DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 83 ada 233 nolu parselde bulunan apartmanın bir bölümünü davalıların 5 yıldan beri haklı ve hukuki bir sebebe dayanmaksızın kullandıklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, dava konusu parselin giriş katında bulunan çekişmeli daireyi ... ... adlı yükleniciden 12.10.1998 tarihli gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile ... iktisap ettiğini, bayii ile dava dışı yüklenici arasında 09.09.1996 tarihli gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, çekişmeli dairenin ince işlerinin ... tarafından yapılıp masraflarının karşılandığını,çevreden çekişmeli daireye zarar gelmemesi için yaklaşık iki yıldır bedelsiz ve depo olarak .... kullanımına tahsis edildiğini öne sürerek davanın reddini savunmuşlardır....
Davalı çekişmeye konu bağımsız bölümün zilyetliğini, iştirakçilerden Metin'dan, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak devraldığını, taşınmazda bazı iyileştirmelerde bulunduğunu belirterek hapis hakkı tanınmasını istemiş ise de hapis hakkını ve satış sözleşmesinden kaynaklanan diğer şahsi haklarını akidi olan dava dışı Metin'ya yöneltebileceği açıktır. Bu durumda, davalının çekişmeye konu bağımsız bölümü kullanmasının haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmadığı, davalının sözleşmenin tarafına yapmış olduğu ödemenin kayıt maliklerini bağlamayacağı varsa kişisel hakkını ödediği kişiye yöneltebileceği gözetilerek hapis hakkı tanınmaksızın elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.12.2008 ve 26.01.2009 günlerinde verilen dilekçeler ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, karşı davada satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın tapu iptali ve tescil yönünden reddine, tazminat yönünden kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 15.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı vekili, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Karşı davada, dayanılan sözleşmenin gabin sebebiyle iptali istenmiştir....
Dava, kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı, 14.01.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile Hazine adına ham toprak vasfı ile tapuda kayıtlı 120 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalıya ait tapu tahsis belgeli 400m2 bahçesi ile birlikte yığma mesken ev niteliğindeki taşınmazda bulunan hak ve hissesini davalıdan 25.000,00TL'ye satın almıştır. Davacı, satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın davalı tarafından teslim edilmemesi nedeniyle devralmış olduğu kişisel hakka dayanarak eldeki davayı açmıştır. Davalı tapu tahsis belgesi ile sahip olduğu kişisel hakkını satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devir ettiğine göre artık dayanabileceği bir hukuki geçerliliği devam eden bir tapu tahsis belgesi kalmamıştır. Bu nedenle davacı kişisel hakka dayalı işbu davayı açmakta haklıdır....
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; mahkemece, davalıların davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesindeki bağlantıları araştırılmamıştır. Davalılar, satış vaadi sözleşmelerindeki vaad borçluları veya mirasçıları ise kuşkusuz malik sıfatlarından ötürü elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Ne var ki, satış vaadi sözleşmesi ile kazanılan kişisel hakkın kullanımına üçüncü kişiler bir neden olmaksızın elatmakta iseler dava dinlenebileceğinden bütün bu hususlar üzerinde durulmalıdır. O halde, taraflardan bu konudaki delilleri istenip toparlanmalı, lüzumu halinde yerinde keşifte yapılarak bütün deliller toplandıktan sonra sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Davanın eksik inceleme ve araştırmayla yazılı olduğu şekilde ve somut olaya uygun düşmeyen nedenlerle reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Davalı Hüseyin Şahin vekili cevap dilekçesinde; ecrimisil talebine dayananak yapılan satış vaadi sözleşmesi, geçersiz bir başka satış vaadi sözleşmesinin devrinden kaynaklandığından; başka bir deyişle satış vaadi sözleşmesinin dayandığı ilk satış vaadi sözleşmesi hukuken geçersiz olduğundan; ecrimisil talep edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin kaynağının tefecilik olduğunu, davacının devraldığı satış vaadi sözleşmesinde satış vaadi borçlusu görünen; ilk satış vaadi sözleşmesinde ise satış vaadi alacaklısı görünen Durmuş Horlu, tefecilik yoluyla müvekkillerinden alacaklı olmuş bulunduğunu, müvekkillerinin korku ve müzayaka altında satış vaadi sözleşmesini imzalamış olduklarını, bu konuda tanık dinletilmesi talebinde bulunmakta olduklarını, ayrıca satış vaadi sözleşmesi bu sözde alacağın teminatı olarak düzenlenmiş olduğunu, dava konusu yer, "taşınmaz sıfatını taşımamakta" olup, muhdesat niteliğinde olduğunu, dolayısıyla satış vaadi sözleşmesi tapu siciline kayıtlı olmayan bir taşınmaza...
Somut olayda, davalının dava dışı önceki pay maliklerine tebaan, 30.01.2003 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince dava konusu yeri kullandığı anlaşılmaktadır. Sözleşme içeriğine göre de, satış bedelinin tamamının davalı tarafından dava dışı önceki pay maliklerine ödendiği ve bunun karşılığında da dava konusu yerin kullanımının davalıya bırakıldığı, dava tarihi itibariyle davacılar tarafından, davalıya taşınmazı kullanımına son vermesi yönünde ihtarda da bulunulmadığı, anlaşılmaktadır. Bu durumda, 'Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi' başlıklı sözleşmenin gerçekte harici satış sözleşmesi şeklinde olduğu ve zilyetliğin davalıya teslim edildiği ve davalının bu sözleşmeye istinaden iyiniyetli olarak dava konusu yeri kullandığı açıktır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/166 Esas KARAR NO: 2023/669 DAVA: Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 04/06/2020 BİRLEŞEN DAVA (-----esas sayılı dosyası) DAVA: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 10/08/2020 KARAR TARİHİ: 05/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı ana dava 01/03/2023 tarihli duruşmaya gelmediği, taraflar tarafından davanın, 01/03/2023 tarihinde takipsizliği nedeniyle işlemden kaldırıldığı, birleşen davada davacının 03/05/2023 tarihli duruşmaya gelmediği, taraflar tarafından davanın 03/05/2023 tarihinde takipsizliği nedeniyle işlemlen kaldırıldığı, aradan 3 aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği görülmekle; davanın açılmamış sayılmasına; karar vermek gerekmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/166 Esas KARAR NO: 2023/669 DAVA: Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 04/06/2020 BİRLEŞEN DAVA (-----esas sayılı dosyası) DAVA: Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 10/08/2020 KARAR TARİHİ: 05/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı ana dava 01/03/2023 tarihli duruşmaya gelmediği, taraflar tarafından davanın, 01/03/2023 tarihinde takipsizliği nedeniyle işlemden kaldırıldığı, birleşen davada davacının 03/05/2023 tarihli duruşmaya gelmediği, taraflar tarafından davanın 03/05/2023 tarihinde takipsizliği nedeniyle işlemlen kaldırıldığı, aradan 3 aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği görülmekle; davanın açılmamış sayılmasına; karar vermek gerekmiştir....
Davadaki istemin dayanağı 5.12.2005 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesidir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmeleri kaynağını Borçlar Kanununun 22.maddesinden alır. Bu tür sözleşmeler alacaklısına doğrudan taşınmaz mülkiyetini geçirmez. Ancak, ilerde taşınmaz mal mülkiyetinin alacaklıya aktarılmaması halinde Türk Medeni Kanununun 716.maddesine dayanılarak hükmen tescil isteme hakkı sağlar. Açıkçası, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmeleri, asıl işlem ileride yapılmak üzere yapılan bir ön akit (akit yapma vaadi)dir. Türk Medeni Kanununun 683/son fıkrası hükmünce de eşyayı haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi eşyanın malikine tanımıştır. Her ne kadar, 5.12.2005 günlü sözleşmede satış vaadi ile birlikte taşınmazın zilyetliğinin devredildiği yazılı ise de zilyetliğin devredilmediği davalının yedinde kaldığı iddia ve savunma ile sabittir....