Eldeki dava, paydaşlar arasında elatmanın kal suretiyle önlenmesi ve tazminat ödetilmesi istemiyle açılmıştır. Kuşkusuz, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa elatmanın önlenmesi davası dinlenemez. Yerleşen Yargıtay uygulamasına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorunu elatmanın önlenmesi davasıyla değil kesin sonuç sağlayacak taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözülebilir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26.maddeleri hilafına tapulu taşınmazlar da harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz....
Hâl böyle olunca; Mahkemece verilen elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı isabetli görüldüğünden Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 24.02.2016 tarihli ve 2014/14482 Esas, 2016/2164 Karar sayılı bozma ilamının elatmanın önlenmesi ve yıkıma ilişkin kısmının maddi hataya dayalı olduğu bu sefer yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı vekilinin elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine yönelik karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Hukuk Dairesince ecrisimil talebi ve buna bağlı vekalet ücretine yönelik hüküm açısından 6100 sayılı HMK'nın 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince taraf vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine; elatmanın önlenmesi talebine ilişkin vekalet ücreti yönünden davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, elatmanın önlenmesi talebi yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu 1003 parsel yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine; 786, 1897, 1900, 1904, 1907, 1908, 1910 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin ecrimisil talebi yönünden davanın reddine; 786, 1897, 1900, 1904, 1907, 1908 ve 1910 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin elatmanın önlenmesi talebi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar verilmiştir....
Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteminin ise reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ile ecrimisil alacağı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince konusuz kalan elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil alacağına ilişkin davanın ise reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf istemi üzerine bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesini değiştirerek aynı yönde yani konusuz kalan elatmanın önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil alacağına ilişkin davanın ise reddine karar verilmiştir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Davaya konu olayda uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Dava konusu yapılan ağaçlar için, uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisilin davalılardan tahsiline ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir....
Mahkemece,elatmanın önlenmesi istemi bakımından harcı yatırılarak usulüne uygun dava açılmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına,ecrimisil isteminin de kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davanın 5.250 TL değer gösterilerek açıldığı, dava konusu bağımsız bölümün keşfen belirlenen dava değerinin 400.000 TL olduğu, elatmanın önlenmesi yönünden 6.831 TL harcın tamamlanması için 12.12.2013 tarihli celsede davacı vekiline ihtarda bulunulduğu, verilen kesin sürede noksan harcın mahkeme veznesine yatırılmadığı gerekçesi ile de elatmanın önlenmesi istemi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece 07.10.2013 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarına göre davacının ... ada ... parsel sayılı taşınmazına davalının ahır inşaatını taşırarak elattığı anlaşıldığından elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne karar verilmelidir. Tazminat talebine ilişkin olarak ise bilirkişi raporu ile gerçekleşmiş bir zarar mevcut olup olmadığı belirlenmeli, varsa zararın tazminine karar verilmelidir ... " gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, temliken tescil isteğinin reddine karar verildikten sonra eldeki elatmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat istemli davanın tefrikine karar verilmiş ve sonucunda elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir....