Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi; bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise; karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2020/73 ESAS - 2021/98 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Hatay 4....

    Bu hali ile sigortalı ve davalı arasında aracın yağlanması konusunda eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Zarar eser sözleşmesinin usulüne uygun icra edilmemesi sebebine dayanmaktadır. Zarar, eser sözleşmesinin icrası sırasında meydana geldiğinden, araç maliki ... Turizm Şirketi tacir olduğu gibi davalıda ... Oto Yıkama iş yerinin sahibi olması sebebiyle tacir vasfındadır. Sözleşme her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin aracın yağlanıp yıkanması niteliğindeki eser sözleşmesidir....

      belirtmiş ise de, davacının tercüme yaptırma haklarının gerekçesi ve dayanağı olan sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olması nedeniyle tercüme yapılması ile ilgili sözleşme tarihinde de bu konuda bir hak sahipliğinin olmadığı, haksız olarak elde ettiği yasal olmayan bir hakka dayanarak hak sahipliği iddiası ile tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı, ayrıca işleme eser sahipliği gerçek kişi tercüme edenlere telif bedelini ödediği konusunda da herhangi bir belgenin sunulmadığı, karşılıklı edimleri ihtiva eden sözleşmede davacının kendi edimlerini ifa ettiğini ispat edemediği, sözleşme geçerli olmadığından ve geçersiz bir devir karşısında cayma hakkının kullanılmasından bahsedilemeyeceği, davacının işleme eser niteliğindeki tercüme eserle ilgili mali-manevi hakları kullanma ve tercüme eserden dolayı ticari gelir elde etme hakkının bulunmadığı, haksız rekabet şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemesince itirazın iptaline kaarr verildiğini, tarafların protokol düzenleyerek 650.000,00 TL'nin kiraya verene ödenmesine karar verildiğini, 33.659,98 TL'nin eksik ödendiğini, eksik ödenen paranın tahsilini talep ettiği, Mahkemece taraflar arasındaki kira sözleşme sinin feshinden kaynaklı uyuşmazlık olması sebebiyle görevsizlik kararı verildiği,Taraflar arasında kira sözleşmesinin feshinden kaynaklı protokol düzenlendiği, bu protokole göre ödenmesi gereken bedelin eksik ödendiği belirtilerek 33.659,98 TL'nin tahsili talep edildiği, HMK 4. maddeye göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtildiği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle mahkemenin resen yargılamanın her aşamasında ele alınması gerektiği, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır....

          Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında asansör imal ve kurulum sözleşmesi imzalandığını, imalatın devamında da asansör bakımının müvekkili tarafından üstlenildiğini, bakım sözleşmesinin 3 yıla yakın bir süre devam ettiğini, 21/01/2019 tarihinde imza altına alınan bakım sözleşmesi fesh tutanağı ile taraflarca sona erdirildiğini, müvekili ile davacı arasında bakım sözleşmesinin fesh edilmesinden sonra doğan uygunsuzlukların müvekkili ile alakasının bulunmadığını, müvekkili tarafından bakım sözleşmesinin feshinden önce bakım işi ile ilgili üzerine düşen işlerin eksiksiz olarak yapıldığını, zira fesih tarihi öncesinde yapılan denetimlerde müvekkilinin sorumluluğunda veya garanti kapsamına giren uygunsuzluk bulunmadığını, bu durumun sözleşmenin feshi tarihinden önce yapılan asansör yıllık kontrol formları ile sabit olduğunu, davacının müvekkili ile yapmış olduğu bakım sözleşmesinin feshinden sonra ve garanti süresi içerisinde başka asansör monte eden veya...

          Tüketici Mahkemesi ise davacılar ile davalı şirket arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsilinin istenildiği, 6502 sayılı Kanunun 3/k ve 73. maddeleri uyarınca davacıların tüketici konumunda olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3/1-(l) maddesi "Gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerini" tüketici işlemi kapsamına almıştır. Kanunun 73/1. maddesinde ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiştir. 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin Kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir....

            Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olduğunu ileri sürerek uyuşmazlığın bu kapsamda çözümlenmesi gerektiğini istediğini, işçinin iş sözleşmesinin askıya alındığı tarihten itibaren dört ay süre geçmesi gerektiği, oysa ki davacı işçinin iş bu davayı iş sözleşmesinin askıya alınmasından sonraki dört aylık süre dolmadan açtığı, bu sebeple iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş gibi hak talebinde bulunamayacağını, ancak işçinin iş sözleşmesinden doğan maddi haklarının ödenmemesinin haklı fesih sebebi olarak sayıldığı, bunun yanında işçinin iş sözleşmesinin askıya alınmasında toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ihlalinin de sonuç itibarı ile işçi açısından gelir kaybı doğuracak olması sebebiyle işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturduğunu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik) 1.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacı olarak bana verilmesine (Maddi tazminat taleplerimiz belirsiz alacak davasıdır) Her türlü yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine" karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, sigortalı ile sigorta şirketi arasında yapılan sigorta sözleşmesinin aynı zamanda kazadan zarar gören (tüketici) arasında kurulan “tüketici işlemi” niteliğinde bir “hukuki işlem” olduğu, davacı-zarar görenin mutlaka sözleşmenin tarafı olmasının aranmadığı, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine husumet yöneltilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu