"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptâli ve takibin devamı talebine ilişkindir. Davacı taşeron, davalı ise alt yüklenicidir. Taraflar arasında 14 adet kuyu açılmasına ilişkin eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe vakî itirazın iptâline ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm davalı vekilince temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, esere konu malların davacı tarafından üretilip davalıya teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.12.2010 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatı tahsili istemleriyle açılmıştır. Davalı, akti ilişkinin varlığını inkar etmiştir. Mahkemece, soyut fatura gönderilmesi akti ilişkinin varlığına delil teşkil etmeyeceğinden, bu ilişkiyi ispat yükü de davacıda olduğundan, ancak kanıtlanamadığından bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır....
Çekişme, eserin meydana getirilip getirilmediği, bu eser sebebiyle davacının davalıya bir ödeme yapıp yapmadığı, yapılmışsa bunun tümüyle veya kısmen iadesi gerekip gerekmediği hususundadır. Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; eserin sözleşmeye, fen ve amacına uygun meydana getirildiğini ispat yükü yükleniciye, eser bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibine düşer. Davacı iş sahibi, eser bedeli olarak davalı yükleniciye 5.000,00 TL ödeme yaptığını iddia ettiğine göre bunu yöntemine uygun kanıtlama yükü davacıdadır. HUMK’nun 288.maddesi gereğince, miktar itibariyle tanık sözleriyle kanıtlanma olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı dava dilekçesinde “her türlü yasal delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış sayılır....
Bu kapsamda genellikle emek unsuru ağır basan bir çalışma ürünü olup bütünlük arzeden ve ekonomik değeri olan her hukuksal varlık eser sayılmaktadır. Yanlar arasındaki uyuşmazlık, eser sözleşmesinin açıklanan tanımına göre BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Eser ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava değeri ve tarafların sıfatına göre Sulh Hukuk, Asliye Hukuk, Asliye Ticaret Mahkemesi gibi genel mahkemeler görevlidir. 5846 sayılı F.S.E.K.’nun 76.maddesi hükmü gereğince; bu Kanunun düzenlediği hukuksal ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklar ile 551, 554, 555 ve 556 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname uygulanmasından doğan ihtilafların çözümünde Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevlidir....
maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık iş bedelinin ne olduğu konusunda toplanmaktadır. İş bedeline ilişkin olarak, dairemizin bu konudaki yerleşmiş içtihatları ve doktrin uyarınca; yanlar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı sabit olup yazılı sözleşme bulunmaması ve tarafların bedelde uyuşamamaları halinde iş bedelinin, işin yapıldığı ileri sürülen 2011 yılında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu anlaşılmış ise de yazılı sözleşme bulunmadığından işin kapsamı, iş bedelinin ne olduğu ve ödenip ödenmediği ./. ihtilâflıdır....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 17.06.2014 gün ve 2013/212-2014/508 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekili tarafından karar temyiz edilmiş ise de, sadece temyiz yoluna başvurma harcı ile maktu temyiz karar harcı alınmış, davanın 12.167,60 TL bakımından kısmen kabulüne ilişkin verilen karar nedeniyle 207,78 TL nispi temyiz harcı alınması gerekli iken 182,58 TL eksik harç alınmıştır....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı birleşen dosya davalısı ile davalı birleşen dosya davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, asıl davada; eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı mal nedeniyle ödenen bedelin tahsili talebiyle açılan alacak, sözleşmenin feshi, birleşen dava ise; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili talebiyle yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Asıl davada; davacı iş sahibi, davalı yüklenici, birleşen davada ise; davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.. Asıl davada; davacı iş sahibi, davalı yüklenici ile arasında 09.10.2014 tarihli sözleşme ile ......
Davacı, davalı ile yapılan sözlü sözleşmeye dayanarak davalı şirkete ait reklamların muhtelif tarihlerde ve değişik gazetelerde yayınlandığını, bedelinin 2.433,00 TL olduğunu ileri sürerek davalı aleyhine icra takibi yapmış, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine de İcra ve İflas Kanununun 67. maddesine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Gerçekten, taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Ne var ki, yapılan ilanlara ait gazete örnekleri dosyaya sunulmuştur. Sunulan bu örneklerden, davalının iş yeri ile ilgili ilanların yapıldığı görülmektedir. Yanlar arasında yazılı bir eser sözleşmesi olmasa da davalı ilanları gazetelerde yayınladığından, vekaleti olmadan başkası namına tasarrufta bulunmuş sayılır. Vekaletsiz iş görme, Borçlar Kanununun 410 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. 7. Taraflar arasındaki ihtilâf, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, bu türden uyuşmazlıklardan kaynaklanan icra takiplerinin kural olarak İİK'nın 50. maddesi uyarınca HMK hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağından davalının yerleşim yeri, sözleşmenin ifa edileceği yer veya yetki sözleşmesi ile belirlenen yer icra dairelerinden birinde açılması gerekir. 8. Somut olayda; davalının yerleşim yeri ile akdin ifa edildiği yerin Siirt ili olduğundan, davalının icra takibine karşı süresinde Siirt icra dairelerinin yetkili olduğunu beyan ederek icra dairesinin yetkisine itirazda bulunduğundan, davacının yerleşim yeri icra müdürlüğü nezdinde girişilen icra takibinin geçerli bir icra takibi olduğundan söz edilemeyecektir....