"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, kasko poliçesi ve eser sözleşmesi ve eser sözleşmesi edimlerinin gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca, ' Bir davada, bir kaç hukuk dairesinin görevine giren uyuşmazlık söz konusu ile ise, temyiz incelemesi, uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait hüküm ve kararları inceleyen daire tarafından yapılır.'' Eldeki davada temel ilişki kasko poliçesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesi ikincil niteliktedir. Bu durumda, anılan karar uyarınca, uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. Ancak, somut uyuşmazlıkta önceden Yargıtay 17. ve 13. Hukuk Dairelerince gönderme kararı verildiğinden dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine karar verilmiştir....
Bu durum talibe konu faturadan ve cevap dilekçesinden ve ihtarnameden anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK nun 470 vd maddelerinde eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Yasada, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Eser sözleşmesi bir iş görme sözleşmesi olmakla birlikte, bu sözleşmede önemli olan husus çalışmanın kendisinden çok, bu çalışmadan ortaya çıkan ve objektif olarak gözlenmesi kabul olan sonuçtur....
Eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen kaza sonucu açılan tazminat istemli eldeki davada hizmet sözleşmesi değil, eser sözleşmesinin hukuksal özelliklerinin gözetilmesi gerekmektedir. Zira, eser sözleşmesinde iş sahibi ve yüklenicinin yükümlülükleri, eser sözleşmesinin yasal dayanağı ile ilkeleri, hizmet sözleşmesinde uygulanacak ilkelerden farklıdır. Hal böyle olunca mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olması nedeniyle konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden tarafların kusurlu olup olmadıkları varsa oranının belirlenmesi için eser sözleşmesi hükümlerine göre rapor alınması ve sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken taraflar arasında işçi işveren ilişkisi varmış gibi alınan raporlarla hükme varılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
A.Ş. ile kurduğu eser sözleşmesi ilişkisi gereğince yapıp yükleniciye teslim ettiği iş ve imalâtların yapıldığı 2014 yılı mahalli piyasa rayiçleri ile KDV ve yüklenici kârı dahil bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp burdan davalı yüklenici ve iş sahibi tarafından yapıldığı kabul edilen toplam 54.000,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra kalan miktar üzerinden ve davalı ... .... İnş. İnsan Kayn. ve .... Hiz. San. ve Tic. A.Ş. yönünden itirazın iptâli ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu davalı iş sahibini de sorumlu tutacak şekilde itizarın iptâline karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı ...nin temyiz itirazlarına gelince; bu davalı ile davacı arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Bu davalı eser sözleşmesini diğer davalı yüklenici ile yapmıştır....
düzenlenmiştir.Yasada, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır....
Davalı vekili, cevap dilekçelerinde davalılardan ...’ün davalı şirketin %51 oranındaki hissedarı olduğunu, onun hakkındaki davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davalı şirket ile davacı arasında “eser sözleşmesi” niteliğinde akdî ilişki kurulmadığını, esasen onun sigortalı işçisi olduğunu, ancak bazı yaptığı işlerin bedelinin de ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu’nun .../.... maddesi uyarınca “iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.” Ücret, iş görme (emek) ve bağımlılık, iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır. Eser sözleşmesi ise somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde “Eser sözleşmesi öyle bir sözleşmedir ki, onunla bir taraf (yüklenici), öteki tarafın (iş sahibinin) ödemeyi yüklendiği ücret karşılığında, bir eser meydana getirmeyi borçlanır” şeklinde tanımlanmıştır....
Bu durumda taraflar arasındaki ilişkinin Borçlar Kanunu 355. ve 357/2 maddeleri (TBK 470. ve 472 madde) kapsamında eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle yerel mahkemenin taraflar arasında eser sözleşmesi olduğuna yönelik kabulü doğrudur. Bu itibarla Dairemizin 08/12/2016 tarihli bozma kararında taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olmayıp nitelikli satış sözleşmesi olduğu yönündeki saptaması yerinde olmadığından davalı-karşı davacının karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir. Ancak taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesi olarak kabul edildiğinde de yerel mahkemenin BK.nın 362/son (TBK 477/son) maddesi gereğince eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde ... sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmesine dair yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususunda yeterince durulmamış olup, bu yönden gerekli incelemenin yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Mahkemece eser sözleşmesi hükümlerine göre konunun uzmanlarından oluşturulacak teknik heyetten rapor alınmadan ve ceza yargılaması düzenlenen raporda belirlenen aynı oranı kabul eden bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın eser sözleşmesi niteliğindeki sipariş üzerine üretilen çanta imalatından kaynaklanmasına, mahkemenin de benimsemesinin eser sözleşmesi olmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 15.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu tartışmasızdır. 6502 sayılı Yasa dava tarihi itibariyle yürürlükte olduğundan dava tüketici mahkemesi sıfatıyla görülmüş olup, sözleşmenin kurulduğu tarihte 4077 sayılı Yasa hükümleri yürürlükte bulunduğundan ve eser sözleşmesi bu Yasa kapsamında bulunmadığından, 4077 sayılı Yasa'da eser sözleşmesi yer almamaktadır. Bu durumda, genel hükümler uygulanacak ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun hükümleri gözetilecektir. Eser sözleşmesi mülga 818 sayılı BK'nın 355. maddesinde düzenlenmiş olup, iş bedeli kararlaştırılmadığından bedelin de BK'nın 366. maddesi gereğince hesaplanması zorunludur. BK'nın 366. maddesi ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, iş bedeli yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayiciyle hesaplanmalı ve KDV ilave edilmemelidir....