Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekili Av. ...’a 02/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 19/02/2020 tarihinde temyiz dilekçesi ve ekinde HMK'nın 95. vd. hükümleri uyarınca tıbbi hekim raporuyla eski hale getirme talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, davalı vekili Av. ...'ın eski hale getirme talebinin incelenmesi gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nin 95. maddesi; "Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir. Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz." hükmünü, 96. maddesi; "Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir....
Dairemizin 17.10.2018 tarihli bozma ilamında 2.011,64 m2'lik yol olarak kullanılan alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve zarar gören ağaç bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Dairemizin 17.10.2018 tarihli bozma ilamında 2.011,64 m2'lik yol olarak kullanılan alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, zemin bedelinin az olması durumunda ise zemin bedeli hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma yapılmış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, zemin bedelinin eski hale getirme bedelinden fazla olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve zarar gören ağaç bedeline hükmedilmesi gerekirken zemin bedeline hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazların eski hale getirme bedeli ve ......... davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Kamulaştırmasız el atılan taşınmazların eski hale getirme bedeli ve ......... istemine ilişkin davanın kabulüne dair kararın Dairemizin 21/03/2016 gün 2015/18964-2016/5716 sayılı kararı ile bozulması nedeniyle yerel mahkemece verilen direnme kararının davalı idare vekilince temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca incelenmesi sonucu direnme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan onanarak,dava konusu taşınmazların eski hale getirilme talebinin kabulü ile 136.319,91-TL eski hale getirme bedeline hükmedilmesine...
Bu durumda; 11.999,85 m²'lik hafriyat dökülü alanın öncelikle eski hale getirme bedelinin ve zemin bedelinin ayrı ayrı hesaplanması, eski hale getirme bedelinin zemin bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, hafriyat dökülerek el atılan bölümün bedelinin fazla olması durumunda ise taşınmaz bedeli ile hafriyat dökülü bu bölüm için ecrimisil bedeline de hükmedilmesi ve bu bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi, 2)Davacının el atmanın önlenmesi talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması, 3) Dava konusu taşınmaza 2011 yılı Haziran ayında el atıldığı belirtildiği halde, 2011 yılı Ocak – Haziran ayları arası ecrimisil bedeline de hükmedilmesi, 4)Eski hale getirme bedeli, kararın infazı sırasında belirleneceğinden infazda tereddüt yaratacak şekilde el atılan taşınmazın eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınması, 5) 6001 sayılı Karayolları Genel...
Sıralanan yasal düzenlemeler, eski hale getirme isteminde bulunabilmek; sürenin arzu ve ihtiyar dışında kaçırılmış olması; yeniden süre elde edebilmek için kanun yollarına başvurmanın olanaksız bulunması; eski hale getirme talebinin HMK 96. maddesinde öngörülen sürede dile getirilmesi koşullarına bağlamıştır....
Eski hale getirme talebinin kabul edilebilmesi için sürenin arzu ve ihtiyar dışında elde olmayan bir sebeple kaçırılması (6100 sayılı HMK. md. 95/1), süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca başka bir hukuki yoldan ulaşılamaması (md.95/2), eski hale getirme talebinin engelin kalkmasından itibaren 2 hafta içinde yapılması (md.96/1), en geç nihai karar verilinceye kadar eski hale getirme talebinde bulunulması (md.96/2) gerekir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar nihai bir karardır. Nihai kararlara karşı temyiz yolu açık olup eski hale getirme talebinde bulunulduğu tarih itibariyle henüz temyiz süresi dolmamıştır. Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen sonuca, nihai kararın temyiz edilmesi suretiyle ulaşılması mümkün olduğundan eski hale getirme talebinde bulunulamaz. Yargılamadan el çekmiş olan mahkemelerin eski hale getirme yoluyla verdikleri nihai kararı değiştirme ya da ortadan kaldırmaları da usulen mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; CMK’ nın 42. maddesinin 1.fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, hükümlünün 27/03/2012 tarihli isteminin eski hale getirme ve temyiz istemi niteliğinde olduğu gözetilmeden yerel mahkemece 14/05/2012 tarihinde verilen eski hale getirme talebinin reddine dair ek kararın hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Yokluğunda verilen 16.01.2007 tarihli hükmün, sanığın da katıldığı talimat duruşmasında görev alan müdafiine 25.01.2007 tarihinde tebliğ edildiği ve temyiz edilmediğinin anlaşılması karşısında sanığın eski hale getirme istemi ile, 16.01.2007 tarihli hükme yönelik temyiz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanık müdafiinin, 12/04/2016 tarihli dilekçesi ile eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 42. maddesinin 1. fıkrasında, "süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında dairemizce karar verilmesi gerekip, öncelikle eski hale getirme istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkemenin temyiz isteminin reddine dair 14/04/2016 günlü ek kararının hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen hükmün 22/03/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi karşısında; sanık müdafiinin yerinde bulunmayan eski hale getirme istemi ile 12.04.2016...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tefecilik/213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet, eski hale getirme talebinin reddine 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay’ın ilgili dairesi olup, sanığın temyiz başvuru dilekçesi içeriği itibari ile eski hale getirme talepli olduğundan, mahkemenin 10.06.2016 tarihli ek kararının 2 no'lu bendindeki eski hale getirme talebinin reddine ilişkin bölüm kaldırılarak yapılan incelemede gereği görüşüldü; Sanığın 17.10.2015 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 09.06.2016 tarihli dilekçe ile temyiz ettiği anlaşıldığından, temyiz isteminin ve yerinde görülmeyen eski hale getirme talebinin...