Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.05.2018 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda elatmanın önlenmesi talebinin kabulü ile, davalı ... ve ...'un dava konusu taşınmaza elatmalarının önlenmesine, ecrimisil talebinin reddine, davanın davalı ... mirasçıları yönünden vazgeçme nedeniyle esas hakkında yarar verilmesine olmadığına dair verilen 26.02.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvusunun ayrı ayrı esastan reddine, davalı ... mirasçılarının istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.2 maddesi gereğince kabulü ile mahkeme kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına; elatmanın önlenmesi talebinin kabulü ile; davalı ... ve ...'...

    Davalılar, tapu iptal tescil isteminin reddini savunmuşlar, eldeki dava ile birleştirilen davalarında da 4, 5, 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve kal isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, temliken tescil isteğinin kabulüne, birleşen dava yönünden de 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara davalılar Kadir ve Şerif Kapaklı'nın elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Hükmü, elatmanın önlenmesi isteminde bulunan birleşen davanın davacıları temyiz etmişlerdir. Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali tescil, birleştirilen dava ise tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Temliken tescil isteğinde bulunan davacılar 27.12.1957 tarihli senede dayanarak taşınmaz üzerine iyiniyetle bina yaptıklarını ileri sürmektedirler....

      Yine aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmazlar üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalının dava konusu taşınmazlara haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

        Yine aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmazlar üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalının dava konusu taşınmazlara haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

          Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

            Yine, aynı hüküm uyarınca haksız bir el atma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalı adına tapuda kayıtlı olup, davalının haksız bir tasarruf ve el atmasından söz edilemez ve elatmanın önlenmesine karar verilemez. Bu itibarla, mahkemece elatmanın önlenmesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, yıkım isteğinin ise reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden mirasbırakanı.................'a ait olan dava konusu 834 sayılı parsele davalılar tarafından tamamı anılan taşınmazda kalacak şekilde ev yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemiştir....

                Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

                  Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.11.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, elatmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı davanın reddini istemiş, mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, tazminat istemine karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece davacının elatmanın önlenmesi istemi ile ilgili davasının kabulüne karar verilmiş olup kabul edilen kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu