WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 18.4.2005 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1906 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının bu taşınmaza yaptığı binanın kendisine ait 141 ada 3 parsel sayılı taşınmaza bakan tarafına komşuluk hukukuna aykırılık teşkil edecek şekilde pencere açtığını ileri sürerek, bu pencerenin kapatılmasını istemiştir....

    Dava, komşuluk hukukuna aykırılık iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı hazırlıkların yürütüldüğü iddiasıyla trafo yapımının önlenmesini istemiş, yapılacak olan trafonun ileride can ve mal güvenliğini tehdit edeceğini ileri sürmüştür. Bilindiği gibi elatmanın önlenmesi davaları mevcut bir elatma ya da zararın bulunması halinde dinlenebilir. İleride oluşma ihtimali bulunan zararların varlığı ileri sürülerek elatmanın önlenmesi istenemez. Davacılık sıfatı her zaman bir sübjektif hakkın varlığını ve bu hakkın ihlalini gerektirir. Somut olayda, henüz inşa edilmemiş ve faliyete geçmemiş trafo binasının davacıların sübjektif haklarını ne şekilde ihlal edeceği hususu da belirsizdir. Mahkemece bu yönler gözetilerek davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.07.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şeyden (eşyadan) dilediği gibi kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine de sahiptir. Yasanın 684. maddesine göre de, malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik sayılır....

        Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılmalı, halen davacının zararının oluşup oluşmadığı, yukarıda belirtilen ilkelere göre araştırılıp, komşuluk hukukuna aykırılık var ise nasıl ve ne şekilde giderileceği uzman bilirkişi raporu ile tespit edilerek, kesilmesi gereken ağaç dallarının yerlerinin fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide gösterilmesi sağlanmalı, sonucuna göre hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir" şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu ağaçların usulüne uygun olarak budamaları yapıldığından ve komşuluk hukukuna aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir....

          Davaya konu olayda davacı, davalının kendi taşınmazı üzerine ruhsatsız yani imara aykırı olarak yaptığı yapının taşınmazına zarar verdiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. Davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK’nun 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemez. Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şarttır. Salt imara aykırılık, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husustur. Somut olaya gelince; davacı ... tarafından ve bu dava ile birleştirilen davacı ... tarafından açılan asıl ve birleştirilen her iki davada da taraflar imar mevzuatına aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal talep etmiş, komşuluk hukukundan kaynaklanan bir itiraz ileri sürülmemiştir. Salt imara aykırılık bulunması komşuluk hukukundan kaynaklanan hakların zedelendiği anlamına gelmez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 31.08.2009 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve diğerlerinin vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle hükümde uzman bilirkişi ..., ... ve ... tarafından düzenlenen 14.02.2012 günlü rapor ve ekindeki harita bilirkişisi ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.9.2004 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 6.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle temyiz isteğinin reddi kararının bozulması istemine ilişkin dilekçenin süresinde olduğu anlaşıldığından dosya ve içerisindeki kağıtlar incelener gereği düşünüldü: K A R A R Hükmü temyiz eden tarafa ilamın tebliğ edildiği gün ile temyiz dilekçesinin mahkemeye veriliş günü arasında yasada öngörülen temyiz süresi geçmiştir. Mahkemece bu yön saptanmak suretiyle verilen temyiz isteminin reddine ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.09.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayalı müdahalenin men'i talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı, davalının arazisi içerisinde ortak sınıra çok yakın mesafedeki ağaçların arazisine ve evine zarar verdiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı, taşınmazındaki ağaçların davacı ile ortak ataları tarafından dikildiğini, 30 yılı aşkın süredir bulunduklarını ve davacıya zararının olmadığını, davanın reddini savunmuştur....

                  Davanın reddine dair verilen karar, Dairece; “...somut olayda gerek fiili müdahale, gerekse komşuluk hukukuna aykırılık nedenleriyle eldeki davanın açıldığı, ne var ki fiili el atma iddiası yönünden hükme yeterli şekilde ölçüm yapılmadığı gibi, komşuluk hukuku yönünden de hiç bir araştırma yapılmadığı, hal böyle olunca, yerinde yeniden keşif yapılarak hem fiili el atma hem de komşuluk hukukuna aykırılık iddiaları yönünden tarafların iddia ve savunmaları da gözetilerek yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma ve ölçüm yapılması, uzman bilirkişilerden bu konularda ayrıntılı rapor alınması ve keşfi izlemeye, infazı sağlamaya yarar kroki düzenlettirilmesi, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği,” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 05.05.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki olduğu taşınmaza komşu davalıya ait 39 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan odunluk ve kuruluğun evinin cephesini kapattığını, davalının odunluk ve kuruluğun ikinci katını yıkacağını taahhüt ettiği halde taahhüdünü yerine getirmediğini, ikinci katın kal’ine ve davalının inşaat yaparken yıktığı duvarı eski haline getirmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu