"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 29.03.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 393 ve 394 (yeni 1495) parsel sayılı taşınmazları içerisinde bulunan su arkına komşu 392 ve 395 sayılı parseller malikleri olan davalıların muhtelif cins ve miktarlarda meyve ağacı dikmek suretiyle müdahale ettiklerini ve bu ağaçlar nedeniyle taşınmazlarıyla su arkının zarar gördüğünü ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve meyve ağaçlarının kaldırılmasını istemiştir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Dava konusu yapılan ağaçlar için, uygulama imkanı bulunan TMK’nun 740. maddesi, başkasının mülküne geçip zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği hükmünü içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydına dayalı müdahalenin önlenmesi, kal ve ecrimisil birleşen davada tapu iptali ve tescil mümkün değilse tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 7.3.2006 gün ve 2005/11556-2006/2579 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ve birleştirilen davanın davacıları Ramazan ve Berrin Yıldırım vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapuya dayalı elatmanın önlenmesi ve kal birleştirilen davadaki istemler ise zilyetliğe ve Türk Medeni Kanunun 724.maddelerine dayanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde arazi üzerinde yapılan binaların malzeme ve ağaçların bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
Bilindiği üzere mülkiyet hakkı Anayasanın 35. maddesi ile koruma altına alınmış bu husus TMK'nın 683 maddesinde ''Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir'' şeklinde düzenlenmiştir. Öte yandan, elatma haksız eylem olup elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabilir. Somut olayda, davacıyla davalı eski eşi ve reşit oğlu arasında taşınmazı kullanmalarını haklı kılacak bir akdi ilişki olduğu savunulup bu konuda bir delil bildirilmiş değildir....
Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davlarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.03.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 18.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü, ... vekili temyiz etmiştir. Davacı ... davalı şirketlere karşı elatmanın önlenmesi ve tazminat davası açmıştır. Davalı ... AŞ.'nin 06.07.1999 tarihli dilekçesi ile dava Hazineye ihbar edilmiştir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Somut olayda; mahkemece her ne kadar davalılardan ...'a karşı dava yöneltilmiş ve aleyhine karar verilmiş ise de, zararın oluşmasındaki etkisi ile nasıl ve ne şekilde zarar verdiği, husumetin yöneltilmesinin sebebi anlaşılamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.10.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının tazminat isteminin kabulüne dair verilen 12.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ikinci kademedeki istem tazminat ödetilmesi taleplerine ilişkindir. Davalı, taşınmazın önceki malikinden kiralandığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, konusu kalmadığından elatmanın önlenmesi istemine ilişkin talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 693,00 YTL den ibaret ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 13.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, intifa hakkı sahibi oldukları 1928 ve 1929 parsel sayılı taşınmazlardaki bu haklarını davalı bayileri aracılığı ile kullandıklarını, ancak sözleşmeye aykırılık nedeniyle bayilik ilişkisinin sona erdirilmesine rağmen davalının taşınmaza elatmasının devam ettiğini ileri sürerek intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve 15.000 lira ecrimisil talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....