Davalı borçlu 21.12.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklı görünen tarafa kira alacağından dolayı borcu bulunmadığını bildirerek asıl alacağa, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece, borçlunun ödeme emrine itirazının bulunmadığı ve böylelikle takibin kesinleşmiş olduğu, davalı borçlu hakkında ilamsız tahliye takibinin kesinleştiği, otuz (30) günlük yasal süre içerisinde kira borcunun ödenmemesi nedeniyle davalı borçlunun temerrüde düştüğü ve ödeme süresinin bitim tarihinden itibaren yasal altı (6) aylık süre içerisinde tahliye davasının açıldığı, İİK 269 vd. maddelerindeki tahliye şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir....
K A R A R Davacı alacaklı 15.04.2013 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 20.10.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile toplam 4.400,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, davalı borçlu adına çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligat iade edilmiştir. Davalı borçlu 10.11.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek takibe ve borca itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2019/... sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın gönderilen ödeme emrine itiraz ederek icra takibini durduğunu, davalının 28.01.2019 tarihi itibariyle cari hesap borç bakiyesinin 92.326,77TL olduğunu, bu borç miktarı, itiraz edilen ödeme emrindeki borç miktarı olduğunu, ödeme emrine yapılan itiraz haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2019/... Esas sayılı dosyasındaki ödeme emrine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle % 20'den aşağı olmamak kaydı ile davalının icra inkâr tazminatına mâhkum edilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür. Taraflar arasında görülen dava dosyasının 25/06/2020 tarihli oturumunda, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir....
ın Düşüncesi: Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davalarda, Mahkemelerce, öncelikle, ödeme emriyle takip edilebilecek aşamaya gelmiş, kesinleşmiş bir kamu alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğinden; para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde, ödeme emrine konu para cezasına karşı, Gümrük Kanununda öngörülen usullere uygun olarak itiraz edilip edilmediği; itiraz edilmiş ise, vaki itirazın reddine dair kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayan bir aylık ödeme süresinin dolup dolmadığı; itirazın reddi kararına karşı dava açılıp açılmadığı hususlarının araştırılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, olayda; ödeme emrine konu para cezasına ilişkin ceza kararının, 19.8.2003 tarihinde, davacı Şirkete tebliği üzerine başlayan idari ve yargısal süreç ve aşamaları araştırılmaksızın, aynı olay nedeniyle yapılan gümrük ve katma değer vergisi ek tahakkuklarına vaki itirazın reddine dair işleme karşı açılan davada verilen karara atıfta bulunularak...
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Her ne kadar davacı hakkında başlatılan ilamsız takipte borca, ödeme emrine itiraz ederek mahkemeye dava açmış ise de; takip ilamsız takip olup İİK'nın 60. Maddesi gereği ödeme emrine yapılan itirazın İcra Müdürlüğü'ne yapılması gerekmekle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın reddine, karar verilmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalının ilama dayalı alacağı icra emrine rağmen ödemediğini, takip şeklinin iflasa çevrildiğini, iflas ödeme emrine itiraz eden davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, iflasa tabi olan davalı aleyhine ilama bağlı alacağın icra emri ile istenildiği halde ödenmediği, İİK’nun 177/4’ncü maddesi gereğince davalının iflasının istenebileceği ve depo emri tebliğine gerek olmadığı gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir....
Davacı icra müdürlüğünce yapılan işleme (ödeme emrine) itiraz/şiyaket etmektedir. Bu amaçlada İcra Hukuk Hakimliğine başvurmuştur. Mahkeme yaptığı inceleme neticesinde; 12.12.2017T., 2017/415E., 2017/260K. sayılı ilam ile görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı mahkememize göndermiştir. Dosyanın davalısı/alacaklı ... Şti., dosyanın davacısı/borçlu ... A.Ş. aleyhinde Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu ile Takip başlatmış, borçluya iflas ödeme emri tebliğe çıkarılmıştır. Davacı (icra dosyasının borçlusu) Kambiyo Senetlerine Özgü İflas yoluyla takibe ilişkin olarak kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz/şikayet etmektedir. Bu halde nasıl işlem yapılacağı İİK'un 172. maddesinde açıklanmıştır. Yasada iflas yoluyla yapılan takipte çıkartılan ödeme emrine itiraz veya şikayet yoluyla itiraz etmek istenildiğinde icra dairesine başvurulacağı açıklanmıştır.(Y.12. HD., 2008/18738E., 2008/21512K.) Başka bir deyişle, itiraz veya şikayet mercinin İcra Dairesi olduğu bildirilmiştir....
Davalı, davanın öncelikle süre yönünden reddi gerektiğini, taşınmazın anahtarını 01.09.2003 tarihinde teslim ettiğini, bu tarihe kadar olan ecrimisil bedelini ödediğini, davacıya borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; itirazın iptali istenilen icra dosyasında ödeme emrine davalı-borçlu vekilince 29.06.2005 tarihinde itiraz edildiği, ödeme emrine şikayet üzerine İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen 30.06.2005 tarihli şikayetin reddine ilişkin kararın 19.07.2005 tarihinde davacı-alacaklı vekiline tebliğ edildiği, bu tarihte davacı alacaklının ödeme emrine itirazı öğrenmiş olduğu kabul edilerek, 1 yıllık süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK.nun 67/1. madde ve fıkra hükmünde, açıkça dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir....
Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Kanunun 58. Maddesi uyarınca 7 gün içinde dava açabilir. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak, anılan maddeye dayalı açılacak davada; “böyle bir borcun olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Ödeme emrine karşı açılacak itiraz davası için öngörülen 7 günlük süre, hak düşürücü niteliktedir. Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup, sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi uyarınca açılacak itiraz davası bir "menfi tespit" davası niteliğindedir. Ne var ki; kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....