalarda önceki dönem zamanaşımına uğramaz.İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27 nci madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez. Kanundaki bu düzenleme karşısında, işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir.Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir....