Bu durumda düzenlenen bu ödeme emrine davalı-borçlunun 7 günlük süre içerisinde itiraz etmesi gerekir. İtirazın iptali davasının şartlarından biri de yapılan takibe karşı usulüne uygun bir itirazın bulunmasıdır. Somut olayda davalı-borçlunun kendisine tebliğ edilen 2. ödeme emrine yönelik bir itirazı bulunmamaktadır. İptal edilen ödeme emrine vaki itirazın sonraki ödeme emrine yönelik yapılmış bir itiraz olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda Mahkemece usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nun 438/son maddesi gereği gerekçesi düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delilere, hükmün dayandığı gerekçelere, ödeme emrine yapılan itirazın süresinde olmamasına ve ödeme belgesi ibraz edilmemesine göre davalının tahliyeye yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının alacağa ilişkin temyizine gelince; Ödeme emri davalıya 15.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. 7 günlük ödeme emrine itiraz süresi 22.5.2012 salı günü dolduğu halde itiraz dilekçesi 7 günlük süre geçtikten sonra 08.07.2015 tarihinde verilmiştir. Bu durumda, itiraz süresinde olmayıp takip kesinleştiğinden, davacının itirazın kaldırılmasını istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre itiraz dilekçesinde itiraz edilen borç miktarının açıkça belirtilmediği, borçlunun geçerli itirazının bulunması, itirazın iptali davasının takip hukukuna ilişkin şartı olup, kısmi itirazın geçerli sayılabilmesi için, borçlunun itiraz ettiği borç miktarını itirazında açıkça ve ayrıca belirtmesinin zorunlu olduğu, bunu yapmadığı taktirde ödeme emrine hiç itiraz etmemiş sayılacağı, iş bu dava dosyasının konusunu oluşturan icra takibi sırasında da davalı borçlu tarafın itiraz ettiği kısmı ayrıca ve açıkça belirtmeksizin kısmi itirazda bulunması sebebiyle ödeme emrine hiç itiraz edilmemiş sayılması gerektiği, bu hali ile açılan itirazın iptali davasının takip hukukuna ilişkin borçlunun geçerli itirazının bulunması şartının gerçeklemediği, tarafların tazminat istemlerinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğundan ve tarafların tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir...
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 6183 sayılı Kanunun "ödeme emrine itiraz" başlığını taşıyan 58. Maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre ödeme emrine itiraz süresi yedi gündür. Bu süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 07.02.2012 tarihinde davacı ...'ın oğlu ...'...
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı vekili, dava dilekçesinde,davalının kiracı olduğu taşınmazı 22.12.2011 tarihinde satın aldığını ,davalıya kira bedellerinin kendisine ödenmesine ilişkin 4.12.2012 tarihinde ihbar gönderildiğini, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine ... İcra Müdürlüğünün 2015/9024 esas sayılı icra dosyasında takip başlatıldığını,davalı borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği gibi ödeme yapmadığını belirterek İİK'nun 269/a maddesi gereğince kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların yasal süresinde itiraz etmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne,davalı borçlu ... yönünden davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından davalı ...’a ilişkin karara yönelik olarak temyiz edilmiştir. Alacaklı vekili tarafından davalı kiracılar hakkında başlatılan icra takibinde, 01.08.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözlü kira akdi gereğince ödenmeyen toplam 2.760,30 TL kira alacağının tahsili ve tahliye istenmiştir. Borçlulardan ...’a ödeme emri 26.09.2009 tarihinde, diğer davalı ...’a ödeme emri 29.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalılardan borçlu ... ödeme emrine itiraz etmemiştir....
DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 12.11.2015 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacak - borç ilişkisinden kaynaklanan icra emrine itiraz isteğine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 20.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/626 D.İş sayılı kararı ile kısmen kabul edilerek, ilk başta 17.169 TL olarak uygulanan idari para cezasının miktarı 16.509,00 TL’ye indirildiği, kabahatlinin başvurusuna konu ödeme emrinin de bu cezanın tahsiline yönelik olduğu, kabahatli tarafından başvurusu ekinde sunduğu ödeme emirlerinin, başka kurumlar tarafından uygulanan idari para cezaları ve vergi borçlarını da içerdiği, Kabahatlinin 22/01/2016 tarihli başvurusunda, kendilerine tebliğ olunan 20151030665160000004 ana takip dosya no ve 20151030145060000008 takip dosya nolu 16.509 ,00 TL miktarlı ödeme emrine itiraz ettiğini belirttiği, bilahare 26/01/2016 tarihli dilekçesiyle de başvurusunda, sehven, ödeme emrine itiraz ifadesine yer verildiğini, esasen bu ödeme emrine ilişkin borcun esasına itiraz ettiğini belirterek idari yaptırım kararının kaldırılmasını talep ettiği, yukarıda sayıları belirtilen ödeme emrine konu 16.509,00 TL idari para cezasının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 21/02/2011...
İNCELEME ve GEREKÇE : Davacı, ilama dayalı alacağı sebebiyle icra emri tebliğ edildiğini ancak davalının icra emrine rağmen ödeme yapmadığını, takip şeklinin---- emrine itiraz eden davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, davacının ilamlı icra takibini iflas yoluyla takibe çeviren davacının artık İİK nun 177/4 maddesine göre iflas isteyemeyeceğini, ayrıca mahkeme kararını istinaf ettiklerini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. İflas avansının yatırıldığı, ------ mahkememizin kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Davaya dayanak yapılan icra takibi incelenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye emrine itiraz Dava, ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmesi nedeniyle, satış memurluğunca gönderilen tahliye emrine itiraza ilişkin olup istek infaza yöneliktir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır Uyuşmazlığın bu niteliğine göre temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 12.Hukuk Dairesine ait ise de anılan dairece de görevsizlik kararı verilmiş olmakla görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....