Dava, eser sözleşmesinden ayıp nedeniyle dönülmesinden kaynaklı ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Davacı iş sahibi davalı yüklenicidir....
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı olarak eserin ayıplı olması nedeniyle ödenen eser bedelinin iadesine ilişkin başlatılan ---------- Esas sayılı takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının davalıya sipariş kapsamında 13.668,00 TL avans ödemesi yapmış olduğunun sabit ve çekişmesiz olduğu, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davacının siparişi ile davalı tarafından imalatı yapılan yaş pasta dolabı arasında köşe kısımlardaki kavis birleşimlerinde, profil kalınlıklarında ve tezgah malzemesinde verilen siparişe uygun imalat yapılmamış olduğu, bu sebeple açık ayıplı mal olduğu, her ne kadar davalı tarafça davacının verdiği ölçülerde görseldeki ürünün üretilmesinin mümkün olmadığı savunmasında bulunulmuş ise de, taraflar arasındaki ---------- yazışmaları incelendiğinde davalının siparişi aldığında görseldeki ürünün üretilemeyeceğini bilebilecek durumda olduğu, bu hususta davacıyı bilgilendirmediği, ürünü üretebileceğini...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; "TBK’nın 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Huzurdaki dava dosyasında davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir....
Taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca, davacının davalıdan dava konusu toplam 11.628,88 TM tutarlı iplik ürünlerini sipariş ettiği ve bu ürünlerin davalı tarafça üretilerek davacıya teslim edildiği, ancak davacı tarafın ipliklerin makinede örülmesi aşamasında ayıplı olduğunu anladıklarından bahisle davalıya iade etmek istediği, davalı tarafın ise ayıp iddiasını kabul etmeyerek ürünleri iade almaktan kaçındığı hususu tarafların kabulünde olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davacı tarafın yasal ihbar sürelerin uyup uymadığı ve sonuç itibariyle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinin haklı olup olmadığı hususları olarak saptanmıştır. Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir....
onay verilmediği için cihaz işlemsiz olarak geri iade edildiğinin, yazdığını, daha sonra işbu uyuşmazlığın çözümü için dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, burada da anlaşma sağlanamadığını, müvekkil şirket tüm bu nedenlerle çok mağdur olduğunu, müvekkilin ödediği bedelden her iki davalıda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle, ayıplı mal (cep telefonu) satışından kaynaklı sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılması ile satılanı iade ederek; 13.395,01 TL ödenen bedelin iadesi istemi ile başvuru zorunluluğu hasıl olduğunu, ayıplı mal (cep telefonu) satışından kaynaklı sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılması ile satılanı iade ederek; şimdilik 100,00 -TL ödenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Ayrıca kabule göre; iş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor ve ek raporlar hükme esas alınamaz. Bu nedenle mahkemece yapılacak iş teknik bilirkişiden ek rapor almak suretiyle TBK 475/1. madde uyarınca eserin kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olup olmadığı hususunda değerlendirilme yapılmalı, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa dönme hakkını kullanamayacağı nazara alınmalı ve bu halde TBK 475/2. maddesi uyarınca ayıp oranında bedelden indirim konusunda inceleme yapılmalıdır....
Kişisel hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlık bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şu halde Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü TBK'nın 58. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; açılan davada, davalıların eser sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle manevi tazminat istenmiştir....
Bu tespitle belirlemelere göre davacının sözleşme nedeniyle ödemiş olduğu ----- bedelin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4a maddesi uyarınca faiz işletilerek, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, davacının sözleşmeden kaynaklanan zarar nedeniyle istemine yönelik talebinin de feragat etmesi nedeniyle feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, TBK'nun 227. Maddesi uyarınca gizli ayıbı olan çekicilerden dolayı sözleşmeden dönme ve ödediği bedelin tahsili talebiyle menfi zararlarının tahsili talebidir. Davacı alıcı olarak davalı da satıcı olarak taraflar arasında -- adet çekici niteliğinde araç satışı konusunda anlaşma sağlandığı, her biri için --- çekici için ---- bedel karşılığında satış akdinin gerçekleştiği, henüz garanti kapsamındayken sık sık arızalanması nedeniyle yalılan tespit raporları neticesinde her üç çekici aracında gizli ayıplı olduğu gerekçesi ile TBK'nun 227. Maddede belirtilen alıcının seçimlik hakları içerisinde sayılan sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin tahsili talebidir. Satın alınan araçlardan--- plakalı araç için--- esas sayılı dosyası ile ------- sayılı dosyası ile tespit raporu alındığı ve alınan her üç tespit dosyası ile de dava konusu edilen çekicilerin gizli ayıplı olduğu şeklinde rapor sunulduğu tespit edilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin kaldırma gereklerini yerine getirerek verdiği karar usul ve yasaya uygundur. Uyuşmazlık için TBK 475 maddesindeki eser sözleşmesinde ayıplı mala ilişkin tercih hakları sayılmış, bunlar sözleşmeden dönme, bedelde indirim, ücretsiz onarım olarak sayılmış, TBK 475 son maddesinde ise eser sözleşmesine konu mobilyalar davacının konutuna teslim edildiği, aynalarda imalat hatası olduğu, bu hatalar nedeniyle 4.000,00 TL tuttuğu, mahkemece de TBK 475/2 ve son fıkraları gereğince taktir hakları kullanılarak kaldırılması aşırı zarar doğuracağından davanın kısmen kabulüne karar verilerek indirim yoluna gidilmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....