Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Temyiz isteminin reddine Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Hükümlü müdafiinin 18.04.2014 tarihli isteminin eski hale getirme ve temyiz mahiyetinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; CMK’nın 42.maddesinin 1. fıkrasında, “Süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir” şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında Dairemizce ve öncelikle karar verilmesi gerektiğinden, hükümlünün eski hale getirme ve temyiz istemi hakkında yerel mahkeme tarafından 18.04.2014 tarihinde verilen “hükümlünün dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabulü yolundaki talebinin hükmün kesinleştiği ve hükmün süresinden sonra temyiz edildiği anlaşıldığından reddine” ilişkin hukuken geçersiz olan ek karar kaldırılarak hükümlü müdafiinin eski hale getirme ve 12.11.2013 tarihli karara...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık HÜKÜM : Hükümlülük ve müsadere Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık müdafiinin, sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasıyla eski hale getirme talebinde bulunduğu, mahkemece 14.06.2016 tarihinde eski hale getirme talebinin kabulü ile eski hale getirme dilekçesinin süre tutum dilekçesi olarak kabulüne dair ek karar verildiği anlaşılmakla, sanık müdafinin, eski hale getirme talebi hususunda karar verme yetkisinin CMK.nun 42/1. maddesine göre hükmü temyizen incelemekle görevli Yargıtay'a ait olduğu gözetilmeksizin, mahkemenin eski hale getirme talebinin kabulüne dair 14.06.2016 tarihli ek kararının hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen kararın duruşmada beyan ettiği adrese tebliğe çıkartıldığı ancak çıkartılan tebligatın tanınmadığından bahisle iade edildiği, bunun üzerine kararın...

      Dosyadaki delil ve belgelere göre davalı idare vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; Taşınmazların yol olarak el atılan ve hafriyat dökülmek suretiyle el atılan bölümlerinin eski hale getirilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken eski hale getirme bedelinin kararın infazı sırasında belirleneceği gözetilmeksizin infazda tereddüt yaratacak şekilde eski hale getirme bedelinin tahsiline dair hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda borçlu vekilinin eski hale getirme talebi ile birlikte Dairemizin onama ilamı hakkında nedenlerini de belirterek karar düzeltme isteminde bulunmadığı görüldüğünden, borçlunun eski hale getirme talebi reddedilmelidir. SONUÇ : Borçlunun eski hale getirme talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle (REDDİNE), 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı vekilinin, eski hale getirme bedeline ilişkin karar düzeltme taleplerine gelince; İcra İflas Kanunu'nun 30.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde; eski hale getirme bedelinin infaz aşamasında gözetilecek bir husus olduğu, her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde eski hale getirme isteyip, 19/10/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi kurulunun 20/02/2009 tarihli raporunda 102.636 TL belirlediği eski hale getirme bedeline hükmedilmesini talep etmiş ise de; davacının asıl talebinin dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, el atılmak sureti ile niteliği değiştirilmiş taşınmazın eski hale getirilmesi olduğu göz önüne alındığında mahkemece elatmanın önlenmesi ile birlikte eski hâle getirilmesi kararı ile yetinilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hâle getirme bedelinin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, hükmün bu yönü ile bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

            Asliye Ceza Mahkemesinin 26.03.2015 tarihli, 2015/59 sayılı ek kararının kaldırılması ve eski hale getirme taleplerinin kabulüyle birlikte temyiz itirazlarına göre kararın bozulması istemini içeren dilekçe sunduğu anlaşılmaktadır. 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğu ve sanık müdafiinin eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından, eski hale getirme talebinin reddine ilişkin Kastamonu 2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5271 sayılı CMK'nın 42. maddesinin 1. fıkrasında, "süresi içinde usul işlemi yapılsaydı, esasa hangi mahkeme hükmedecek idiyse, eski hale getirme dilekçesi hakkında da o mahkeme karar verir" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün temyizi aşamasında ileri sürülen eski hale getirme istemi hakkında dairemizce karar verilmesi gerekip, öncelikle eski hale getirme istemi hakkında karar verilmesi gerektiğinden, mahkemenin eski hale getirme isteminin reddine dair 16.04.2009 günlü ek kararının hukuken geçersiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Yoklukta verilen 04.06.2008 tarihli hükmün, 14.10.2008 günü Tebligat Yasasının 35. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ edilmesi karşısında, sanığın eski hale getirme istemi ile 04.06.2008 tarihli hükme yönelik süresinde olmayan temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK.'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 5271 Sayılı CMK’nin 42/1.maddesi uyarınca temyiz aşamasında ileri sürülen eski hale getirme talebi hakkında karar verme yetkisi Dairemize ait olmakla, Gaziantep 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 14.05.2012 tarihli eski hale getirme talebinin kabulüne ilişkin ek kararının yok hükmünde olduğu belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın yokluğunda verilen hükmün 30.11.2011 tarihinde usulü dairesinde tebliğ edildiği, sanığın 7 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 02.05.2012 tarihinde eski hale getirme ve temyiz talep dilekçesi verdiği anlaşılmakla, eski hale getirme talebinde bildirdiği şekilde tebligat tarihinde cezaevinde bulunmadığı anlaşılmakla eski hale getirme isteminin ve süresinden sonra yapılan temyiz talebinin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 25/12/2014 gününde oy birliğiyle...

                  tarafından kararın tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Davacının eski hale getirme ve temyiz talebinin incelenmesinde; Davacı vekili Av. ...’ya bölge adliye mahkemesi kararı 13.04.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davacı vekili Av.... yasal süreden sonra 26.07.2021 günü verdiği dilekçe ile hükmü temyiz etmiş; temyiz müddetiyle ilgili olarak; davacı ...’ın diğer vekili Av....’yı azlettiğini belirterek Yargıtay'dan eski hale getirme talebinde bulunmuştur. Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hakimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapmayan kimse, eski hale getirme talebinde bulunabilir. (HMK m. 95/1) Eski hale getirme talebi, temyiz yoluna başvuru hakkının düşmesine dayalı olarak istendiğine göre, bu talebin Yargıtay'ca incelenip karara bağlanacağında kuşku yoktur....

                    Davacı vekilinin süresinde sunduğu 29.6.2010 tarihli dilekçesi ile HUMK'un 166 ve devamı maddelerine göre eski hale getirme isteminde bulunduğu, mahkemece kararın temyiz edilmesi nedeniyle eski hale getirme istemi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır. HUMK.nun 166 ve devamı maddeleri eski hale getirme kurumunu düzenlemektedir. Yasanın yada hakimin bir işlemin yapılması için belirlediği sürelerde, işlemin yapılmaması, bu işlemi yapacak kişinin arzu ve iradesi dışındaki nedenlerden kaynaklanabilir. Yasa bu gibi hallerde, süreyi kaçıran kişiye eski hale getirme isteminde bulunma olanağı tanımıştır. Davacı vekili, 28.6.2010 tarihli oturuma sağlık sorunu nedeniyle katılmadığını ileri sürerek eski hale getirme isteminde bulunduğuna göre, istem aynı oturumda verilen davanın açılmamış sayılmasına dair kararın usule aykırı olduğu iddiasını içermektedir....

                      UYAP Entegrasyonu