Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/06/2015 gününde verilen dilekçe ile zilyet olunan taşınmazda elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, zilyet olunan taşınmaza el atmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13/06/2011 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine; davalının 1910 ve 1911 sayılı mera parsellerine ev yaparak, ağaç dikerek ve bahçe olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini belirterek; elatmanın önlenmesi ve 2.021,53TL eski hale getirme bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı, söz konusu yeri satın aldığını, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde ortak yere elatmanın önlenmesi ve projeye aykırı inşaatın kal'i ile eski hale getirme istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Yıkım Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen elatmanın önlenmesine yönelik davanın kabulüne, kal talebi yönünden davanın reddine, eski hale getirme bedeli yönünden davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 14.01.2020 tarihli ve 2018/4532 Esas, 2020/127 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti....
Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir. Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. Diğer taraftan eski hale getirme bedeli vasfı bozulan meranın ıslah edilmek suretiyle mera vasfının kazandırılması için boş olan arazide yapılacak masraflardır. Başka bir deyişle mera vasfını yitirmiş yerin yeniden eski hale getirilmesi için gerekli olan tohumlama ve benzeri biyolojik teknikler, gübre ve ekim, zararlı ot mücadelesi vd. masrafların bedeli talep edilebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.12.2011 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat; davalı karşı daacı tarafından 31.01.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 26.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı Hazine, dava konusu 102 ada 1 parsel sayılı mera vasıflı taşınmaza kalıcı konut yapıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal, eski hale getirme bedeli talebinde bulunmuştur. Davalı Belediye karşı davada, taşınmazın adına tescilini istemiştir....
Dava konusu taşınmazın davalı idarece el atılan bölümünün bedeli ile eski hale getirme masraflarının yer bedelinden fazla olması halinde, el konulan kısmın zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile idare adına tesciline, yer bedelinin fazla olması halinde ise eski hale getirme bedeli ile el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline hükmedilmesi gerekmektedir. (Yargıtay, 5HD, 04/12/2019 tarih, 2019/505 E., 2019/19689 K.,) Yukarıda belirtilen Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları doğrultusunda mahkemece el atılan kısımın değerinin eski hale getirme masraflarından fazla olması sebebi ile el atmanın önlenmesi ve eski hale getirme kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, acele el koyma hususunda henüz bir dava açılmadığı anlaşılmış olup davalı vekilinin istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:Tokat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/63 esas, 2021/321 karar sayılı kararında: Elatmanın önlenmesi(müdahalenin meni), kal- eski hale getirme, ecrimisil ve tazminat isteklerinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. maddesi) ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım- kal-eski hale getirme isteği de varsa dava değerinin elatılan yerin değeri ile yıkımı-kal'i-tahliyesi istenilenin veya eski hale getirme değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinde öngörüldüğü şekilde işlemlerin yerine getirilerek gerekli olan harcın alınması zorunludur....
Şöyle ki; 1-Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu anlaşıldığından bu niteliğine göre olduğu gibi kullanılması halinde ekilebilecek ürünlerin geliri esas alınarak değer biçilmesi için bu nitelik göz önünde bulundurularak usulüne uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak birlikte hazırlayacakları rapor alınması gerekirken, bilirkişiler Yüksek İnşaat ve Ziraat Yüksek Mühendisinden ayrı ayrı alınan raporların hükme esas alınması,. 2-Taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kal ve eski hale getirme bedel talebinin bulunması durumunda, ekilebilir ürünlere göre net gelir metodu uygulanmak suretiyle, taşınmazın el atılan bölümün bedeli ile eski hale getirme bedeli tespit ettirilip, el atılan bölümün bedelinin kal ve eski hale getirme masraflarından fazla olması halinde müdahalenin önlenmesi, kal ve eskihale getirme bedelinin tahsiline karar verilmesi; aksi takdirde el atılan zemin...