Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mülkiyet hakkına dayalı olarak açılacak bu tür davaların görülme yeri ise Adli Yargı Mahkemeleridir. Diğer taraftan, bir taşınmaz kamuya ait bir taşınmaza sınır ise ve bu yerde hizmetin ifası esnasında aşırı davranılarak komşu taşınmaza zarar verilmekte ise oluşan elatmanın önlenmesi de komşuluk hukukuna dayanılarak Adli Yargı yerinde açılacak davada dava konusu yapılabilir. Bu gibi uyuşmazlıklarda da çekişmenin Türk Medeni Kanunun 737. ve devamı maddelerinde düzenlenen komşuluk hakkına ilişkin hükümler doğrultusunda giderilmesi gerekir. Somut olayda; kamu hizmetinin görülmesi sırasında taşkınlık yapıldığı iddia edildiğinden kayıt sahibinin meydana gelen zararının giderilmesi için açtığı dava Adli Yargı yerinde görülmelidir. Mahkemece mevcut davadaki çekişmenin esası hakkında bir hükme ulaşılması yerine, davanın İdari Yargı yerinde halli gerekeceğinden sözedilip görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....

    Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacının talebi üzerine sulh hukuk mahkemesi tarafından 15.12.2014 tarihinde mahallinde tespit yapılmış, fenni ve inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından raporlar düzenlenmiştir. Bu raporlara göre davalıya ait 1132 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın kısmen yığma tarzında kerpiç ve taş ile kısmen de betonarme olarak inşa edildiği, davacı parseline komşu duvarının kısmen yıkıldığı, bitişik duvarın ise yan binaya sehim yaptığı ve duvarın şakülünün bozulduğu, dava konusu yapının yıkılma tehlikesinin olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir. Bilirkişi raporlarında belirtilen görüş ve açıklamalar doğruldtusunda, davacı yönünden henüz bir zararın oluşmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, komşuluk hukukuna dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve kal davası açılabilmesi için zararın doğmuş olması gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 13.02.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanıın giderilmesi, manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; muarazanın giderilmesi talebinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin reddine dair verilen 16.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ile karşı taraftan davacılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....

        Dava, komşuluk hukukuna aykırılık iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı hazırlıkların yürütüldüğü iddiasıyla trafo yapımının önlenmesini istemiş, yapılacak olan trafonun ileride can ve mal güvenliğini tehdit edeceğini ileri sürmüştür. Bilindiği gibi elatmanın önlenmesi davaları mevcut bir elatma ya da zararın bulunması halinde dinlenebilir. İleride oluşma ihtimali bulunan zararların varlığı ileri sürülerek elatmanın önlenmesi istenemez. Davacılık sıfatı her zaman bir sübjektif hakkın varlığını ve bu hakkın ihlalini gerektirir. Somut olayda, henüz inşa edilmemiş ve faliyete geçmemiş trafo binasının davacıların sübjektif haklarını ne şekilde ihlal edeceği hususu da belirsizdir. Mahkemece bu yönler gözetilerek davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

          , 05.08.2009 tarihli ıslah dilekçesinde ise taşınmazların köy boşluğu olduğunu, buralara davalı gerçek kişinin haksız elattığını ve komşuluk hukukuna aykırı davrandığını, ortaya çıkan muarazanın giderilmesini talep etmiştir....

            Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili olmayıp, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunması yeterlidir. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olaya gelince; davacı, davalının 4x4 ebatlarında inşa ettiği teneke sacdan bina nedeniyle evin hava akımının kesildiğini, manzarasının kapandığını, yazın sacın yaydığı ısı nedeniyle ailece evde oturamaz hale geldiklerini, bu şekilde zarar gördüğünü ileri sürerek komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi için davalının taşınmazındaki sac ile kaplı yapının yıkılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüşü itibariyle dava komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

              Dava, komşuluk hukukundan kaynaklı uyuşmazlığın giderilmesine ve el atmanın önlenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu' nun 25/06/2020 tarihli ve 564- 586 Sayılı Kararı ile belirlenen ve 01/09/2020 tarihinden itibaren geçerli olan Hukuk Daireleri İş Bölümü kararı gereğince;"Tapu kaydına bağlı taşınmazlarda, TMK'nın 737. maddesine dayalı komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesine ilişkin davalar (komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davaları dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," ı inceleme görevi 22. Hukuk Dairesi' ne ait olduğundan, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın İstinaf incelemesi yapılmak üzere HMK' nın 352 maddesi uyarınca incelemeyi yapmakla görevli İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22.HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, Dair dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu oy birliği ile HMK' nın 352. maddesi uyarınca karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.04.2007 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, paylı mülkiyete konu taşınmazda paydaşlar arasında paya vaki elatmanın önlenmesi, ayrıca komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                Somut olaya gelince, davacının istemi kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve kal'e ilişkindir. Davalı tarafça açılmış komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesine ilişkin bir dava bulunmamaktadır. Mahkemece, dava dışı kooperatifin maliki bulunduğu sitede vaziyet planında görülen yola davalının elatması sabit olduğundan davacının kişisel hakka dayalı davasının kabulü gerekirken davacının eylemi komşuluk hukukuna aykırı olarak değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan, davalının savunmasında belirtilen, davacının komşuluk hukukuna aykırı olarak tehlike yaratacak biçimde pittbull köpeği beslemek şeklindeki eyleminin ise açılacak ayrı bir davada veya dava dışı kooperatif tarafından alınan yönetim kurulu kararına istinaden açılacak bir davada değerlendirilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....

                  Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu