Mahkemece davanın kabulü ile “davacının emekli maaşı üzerine ...Sulama Kooperatifinin borcu sebebiyle konulan hacizlerin kaldırılmasına ve bu sebeple yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine” şeklinde karar verilmiştir. Somut olayda, usulüne uygun ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olması gerekçesiyle haczin kaldırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak davacının talebi doğrultusunda emekli maaşı ile birlikte tüm malvarlığına konulan haczin iptaline dair hüküm oluşturulması gerekir iken Mahkemece sadece emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'un 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 1. bendin silinerek yerine “davacının emekli maaşı ve malvarlığı üzerine ......
Bu nedenle de borçlunun emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına ..." dair karar verildiği görülmüştür....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki blokenin iptali/alacak davası ile ilgili olarak ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf başvurusunun reddine dair ... ilgili dairesince verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, muhtelif tarihlerde kullandığı krediler nedeniyle davalı ... vasıtasıyla aldığı emekli maaşına kesinti işlemi uygulandığını, haksız kesintiler nedeniyle mağduriyet yaşadığını ileri sürerek; kesintinin iptali ile yapılan kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkil kurumun yalnızca kredi veren bankalardan aldığı komisyon karşılığı aracılık yaptığını, kesinti işleminin davacı tarafından verilen talimat doğrultusunda yapıldığını savunarak; davanın reddini dilemiştir. Davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf talebi ... 13.Hukuk Dairesince " ... Davacı tüketici tarafından ......
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, açılan davanın bir yıllık yasal süresinde açılmadığını, bir an için davalı aleyhine iade yükümlülüğü getirilse daha iade talebinin ancak dava tarihinden önceki bir yılla sınırlı olması gerektiğini, davacının emekli maaşının haczedilemezlik niteliğine rağmen uzunca süre herhangi bir talepte bulunmadığını, yapılan kesintilere rağmen bir haftalık süre içerisinde itiraz etmediğini, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının emekli maaşına konulan haczin emekli maaşlarının haczedilemez niteliğe bürünmesinden önceki bir tarihe denk geldiğini bu bağlamda davacının emekli maaşına konulan haczin haksız ve usulsüz olmadığını, bir an için söz konusu kesintilerin iadesine karar verilse dahi davacının kötüniyetli olması, mal kaçırma girişimleri bağlamında olması ve alacağının dosya borcuna mahsup edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
borçlunun hacze muvafakati geçerli olmadığından emekli maaşına uygulanan haczin kaldırılmasına " dair karar verildiği görülmüştür....
O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile davacı T1 adına emekli maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, 19.231,78 TL alacağın kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin hakkın saklı kalınmasına karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının hukuki gerekçeden yoksun olduğunu, mahkeme kararı ile bilirkişi raporunun içeriğinin çeliştiğini, mevcut bilirkişi raporuna göre davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulü ile davacının hesabına herhangi bir bloke konulmamış olmasına rağmen davalı tarafa blokenin kaldırılması yükünü yüklediğini, yine mahkeme kararının kredi sözleşmesini aykırı olduğunu, kredi sözleşmesinin 8....
Somut olayda, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğüne 01.03.2013 tarihinde vermiş olduğu dilekçesi ile maaşından kesinti yapılmasını muvafakat ettiği, borçlunun bu beyanı esas alınarak icra müdürlüğü tarafından borçlunun emekli maaşından kesinti yapılmaya başlandığı, ancak alacaklının haczin kaldırılmasına ilişkin talebi üzerine, emekli maaşına konulan haczin kaldırılması için yazı yazıldığı, alacaklı tarafından borçlunun almakta olduğu emekli maaşına ve taşınmazlarına haciz konulması için 30.06.2014 tarihinde icra müdürlüğüne talepte bulunduğu, bu talebin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun emekli maaşına konulan her haciz, kendi özgün koşulları içinde ve ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Konulan her haczin, öncekinden farklı olarak ayrıca bir şikayet hakkı doğuracağı ise tartışmasızdır....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine 15/03/2019 tarihinde takip başlatıldığını, aynı tarihte ödeme emrinin elden tebliğ edildiğini, müvekkiline 15/03/2019 tarihinde takibe itiraz olmadığı, lehine işleyecek sürelerden feragat ettiği, emekli maaşının tamamının haczine muvafakat ettiğine dair belge imzalattırıldığını ve emekli maaşına haciz konulduğunu, aynı gün içerisinde müvekkiline hile ile imzalattırılan belgeler ile müvekkilinin borçlandırıldığını, emekli maaşına haciz konulmasına dair muvafakat beyanının geçersiz olduğunun tespiti ile hacizlerin iptaline, kesilen bedellerin iadesine karar verilmesini istemiştir....
. - 2020/379 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı banka şubesinden 2014 yılında 69.000,00 TL bedelli, 36 ay vadeli ihtiyaç kredisi kullandığını, maaşının kredinin kullanıldığı dönemde 2.150,00 TL ve kredi aylık ödeme tutarının ise 2.408,00 TL olduğunu, maaş hesabının yanında, 10.000,00 TL bedelli KMH hesabı ile 750,00 TL tutarında kredi kartı bulunduğunu, yapılandırma ile aylık ödeme tutarının 2.908,66 TL’ye çıktığını, maaşına hukuka aykırı olarak bloke konduğunu, davacı hakkında başlatılmış bir icra takibi olmadığını, 2014 yılı Kasım ayından itibaren maaşını alamadığını belirterek davacının maaş hesabına konulan blokenin kaldırılmasına...