Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Dava; elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Mahkemece; 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca oluşturulan davacıya ait imar parsellerine davalı tarafından kadastrodan önce yapılarak kadastro tutanağında davalı tarafından yapıldığı ve davalının zilyet olduğu yönünde şerh verildiği, bu şerhin ayni hak sağlamayıp, kişisel hak bahşedeceği, arsa sahibine karşı dava açılmadan ve karar alınmadan arsanın mülkiyetinin el değiştirmesi durumunda yeni malike karşı dermeyan edilemeyeceği, tescil talebinde bulunulamayacağı, masraf dahi istenemeyeceği, mahkemece basit nitelikteki bu muhdesatın yıkımına karar verildiği, davalının önceki malikle yaptığı ve şerhe konu olmayan satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakkı var ise akidinden isteyebileceği gözetilerek karar verildiğine göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 274.45....

    Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise, "Uyuşmazlığın taşınmaz hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal' ve ecrimisil istemine ilişkin olduğu ve ticari dava niteliği olmadığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-a maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda dava, mülkiyeti Hazineye, irtifak hakkı ise Türkiye ... işletmeleri A.Ş.'ye ait olan çekişmeli taşınmazın 30 yıllığına davacı şirkete kiralandığı ancak bir kısmının davalı şirket tarafından işgal edildiği iddiasıyla açılmıştır....

      Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının talebinin genel hükümlere dayanan elatmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatına ilişkin olduğu, icra takibinde ve dava dilekçesinde tahliye ve kira alacağı tabirinin kullanılmasının elatmanın önlenmesi ve haksız işgal talepli davanın niteliğini değiştirmeyeceği, buna ilişkin uyuşmazlıklarda HMK'nın 2 ve 4. maddeleri gereğince asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ......

        Somut olayda, kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayanılarak elatmanın önlenmesi ve tazminat istenilmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/01/2014 NUMARASI : 2010/568-2014/50 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil isteminin reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .................. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, 8897 ada 4 parsel sayılı taşınmazı dava dışı Satı Karakütük'ten satın aldığını, iki katlı taşınmazın alt katını işgal eden davalıya çekilen ihtarnamelere rağmen taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve satın aldığı tarihten itibaren ecrimisile karar verilmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davalı birleştirilen davada davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, mülkiyete dayalı elatmanın önlenmesi; birleştirilen dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir....

              İnanç sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince inanç sözleşmesinden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; taraflar arasında yazılı şekilde, hak ve borçlarını gösterir nitelikte bir inanç sözleşmesi bulunduğu davacı tarafından kanıtlanabilmiş değildir. Yine davacı ve davalı arasında böyle bir anlaşma bulunduğuna dair delil başlangıcı niteliğinde kabul edilebilecek bir ispat vasıtası da bulunmamaktadır. Bu tip bir uyuşmazlıkta konuyu düzenleyen ve bağlayıcı olan yukarıda sözü edilen İBK'na göre ancak yazılı delil başlangıcı olması halinde tanık deliline başvurulabilir. Somut olayda davacı nam-ı müstear iddiasını ispata yarar yazılı delil yada delil başlangıcı vasfında bir belge ibraz edemediğinden iddiasını ispat edememiştir....

              Mahkemece, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 7.786,50 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, çaplı taşınmaza yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 106 ada 6 ve 14 parsel, 187 ada 4 parsel sayılı taşınmazların dava dışı ... adına kayıtlı iken 26.07.2010 tarihinde satışı üzerine kayden davacılardan ...’na ait olduğu, 106 ada 5 parsel, 187 ada 1 ve 3 parsel sayılı taşınmazların davacılardan ..., ..., ... ile dava dışı ... arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. ... Noterliğinin 2564 yevmiye numaralı 17.07.2008 başlangıç tarihli arazi kira sözleşmesinden; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 10 dönümlük çay alanı ve 20 dönümlük çalılık ve boş arazinin 10 yıllığına dava dışı ... ile ......

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden maliki olduğu 308 ada 12 parsel sayılı taşınmazda bulunan D blok 7 nolu bağımsız bölümü davalının işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi (tahliye) isteğinde bulunmuştur. Davalı, çekişmeli daireyi davacının onayıyla akrabası olan dava dışı emlakçı ... 16.07.2005 tarihli harici satış sözleşmesiyle satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; 16.07.2005 tarihli satış sözleşmesinin dava dışı üçüncü kişi ile yapıldığından kayıt malikine karşı ileri sürülemeyeceği, tapu kaydına üstünlük tanınacağı gerekçesiyle davalının elatmasının önlenmesine ve taşınmazın boş olarak davacıya teslime karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... 'nin raporu okundu, düşüncesi alındı....

                  Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu