DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacılar vekilinin, dava konusu taşınmazda 3. şahıs durumunda olan ve kanuna karşı hileli yollar kullanan davalıların kullandıkları bu yerden muarazalarının meni ile bu yerin davacılara teslimine karar verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın davacı T3 yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın davacı T5 yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK 114/1- h ve 115/2 uyarınca usulden reddine, davanın davalılar T9 ve T8 yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın davacılar Selver Güneri, T1, T2 yönünden kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı Yusuf tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. ** Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür....
Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Somut olayda; davacılara ait taşınmaz içinde bulunan özel suya, davalının artezyen kuyusu açarak müdahale ettiği belirtilerek, suya yapılan müdahalenin önlenmesi istenilmiştir....
Bunun yanında kaynak suyu tapulu olmayan araziden (örneğin mera,orman vb) çıkıyorsa suyun debisine bakılmaksızın genel sudur. Bu sudan ise kadim ve öncelik hakkı ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Özel su ise tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Arazinin mülkiyetine tabi olan kaynak suyu yani özel su üzerinde, hak sahibi dilediği gibi tasarruf etme yetkisine sahiptir. Bu suyu kendisi kullanabileceği gibi kaynağındaki suyu kullanması hususunda bir başkasına irtifak hakkı da tanıyabilir. Ayrıca mülkiyet hakkına dayanarak kaynağa elatma varsa elatmanın giderilmesi için davalar açmak yetkisi de bulunmaktadır. Somut olayda; davacıya ait taşınmaz içinde bulunan suya, davalının müdahale ettiği belirtilerek, suya yapılan müdahalenin önlenmesi ve kal'i istenmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/02/2014 NUMARASI : 2011/155-2014/116 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ........ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında elatmanın önenmesiğine ilişkindir. Davacı, kayden paydaşı olduğu 2175 parsel sayılı taşınmaza davalının haksız yere müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında anılan taşınmazda fiili taksim yapıldığını ve davalının müdahale ettiği bölümün kullanımına bırakılan bölüm olduğunu bildirmiştir. Davalı, aynı taşınmazda kendisinin de paydaş olduğunu, malik olduğu tarihten beri fidan dikmek suretiyle taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi davası ve beraberindeki ihtiyati tedbir taleplerinin temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne verilmiştir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesinden kaynaklanan ihtiyati tedbir talebi olması ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun anılan kararına göre dosyanın Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 11.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 3921 parsel sayılı taşınmazdaki 45/345 arsa paylı 9 nolu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak dava konusu taşınmazın davacı tarafından davalıya satışı konusunda anlaşma yapıldığı harici satış olgusunun tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, ıslah ettiği davada, çekişmeli taşınmazı davalının satın alacağını söyleyerek 1993 yılında beri tasarruf ettiğini bedelin tamamını ödemediğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, davalı ise harici satış bedelini ödediğini imar durumu nedeniyle tapunun devredilmeyeceğini savunmuştur. Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, çekişme konusu 101 ada (yeni 146 ada) 158 sayılı parselin murisleri ... adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerindeki evin 1. katının 02.08.2000 tarihli taksim sözleşmesine göre kendileri ve dava dışı kardeşleri ...'ın ortak kullanımında olacağının kararlaştırıldığını, ancak bu yerin davalı tarafından haksız biçimde kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir....
Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Gerçekten, Türk Medeni Kanununun 683.maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeni sınırları içinde o şeyi dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye elatmanın önlenmesi davası açabilir. Dosyada yer alan 459 sayılı parsele ait tapu kaydından; davalının da kayıtta 53/264 payı bulunduğu görülmektedir. Kısaca, 459 sayılı parselde davalı da paylı maliktir. Kuşkusuz, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşların payına elatmalarının önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, o paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa elatmanın önlenmesi davası dinlenemez....
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili ile davacı vekili ve bir kısım dahili davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili; kayden vekil edeninin miras bırakanı ...'e ait olan 1152 parsel sayılı taşınmazı davalının ekip biçmek suretiyle kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur. Davalı, çekişmeli taşınmazı ve çevresinde bulunan kadastro dışı yerleri 25.06.1997 tarihinde davacının babası ...'...
Dava, tapulu taşınmazda elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 1. Davacı vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Tarihi, arkeolojik veya sanat değeri olup eski devirlerden günümüze intikal eden ya da ileride böyle değerleri taşıyacağı kesin ve mutlak olan sayıca sınırlı mallar korunması gerekli kültür varlığı sayılırlar....