İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, icra emrine itiraz istemine ilişkindir Üsküdar 1.İcra Hukuk Mahkemesince; Uyuşmazlığın ana temelinin hizmet akdinden kaynaklandığı, görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Üsküdar 5. İş Mahkemesi ise; İcra İflas Kanunu 32 vd. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
-K A R A R- Davacı vekili; davalı aleyhine iflas yoluyla ... takibi yaptıklarını, davalının ödeme emrine itiraz etmediği gibi borcunu da ödemediğini ileri sürerek, iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ekonomik zorluk içerisinde olduğunu, bu nedenle borcun ödenemediğini savunmuştur. Mahkemece; dosya kapsamı ve toplanan delillere göre davacı tarafça davalı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takip yapıldığı, davalının ödeme emrine itiraz etmediği, borcunu da ödemediği, verilen sürede depo emrini de yerine getirmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2021 NUMARASI : 2018/322 ESAS, 2021/107 KARAR DAVA KONUSU : EMRİNE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kurum tarafından gönderilen 2018/10063 sayılı ödeme emrine konu borçtan sorumlu olmadığını ve 5510 sayılı Kanun'a göre ödeme emrine konu alacakların zamanaşımına uğradığını belirtilerek dava konusu ödeme emrinin iptalini etmiştir. Davalı T4 Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hak düşürücü süre içinde davayı açmadığını ve dava konusu ödeme emrinden sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince ödeme emrine konu borcun idari para cezasından kaynaklanması ve cezaların şahsiliği ilkesi nedeniyle davacının sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkememizce dosyadaki deliller incelenmek suretiyle depo emrine esas gelecek duruşma tarihi itibariyle alacağın miktarı konusunda rapor düzenlenmesi için dosya resen seçilen mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup, dosya kapsamına alınan 19/04/2021 tarihli rapor ile davalının yasal süre içerisinde mevzuata uygun bir biçimde itiraz etmemesi nedeniyle icra takibinin kesinleştiği, takip tarihi itibariyle davalının 1000,00 TL borcu bulunduğu bildirilmiştir. 17/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporu ile 30/06/2021 tarihli duruşma günü itibariyle depo emrine esas alacak tutarının 1974,71 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir. Davacı vekili katıldığı 4 no'lu celsede; "depo emrine ve icra takibine konu alacak tarafımıza ödenmiştir, davanın konusu kalmamıştır, depo emrine konu vekalet ücreti icra takibinden kaynaklanmaktadır, bu nedenle mevcut davada vekalet ücreti ve yargılama giderini müvekkil lehine hükmedilsin," şeklinde beyanda bulunmuştur....
İdari para cezasının kesinleşmiş Kurum alacağına dönüştükten sonra takibe konu edildiğinin belirlenmesi halinde ise; 2009/28469 sayılı takip dosyası üzerinden tebliğ edilen ödeme emrine yönelik itirazın, öncelikle 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen yasal sürede dava konusu edilip edilmediği incelenmeli; yasal hakdüşürücü süre içinde açılmış bir davanın varlığı halinde ise, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı üzere, “böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı” konularıyla sınırlı incelemeyle sonuca varılması gereği gözetilmeksizin; davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İdari para cezasının kesinleşmiş Kurum alacağına dönüştükten sonra takibe konu edildiğinin belirlenmesi halinde ise; 2009/12825 sayılı takip dosyası üzerinden tebliğ edilen ödeme emrine yönelik itirazın, öncelikle 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen yasal sürede dava konusu edilip edilmediği incelenmeli; yasal hakdüşürücü süre içinde açılmış bir davanın varlığı halinde ise, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı üzere, “böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı” konularıyla sınırlı incelemeyle sonuca varılması gereği gözetilmeksizin; davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde taraflar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İdari para cezasının kesinleşmiş Kurum alacağına dönüştükten sonra takibe konu edildiğinin belirlenmesi halinde ise; 10.11.2008 tarih ve 190317 sayılı yazı ile tahakkuk ettirilen idari para cezası ve ödeme emrine yönelik itirazın, öncelikle 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen yasal sürede dava konusu edilip edilmediği incelenmeli; yasal hakdüşürücü süre içinde açılmış bir davanın varlığı halinde ise, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayıldığı üzere, “böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı” konularıyla sınırlı incelemeyle sonuca varılması gereği gözetilmeksizin; davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
İİK.nun 67/1.maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İlgili madde hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol ( harici öğrenme v.s ) öngörülmemiştir. Dosyanın incelenmesinde, ödeme emrinin borçlulara 12.05.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve ödeme emrine itirazın borçlular tarafından 14/05/2012 tarihinde gerçekleştiği analşılmıştır....
E. sayılı dosyasından açılan dava hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu dava ve ödeme emrine itiraz tarihi ile karara konu dava tarihi arasında İİK'nun 67. maddedeki 1 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davasıdır. İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Davacı alacaklıya ödeme emrine itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Bir yıllık hak düşürücü süre davacının davaya konu icra takibi ile ilgili ilk itirazın iptali davasını açtığı 18.04.2013 tarihinde başlar, eldeki dava 02.04.2014 tarihinde açılmış olup, davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçluların yasal süresinde itiraz etmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece davalı Y.. K.. yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine,davalı H. K. yönünden davanın kabulüne ve İİK'nun 269/a maddesi gereğince tahliyeye karar verilmesi üzerine,karar davalı H. K. tarafından temyiz edilmiştir. Davacı H.. Ç.. vekili tarafından Bursa 17.İcra Müdürlüğünün 2014/11738 esas sayılı icra dosyasında 20.11.2014 tarihli tahliye istekli takip talebi ile aylık 2.000'er TL den 2014 yılı 7-8-9-10 ve 11. ay kira bakiyeleri toplamı 10.000 TL nin işlemiş faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş, davalı borçluların ödeme emrine süresi içinde itiraz etmemesi üzerine İcra mahkemesinde tahliye davası açılmıştır....