"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal ve tazminat talebinin reddine dair verilen 28.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve meydana gelen zararın tahsili istemleri ile Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş, görevli mahkeme elatmanın önlenmesi istemini kabul, kanıtlanmayan zarara ilişkin talebin reddine karar vermiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Vekille takip edilen davalarda davaya ilişkin tebligatın vekile yapılması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat, birleştirilen davada ise 25.12.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 03.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, müşterek paydaş olduğu 5 parsel sayılı taşınmazın fiilen taksimi neticesinde kendisine bırakılan kesime diktiği kavak ağaçlarının davalı paydaş tarafından kesildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tazminat istemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.03.1996 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, davalıların 644 parsel numaralı meraya kum almak suretiyle elattıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve tazminat istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun....
Davacılar, maliki bulundukları 6 parsel sayılı taşınmazda bulunan meskeni davalının hiçbir hukuki ilişki olmadan kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunmuştur. Dava, Türk Medeni Kanunun 683. maddesi gereğince tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Harçlar Kanunu’nun 16. maddesinde “...Müdahalenin men'i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.12.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna dayanan el atmanın önlenmesi ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna dayanan el atmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkindir....
, yargılama aşamasında davasına sadece elatmanın önlenmesi ve tesislerin teslimi yönünden devam edeceğini belirtmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.05.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 03.04.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat isteğine ilişkindir. Davalı, dava konusu yeri satın aldığını mera olduğunu bilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı idare vekili temyiz etmiştir. Kural olarak, meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
a karşı 2010/204 Esas, 2014/148 Karar sayılı dosya ile elatmanın önlenmesi davası açmıştır. Bu dava sırasında yapılan keşif sonucu davalının oturduğu ve davacının satın aldığını iddia ederek menini istediği evin 1415 parselde olduğu ve bu parselde de davacının hakkı olmadığı belirtilerek davası reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı kayden malik olduğu 1416 parseli kullanan davalılara karşı elatmanın önlenmesi davası açmıştır. Dosya içinde toplanan deliller, tanık beyanları ve yukarıda belirtilen dava dosyasından anlaşıldığı üzere davacı zeminde satıcı ...’ın fiilen oturduğu 1415 parseldeki evi satın alma iradesinde bulunmuş ise de tapu kaydında ... adına kayıtlı 1416 parsel sayılı taşınmazı devralmıştır. Bu durumda mahkemece davacının elatmanın önlenmesi isteminin kabulü doğrudur....