Eser sözleşmesi hükümlerine göre estetik ameliyat yapan cerrahlar için de bu husus bir yükümlülüktür. Dosyada davalı doktorun davacıyı uyardığı konusunda bir belge bulunmamaktadır. Eser sözleşmesi hükümlerine göre, davalı doktorun yükümlülüğü taahhütlerine, tıbbın gereklerine ve iyiniyet kurallarına uygun şekilde estetik ameliyatı gerçekleştirmek, davacının yükümlülüğü de bedeli ödemektir. Davacının ameliyat için kararlaştırılan bedeli ödediği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı, davalı doktorun yükümlülüklerini yerine getirmediği, taahhütlerine ve tıbbın gereklerine uygun ameliyat yapmadığı, estetik amaçlı ameliyatın başarısız olduğu, davalı tarafın kendisinden tahsil ettiği bedele hak kazanmadığını iddia ederek bu davayı açmıştır. Davanın dayanağını BK'nın 360. maddesi oluşturmaktadır. HUMK'nın 275. maddesine göre, mahkemenin çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşü alma zorunluluğu bulunmaktadır....
Taraf beyanları ve dinlenen tanık beyanları ile ameliyatın estetik amaçlı olarak yapıldığı ispatlanmış olup, bu durumda taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu kabul edilmelidir. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Eser sözleşmesini düzenleyen TBK'nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin (hekimin) sorumluluğundadır. Davacı, estetik amaçla davalılara başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır....
Davada, BK 355 vd. maddelerinde yer alan eser sözleşmesi gereğince maddi ve manevi tazminat talep edilmektedir. Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla ödevlidir. Eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; estetik amaçlı burun ameliyatı sonrası (eser sözleşmesi) uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; Hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır. Somut olayda hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
“Tıbbi Standart” hekimin tedavinin amacına ulaşması için gerekli olan ve denenerek ispatlanmış bulunan, hekim tecrübesi ve doğa bilimlerinin o anki ulaştığı düzeyi ifade etmekte olup, denenmiş ve bilinen temel meslek kurallarıdır. Sözleşmenin eser niteliğindeki estetik müdahalelerde de uygulanacağının kabulü zorunludur. Ayrıca 5. maddede, aydınlatılmış rıza alınması zorunluluğu açık bir şekilde düzenlenmiştir. Ameliyat ve dava tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesinde; "Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” düzenlemesi mevcuttur. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı, kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; estetik amaçlı müdahaleden(buzlu terapi yöntemi ile çatlakların giderilmesi) kaynaklanan manevi tazminat talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine 14.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Ticaret Mahkemesi 2004/205 2009/12384 KARAR Dava, boy uzatmaya ilişkin cerrahi müdahalenin yetersizliği iddiası ile tazminat isteğine ilişkin olup, alınan Adli Tıp Kurulu Raporu'nda da açıklandığı üzere bu operasyonda tıbbi zorunluluk bulunmadığı , estetik amaçlı olarak yapıldığı gözetildiğinde , uyuşmazlığın eser sözleşmesi niteliğine göre, kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ne aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE,4.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; ;davalı doktor tarafından ,davacıya T3 hastanesinde 19/10/2013 tarihinde tarihinde meme büyütme ameliyatı yapıldığı, daha sonra 28/10/2014 tarihinde aynı hastanede ,aynı doktor tarafından ikinci kez ameliyat edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır....
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; 1- Mahkemenin yetersiz bilirkişi raporu ile karar verdiğini, 2- Taraflar arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesi olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Asıl dava, estetik amaçlı diş protez yapımını kapsayan eser sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise aynı sözleşme nedeniyle diş protez bedelinin tahsiline ilişkindir. Asıl dava, eser sözleşmesi niteliğinde estetik diş protez yapımından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin, karşı dava ise alacağa ilişkindir. Davacı-karşı davalı iş sahibi, davalı-karşı davacı ise yüklenicidir. Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Şifahi sözleşme ile davacıya estetik amaçlı diş yapılması hususu kararlaştırılmıştır....