Türk Medeni Kanununun 316. maddesinin l. fıkrasında “Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasında evlat edinen ile edinilenin dinlenmesinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir” İkinci fıkrasında ise “Araştırma özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinilmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir” hükmü yer almaktadır....
Diğer taraftan aynı kanunun evlat edinme kararı verilmeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesinde; "Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ve edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir." hükmü mevcuttur. Mahkemece, sözü edilen madde de öngörüldüğü şekilde kapsamlı bir araştırma yapılmaksızın evlat edinen ve evlat edinilenler dinlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır....
Dairemizce de benimsenen görüşe göre; "...madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nın 312/2 maddesi gereğince evlât edinme işlemleri sırasında verilecektir....
Dairemizce de benimsenen görüşe göre; "...madde metninde geçen ikinci “yerleştirilme” ifadesinin küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesi olarak anlamak gereklidir. Diğer bir deyişle, bu fıkra kapsamında düzenlenen ana ve/veya babanın rızasının aranıp aranmayacağına yönelik karar, aracı kuruma yerleştirilen küçüğün evlat edinecek kişi veya ailenin yanına yerleştirilmesinden önce verilmelidir. Nitekim burada amaç, devletin koruması altına alınmış olan küçüğün, evlat edinilmek üzere aile yanına yerleştirilmesinden önce, rızanın aranıp aranmaması sorununun çözülmüş olması, küçüğün evlat edinme amacıyla yerleşmesinden sonra olumsuz bir karar verilmesi hâlinde doğacak zararların önlenmesidir. Küçük, Tüzük hükümleri gereğince, evlat edinme amacıyla yerleştirilmiş ise, rızanın aranıp aranmaması kararı artık TMK'nin 312/2 maddesi gereğince evlat edinme işlemleri sırasında verilecektir....
Aynı Kanunun 316. maddesinde; "evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenilmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırma özellikle evlat edinen ve edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir." hükmü mevcuttur. Dosyadaki belge ve bilgilerden; davacıların 18.03.1991 tarihinde evlendikleri ve çocuklarının bulunmadığı, davacı ...'nin kardeşi ...'in, ...'dan olan kızı 28.08.2009 doğumlu ...'ye doğumundan itibaren davacıların evlat edinmek amacıyla baktıkları ve onunla birlikte yaşadıkları, küçüğün davacıları ana-baba olarak bildiği, davacıların evlat edinmelerine engel bir durumlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Türk Medeni Kanununun 312 nci maddesi gereğince; "küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinen veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi .. rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir." Bu hükme göre; evlat edinmede aracılık yapan kurumun veya evlat edinenin istemi üzerine, evlat edinmede ana ve/veya babanın rızasının aranmamasına karar verilebilmesi için, iki koşulun birlikte var olması gereklidir. Birincisi; küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilmiş olmalıdır. İkincisi ise; ana ve babadan birinin rızasında eksiklik bulunmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, davalıyı evlat edinmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, eşinin 1989 doğumlu kızını evlat edinmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece, "davacının daha önce evlat edindiği kişinin evlat edinmeye muvafakatinin bulunmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Evlat edinilmek istenen kişi ergindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 313'ncü maddesi; ergin veya kısıtlının evlat edinilmesini, bu maddede gösterilen hallerde, evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatine bağlamıştır. Davacı, evlat edinmeye "olur" vermeyen 1988 doğumlu Derya'yı, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlükte olduğu dönemde 1991 yılında evlat edinme sözleşmesiyle evlat edinmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinmede Ana-Baba Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kurum tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava dilekçesinde, çocuk mahkemesinin bakım tedbiri kararı gereği Bakanlığın koruma ve bakımı altında olan küçüğün evlat edinilmesinde ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenilmiştir. İlk derece mahkemesince, evlat edinmede ana baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istenen küçüğün kuruma yerleştirilmiş olduğundan TMK'nın 312/1 hükmü gereği rızanın aranmaması kararının ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Küçük, davacı kurum tarafından gelecekte evlat edinme amacıyla "Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin... 15.03.2009 gün ve...ı) hükümleri çerçevesinde "evlat edinme amaçlı" bir yerleştirme işlemine tabi tutulmadığına göre, küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli olan davacı kurum, evlat edinmede rızanın aranmaması karan isteyebilir. (TMK. 312/1) Başka bir ifade ile aracı kurum, başvuru zamanını geçirmiş değildir. Bu bakımdan işin esası incelenmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluğun bozma kararına iştirak edemiyorum. 24.02.2016...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davanın davacı kurumca evlat edindirme hizmetinden yararlandırılması düşünülen küçüğün, evlat edinilmesi işlemleri sırasında TMK'nın 311 ve 312. maddeleri gereğince bulunması zorunlu anne ve baba rızasının aranmaması davası olduğu, ileride evlat edindirme hizmetinden yararlandırılması düşünülen küçüğün ana veya babasının bu konuda rızasının eksik olması halinde evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün kuruma yerleştirilmesinden önce yetkili mahkemenin rızanın aranıp aranmamasına karar vereceği, diğer hallerde ise bu kararın ancak evlat edinme işlemleri sırasında verilebileceği, davaya konu küçüğün Bakırköy 4.Çocuk Mahkemesinin 19.12.2017 tarih ve 2017/162 Ted. sayılı kararı ile koruma altına alındığı ve dava tarihinden önce kuruma yerleştirildiğinin sabit olduğu, Yargıtay 2....