ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/05/2013 NUMARASI : 2010/531-2013/253 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 37 parsel sayılı taşınmaza davalılara ait komşu parseldeki binanın taşkın bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paylı mülkiyete konu 1102 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, komşu 1103 parselde zilyet olan davalıların, taşınmazın bir kısmını tarım yapmak ve taşkın yapılaşmak suretiyle işgal ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, muhdesatın yıkımına ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında yıkım isteğinden feragat etmiştir. Davalı, çekişmeli taşınmaza komşu 1103 parseli murislerinin davacı ve müştereklerinden 35 yıl önce haricen satın aldığını, iyiniyetle yapılaştığını, ecrimisil isteğinin yersiz olduğunu, taşkın kısmın yıkımının statik açıdan mümkün olmadığını, yapının değerinin arzın değerinden fazla olduğunu bildirip bedeli karşılığından adına temliken tescil istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1192 KARAR NO : 2020/980 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ELMALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2020 NUMARASI : 2018/358 ESAS 2020/294 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Elmalı ilçesi Çaybaşı mahallesi 373 parsel sayılı taşınmazda malik olduğunu, davalıların taşınmazına el attıklarını belirterek davalıların taşınmazına müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı T6 cevap dilekçesinde özetle; taşınmazlar arasındaki sınırda 50 yıldır değişiklik olmadığını, yıllardır bu şekilde kullanıldığını, davacının gayri resmi olarak ölçüm yaptırarak eski sınırlarını bozduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Somut olaya gelince; Davacı kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayanarak elatmanın önlenmesini istemiştir. Davacı arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, talebi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4/c maddesinde yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp, temelinde bir hak davasıdır. Dava dilekçesinde dava olunan şeyin değeri 10.000 TL olarak gösterilmiştir. Dava konusunun değeri gözönünde bulundurulduğunda, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyet olunan taşınmaza K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapu kaydına dayanan elatmanın önlenmesine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in beyanları ve teknik bilirkişi raporlarıyla tespit edildiği, elatmanın önlenmesi talebinin kabulü gerektiği; davacılar çeşitli tarihlerde verdikleri dilekçeleriyle ecrimisil ve kal talebinde bulunmuşlar ise de ıslah yoluyla müddeabihe müddeabih eklenemeyip başka bir dava ile istenebilecek hususların ıslah yolu ile istenemeyeceği, kal ve ecrimisil istemleri hakkında usulüne göre açılmış bir dava bulunmadığından bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerektiği; Birleştirilen dava yönünden; davaya konu edilen 355 parsel sayılı taşınmaza davalı ... tarafından yapılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmiş olup, davacının talepleri doğrultusunda delillerin toplandığı, taşınmazın davadışı ... adına kayıtlı olup davacının zilyetliğe dayanarak bu davayı açtığı, keşif neticesinde; dava konusu taşınmazın davalı tarafından kiraya verilerek kullanıldığının, tanık ... beyanı, keşif, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğu, elatmanın önlenmesi...
Mahkemece, davaya konu taşınmazın davacı tarafından davalıya satılacağı sırada tapuda imza aşamasındayken vazgeçildiği, davalı tarafından taşınmaza bir takım masraflar yapıldığı, kredi başvurusunda bulunulduğu, bu nedenle davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden davaya konu taşınmazın 19.02.2014 tarihinde davacı adına kat irtifakı tesisi yoluyla tescil edildiği, davalının dava konusu taşınmaz üzerinde kayıttan ya da mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen karar hakkında, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince, elatmanın önlenmesi talebi yönünden dava değeri belirtilmediği ve harçlandırılmadığı, ayrıca ecrimisil hesabı yapılırken dava tarihinin yanlış belirtildiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın elatmanın önlenmesi talebi yönünden kabulüne, ecrimisil talebi yönünden kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesince yanlış hesaplanan vekalet ücretinin düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.05.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Haydar Altıntop tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemleriyle açılmıştır. Davalılar, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulü ile 1628,24 TL ecrimisilin davalılardan tahsiline ve davacının fazlaya ilişkin isteğinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Yapılan uygulama sonucuna göre, davalıların davacıya ait 265 parsel sayılı taşınmaza elattıkları sabittir....
Somut olayda, davacının dava konusu taşınmazı önceki zilyedinden satın aldığını ve önceki maliki maliye hazinesine ecrimisil ödediğini ileri sürerek, hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve tazminat talep ettiği, istinaf incelemesine konu elatmanın önlenmesi davası yönünden ise davanın hakka dayalı elatmanın önlenmesi olduğu ve Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanında bulunduğu gözden kaçırılarak, gayrimenkul kati satış senedi ile yapılan satış işleminin geçersiz olması nedeniyle davanın reddine kararı verilmesi doğru olmamıştır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden ve dava şartlarından olduğundan, yargılamanın her aşamasında resen gözönünde tutulması gerekir....