K A R A R Davacı emlakçı, davalı ile aralarında 16/04/2014 tarihli emlak görme belgesi başlıklı tellallık sözleşmesi imzalandığını, evin de davalıya aynı tarihte gösterildiğini, taşınmazı gören ve beğenen davalının taşınmazı gördükten sonra kendisini saf dışı bırakarak daireyi sahibinden satın aldığını, davacı ile aralarında yapılan tellallık sözleşmesi hükümleri gereğince taahhüt ettiği %6 + KDV bedeli ödemek zorunda olduğu halde ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520. maddesinde tanımı yapılan simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak isteğine ilişkindir....
Ancak yapılan incelemede davacının asıl dava dosyasında talep ettiği ilave tediye alacağını tam eda davası olarak açtığı anlaşılmış ve bozma ilamında Toplu İş Sözleşmesine bağlı alacakların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, belirsiz alacak davası olarak açılmayan ve Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacak mahiyetinde olmayan ilave tediye alacağının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi hatalıdır. Öte taraftan , birleşen dava konusu alacaklar da belirsiz alacak davası olarak açılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır....
Ancak yapılan incelemede davacının asıl dava dosyasında talep ettiği ilave tediye alacağını tam eda davası olarak açtığı anlaşılmış ve bozma ilamında Toplu İş Sözleşmesine bağlı alacakların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, belirsiz alacak davası olarak açılmayan ve Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacak mahiyetinde olmayan ilave tediye alacağının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi hatalıdır. Öte taraftan , birleşen dava konusu alacaklar da belirsiz alacak davası olarak açılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır....
Ancak yapılan incelemede davacının asıl dava dosyasında talep ettiği ilave tediye alacağını tam eda davası olarak açtığı anlaşılmış ve bozma ilamında Toplu İş Sözleşmesine bağlı alacakların hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olup, belirsiz alacak davası olarak açılmayan ve Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacak mahiyetinde olmayan ilave tediye alacağının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi hatalıdır. Öte taraftan , birleşen dava konusu alacaklar da belirsiz alacak davası olarak açılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır....
Yazıhanenin Komisyonculuğu, yarı komisyonculuğu ....,indir. Yarı komisyonculuğu ... ve ....,ındır.” yazılıdır. Yukarıda belirtilen dava dilekçesi, davalı ...’in isticvabı sırasındaki beyanı ve bono arkasındaki yazı birbirleriyle örtüşmekte olup, bononun davalıların Ayancık’ta çalıştıkları sürece ...’in yazıhanesini kullanmalarını sağlamaya yönelik olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Daha açık bir anlatımla davalıların Ayancık’ta çalıştıkları sürece ...’in yazıhanesini kullanmamaları hâlinde bonoda yazılı bedeli ödemekle yükümlü olacakları öngörülmüş olup, bu haliyle bono cezai şartın teminatıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Uyuşmazlık sipariş formu ile belirtilen özelliklerde imal edilmesi hususunda anlaşıldığı ileri sürülen malların ayıplı olduğu iddiasına dayalı eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 9.2.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 günlü ve 2013/1 sayılı kararı uyarınca İşin niteliği ve tarafların sıfatına bakılmaksızın eser (istisna) sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu verilen (TBK m. 470-486) hüküm ve kararları temyizen incelenme görevi 1.2.2013 tarihinden itibaren Yargıtay 15.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, alacağına itiraz edilen alacaklıya ait olduğu bu nedenle ispat yükünün davalı alacaklı ...’a ait olduğu, davalı alacaklının aralarındaki borç ilişkisinin kaynağını tam olarak açıklayamadığı, alacağını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalılardan ... temyiz etmiştir. Dava muvazaa nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. İİK'nın 83/2. maddesinde, borçlunun maaşının üzerinde birden fazla haciz söz konusu olması halinde, haciz tarihi önde olan alacak bitmedikçe sonraki haciz alacaklısına ödeme yapılamayacağı belirtilmiştir. Borçlunun maaşına yazılan haciz yazılarının sıraya konularak bu sıra ile ödeme yapılması, İİK'nın 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde değildir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, konut satış sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 HMK, 6098 Sayılı TBK, 6502 sayılı TKHK 3. Değerlendirme Dava; konut satış sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece, davalı Emlak Konut GYO yönünden kesin hüküm nedeni ile reddine, diğer davalı Emlak Planlama A.Ş yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili ile davalı Emlak Planlama A.Ş vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 08/12/2020 NUMARASI: 2019/491 Esas 2020/597 Karar DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2021 Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalıyla yaptığı mutabakata istinaden Kağıthane İlçesinde bulunan ... Plaza ... kat .../.../... bağımsız bölüm numaralı taşınmazın kiraya veren ... tarafından davalı kiracıya ofis olarak kullanılmak üzere kiralanması ile ilgili olarak emlak komisyonculuğu hizmeti verdiğini, davalının müvekkilince verilen hizmete istinaden sözü geçen gayrimenkulü kiralamış olmasına rağmen emlak komisyonu bedelini ödemediğini, müvekkilince düzenlenen taraflar arasındaki ilişkiyi teyit eder nitelikte Kadıköy ......
kapsamında iyiniyetli 3. kişi olarak kabulüne olanak bulunmadığı gerekçeleriyle bu davalıların TMK.nın 1023. maddesinden istifade edemeyecekleri düşüncesi ile davanın kabulüne yönelik karar verilmiş ise de Sarıçam ilçe nüfusunun internetteki nüfusunun 181.610 kişi olduğu, bu davalılar ile diğer davalıların birbirleri ile yakın akraba olmadıkları gibi diğer davalıları daha önceden tanıdıklarının da dosyaya yansımadığı, 181.610 kişilik bir nüfusa sahip Adana Merkez ilçede emlak komisyonculuğu yapan birinin sırf emlak komisyonculuğu yapması ve paylı taşınmazda açılabilecek önalım veya ortaklığın giderilmesi gibi davaların emlak komisyoncusu bu davalıların diğer davalılar arasındaki yolsuz tescil işlemini bildiklerini ortaya koymadığı gibi yatırım yapmalarına da engel değildir....