Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.05.2012 gününde verilen dilekçe ile muhdesat şerhinin terkini, elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; muhdesat şerhinin terkini talebinin kabulüne, elatmanın önlenmesi ve kal talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 27.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 11.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Kal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün ...... yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin ......ya tabi olduğu anlaşılmış ve ...... için 24.10.2018 ...... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. ...... günü temyiz eden taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildi....

      O halde uygulama kadastrosu nedeniyle, genel mahkemelerden aktarılabilecek davaların, sınır ihtilafına ilişkin olması; başka bir anlatımla verilecek nihai karar sonunda taşınmazların pafta haritasındaki sınırlarının ve/veya yüzölçümlerinin değişmesi sonucunu doğurabilecek nitelikte olması zornludur. Nitekim, 22/2-a maddesi Yönetmeliğinin (Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi Ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmelik) 9/a maddesinde, genel mahkemelerden aktarılması gereken davalar, " sınır veya yüzölçümüne yönelik" davalar olarak açıklanmıştır. Genel mahkemede “elatmanın önlenmesi ve kal'” istemiyle açılan davalar, kadastro çaplarının uygulanması ile sonuca bağlanacak davalar olup, bu davalar sonucunda taşınmazların çaplarının ve yüzölçümlerinin değiştirilmesine karar verilmez. Başka bir anlatımla, elatmanın önlenmesi davası sonucu verilen hüküm, taşınmazların kadastral sınırlarını (çaplarını) değiştirmez....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2007 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, üzerinden enerji nakil hattı geçen ve irtifak hakkı sahibi oldukları 21994 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın irtifak hakkına taşkın ve Elektrik Kuvvetli Akımlar Yönetmeliğinin 44. maddesine aykırı inşaa edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09/10/2013 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve kal, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 07/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili; ... ili,... Köyü, 111 ada 373, 109 ada 366, 108 ada 363 ve 106 ada 388 parsel sayılı mera vasıflı taşınmaza davalılar tarafından tecavüz edildiğini belirterek elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Davacı, dava dilekçesinde meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsilini istemiş olup, elatmanın önlenmesi ve kal bakımından bir istemde bulunmamıştır. Her ne kadar HMK'nın 179. maddesi ile müddeabihin artırılması olanaklı hale getirilmiş ise de ‘’dava edilmeyen bir hususun’’ ıslah yolu ile dava konusu haline getirilmesi mümkün değildir. Bu durumda usulüne uygun olarak açılmış bir elatmanın önlenmesi ve kal davası bulunmadığından, 6100 sayılı HMK’nun 180. maddesine göre davanın tamamen ıslah edildiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca; dava dilekçesindeki istek aşılarak elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

              Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacıya ait taşınmaz üzerinde bulunan binadaki bağımsız bölümlere telefon hattı geçirilirken binanın dışından geçirilen kablolar ile hat için kullanılan direk ve telefon kutularının taşınmazın kullanımını engellediği, bina dışında çirkin görüntü oluşturduğu iddiasıyla elatmanın önlenmesi ve kal istenmektedir. Gerçekten de davalı kurum telefon hattının tellerini bina dışından geçirmiş, direk ve telefon kutularını taşınmaz üzerine yerleştirmiştir. Davalı, bu işlemleri yaparken 406 sayılı Kanunun verdiği yetkiyi kullanmaktadır. Kanunun 14.maddesine göre şahısların kendilerine ait bina ve muhtesatının kullanımını ve istifadesini engellememek zorundadır. Engellenme iddiası ile elatmanın önlenmesi ve kal istendiğinde davacı kurumun yetki sınırlarını aşıp aşmadığı mahkemece araştırılmalıdır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.05.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, mera olarak sınırlandırma, elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne dair verilen 13.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, kadastro tespiti sırasında kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı adına tescil edilen 195 ada 4 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının mera olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını, üzerindeki binanın yıkılmak suretiyle elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.11.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.04.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza elatmanın kal suretiyle giderilmesi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının elatmanın önlenmesi istemi hüküm altına alınmış, kal talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....

                    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 28.04.2016 tarihli raporda yeşil renkle gösterilen 8,44 m2 yere elatmanın önlenmesine, kal talebinin reddine ve davalı tarafın temliken tescil talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde, dava konusu 850 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tam hisse ile davacı adına kayıtlı olduğu ve 28.04.2016 tarihli müşterek bilirkişi raporu ile davalı tarafa ait binanın dava konusu taşınmaza tecavüzlü olduğunun tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davalıların iyiniyet savunmalarına itibar edilmemesinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davacının mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak tecavüzlü bölümün kal'ine karar verilmesi gerekirken, yıkımın fahiş zarar doğuracağı gerekçesiyle kal talebinin reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu