"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.11.2012 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayanan elatmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 1972 parsel sayılı taşınmazına komşu gübre üretim faaliyet yapan davalı şirketin atık madde bırakmak sureti ile 2007 yılından bu yana zarar verdiğini belirterek elatmanın önlenmesi ve tazminat istemiştir....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. TMK’nın 737. maddesine göre, kural olarak elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için, zararın doğmuş olması gerekir. Örneğin, davacı davalının taşınmazına diktiği ağaçların ileride kendi taşınmazına gölge yaparak zarar vereceğinden bahisle dava açamaz. Açılan dava reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya TMK’nın 737 ve bu maddenin müeyyidesi olan 730. maddesi uyarınca zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir....
Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davlarında davalının kusurlu olması aranmaz....
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası kişiye zarar verecek nitelikte ise kişinin o taşınmazda fiili hakimiyetinin bulunmasının gerektiği görüşü kabul edilmektedir. Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı aynî hakka, (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. O halde bir kimsenin komşu sıfatıyla bir dava açabilmesi için, ayni veya şahsi bir hakka dayanması, başka bir anlatımla komşuluk sıfatıyla zarar görmesi gerekmektedir. Öte yandan, apartman ve site yönetimlerinin görev ve yetkileri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde açıklanmıştır. Yönetici, sadece ana gayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda onlar adına gerekli tedbirleri alabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, tapulu taşınmazda kira akdine dayalı olarak açılan komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminata ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 14/09/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesin davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemiyle davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiç bir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını ekilemez (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 04.03.2013 tarih 2013/1523 Esas 3070 Karar sayılı ilamı)....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı tarafından, davalı aleyhine 20.09.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 2319 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazına komşu 2318 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının evinin pencerelerinin kendi taşınmazı tarafına açılması nedeni ile komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesini ve evin saçağının kendi parseline tecavüzlü olması nedeni ile kaldırılması suretiyle elatmasının önlenmesini istemiştir....
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir....
Mahkemece, esas davanın kabulüne, 7875 parsel sayılı taşınmazda bulunan davalıya ait depo kullanımlı taşınmazın çatısında davacının komşu taşınmazında ikametini imkansız kılan komşuluk hukukuna aykırı yapılan çatısındaki yapının kaldırılmasına ve eski hale getirilmesine, karşı dava yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı- karşı davacı temyiz etmiştir. Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, karşı dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. 1-Mahkemece yerinde keşif yapılmış, fenni ve inşaatçı bilirkişiler raporlarını düzenleyerek mahkemeye sunmuşlardır. Ne var ki, kadastro teknisyeni ...'ın 16.12.2014 tarihli kroki raporunda taraf taşınmazları gösterilmiş, karşı dava açısından bir inceleme yapılarak tespit edilen sonuçlara yer verilmemiştir. Aynı şekilde inşaatçı bilirkişi raporunda da bu yönde bir incelemenin yapılmadığı görülmektedir....