Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini toplam 12.200 TL olarak ıslah etmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın kabul edildiğini, şimdi ise davalı belediyenin hamsi heykelini kitabesiyle birlikte parktan kaldırarak müvekkilinin FSEK’e dayalı eser sahipliğinden doğan haklarını bir kez daha ihlal ettiğini ileri sürerek, davacıya ait esere tecavüzün men’ine, esere tecavüz nedeniyle davacıya 100.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; eser üzerinde tasarruf hakkının davalı belediyeye ait olduğunu, bu kapsamda Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulunun tavsiyesi üzerine Belediye Encümeni tarafından alınan karar doğrultusunda heykelin parktan kaldırıldığını, eserden doğan hakların ihlal edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Davacı vekili dava dilekçesinde, senaryo eser sahibi davacının, eserden doğan mali ve manevi haklarına tecavüz edildiği ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, senaryo ve filmin 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirildiği, davacının söz konusu eserlerde mali bir hakkının bulunmayacağı, dosyadaki mali hak devir belgesine göre davacının reklam filmi için mali hakları hukuka uygun olarak devredildiği gerekçesi ile maddi tazminat talebinin reddine, koşulları oluşmadığı gerekçesi ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dairemizce uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir. FSEK 5. maddesi uyarınca sinema eserleri, bağımsız bir eser türü olarak korunmaktadır. Bununla birlikte, sinema eserleri, senaryoların işlenmesiyle oluşan bir işleme eser mahiyetindedir....

        yerine getirmeye çalıştığını, davalı şirket yetkililerinin mesai saatleri dışında akşam 8 -9'da, haftasonunda bile müvekkillerini arayarak sorular sorduğunu, bilgi istediklerini, davalı tarafın, sözleşmede kararlaştırılan işler haricinde müvekkilinden extra işlerde talep ettiğini, müvekkilinin yapmak zorunda olmadığı bu işleri de yaptığını, müvekkilinin yaptığı işlerin sürecinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle uzadığını, davalı tarafın bir anda müvekkile ihtar göndererek sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu nedenlerle; taraflar arasında yapılan eser sözleşmesinden doğan müvekkilinin alacağının şimdilik 100,00-TL sinin arabuluculuk tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı şirketçe haksız olarak feshedilmesinden kaynaklı müvekkilinin uğramış olduğu müspet zararın şimdilik 100,00-TL sinin sözleşmenin feshinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa...

          Somut olayda, Davacı taraf davalı ile Gürsökü köyünde bodrum, zemin ve birinci kattan ibaret yapı yapmak üzere anlaştığını beyan ettiği, davalının davacı ile yapılan işbu eser sözleşmesini inkar etmediği, eser sözleşmesinin davaya konu taşınmazın köy yerleşik sınırları içerisinde iki katlı yapısı dikkate alındığında davacının ticari ve mesleki amaçla hareket etmeyen tüketici sıfatına haiz olduğu anlaşılmıştır....

          mimari yapının replike edilmesi söz konusu olmadığı, davalı tarafından eser (yapı) çoğaltılmadığı, mimar ve ilgili yapı şirketi projeden doğan haklarını başlangıçta yapılan sözleşme ile aldıkları gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının yapı eserinin dış cephesini değiştirerek manevi hakkı ihlal ettiğinin tespitine, 30.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden işleyen yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, maddi tazminat davasının sabit olmadığından reddine, binanın uygun bir yerine, "değişiklik proje müellifi Yüksek Mimar Mühendis ... tarafından yapılmamıştır" yazılı tabela konulmasına karar verilmiştir....

            Hizmet sözleşmesi ve eser sözleşmesi birbirine çok yakın kavramlar olup; hizmette, ücret-bağımlılık ve devamlılık, eser sözleşmesinde ise, bir şeyin ücret karşılığı imali söz konusu olmaktadır. Davacının,davalı tarafla anlaştıkları ve bu anlaşma gereğide davalı tarafın çektiği nikah görüntülerini kaybetmesi ve fotoğraf makinası veya video alınması anlaşma .../... Gereği yasaklandığı için, ailesi tarafından alınabilecek amatör görüntüler dahi engel olunduğu iddiasıyla manevi tazminat istemine ilşkin somut olayda, hizmetten ziyade eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'...

              Mahkemece söz konusu işin 24.09.2004 tarihinde geçici, 23.09.2005 tarihinde ise kesin kabulünün yapıldığı, Borçlar Yasası 147/6. maddesi uyarınca eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu 126/4. maddesine göre müteahhidin kastı veya ağır kusuru ile akdî hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebi ile açılacak davalar hariç olmak üzere eser sözleşmesinden doğan bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabîdir. Zamanaşımının başlangıcı da aynı Yasa'nın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarihtir....

                TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz KARAR TARİHİ : 02/06/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 03/06/2021 Yukarıda belirtilen ara karara karşı davalılar- karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucu; KARAR: Talep, tacirler arası şirket hisse devir sözleşmesi ve bu sözleşme dayanak alınarak yapılan kar payı dağıtımının ve kuyu kullanım hakkının ve kuyularda elde edilecek karın paylaşılmasının düzenlendiği katılım sözleşmesinin feshinden kaynaklanan davada ihtiyati tedbir talebine ilişkin olup, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre HSK Birinci Dairesinin 25/06/2020 gün ve 564 sayılı kararı gereğince Mahkemece verilen ara kararın istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21....

                  Dava konusu haberin yayınlandığı tarihte yürürlükte olan 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 13. maddesinde “Basılmış eserler yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen sorumludur.” şeklindeki düzenleme ile genel yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürü sorumlular arasında sayılmamıştır. Şu halde, davalı ... genel yayın yönetmeni, diğer davalı ... ise sorumlu yazı işleri müdürü ve internet yayın sorumlusu olup, Basın Kanunu'nun 13. maddesine göre sorumlulukları bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen davalılar hakkında davanın husumetten reddi gerekirken kabulü doğru değildir. Kararın bu davalılar yönünden bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu