Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozma ilamına uyularak, yeniden yapılan yargılama sonunda dava konusu duvar nedeniyle davacının taşınmazında herhangi bir zarar doğmadığı, komşuluk hukukuna aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Dosyada mevcut, Evrensekiz Belediye Başkanlığı'nın 02.12.2010 tarihli, 191 sayılı yazılarında belirtildiği üzere, davacı ve davalı parsellerinin müşterek sınırına davalı tarafça sonradan inşa edilen dava konusu duvar, imar mevzuatına aykırı olarak yapılmıştır. Burada imar mevzuatına ve komşuluk hukukuna aykırılığın da ötesinde doğrudan ortak sınıra elatma söz konusudur. 4721 sayılı TMK'nın 721. maddesine göre, “İki taşınmazı birbirinden ayırmaya yarayan duvar, parmaklık, çit gibi sınırlıklar, aksi ispat edilmedikçe, her iki komşunun paylı malı sayılır.”...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.12.2006 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle Türk Medeni Kanunu'nun 737. maddesine göre komşu olan tarafların işletme faaliyetini sürdürürken komşuların olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü bulunmalarına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 13.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 04.05.2010 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 285 parsel sayılı taşınmazın sınırına dikilen ağaçların gölge yapmak suretiyle paydaş olduğu 286 parsel sayılı taşınmazdaki tarımsal faaliyete zarar verdiğini, kök ve dallarının da tecavüzlü olduğunu ileri sürerek, ağaçların kesilmesi suretiyle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve maddi tazminat ve karşılık davada elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşılık davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 20.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların giderilmesi, manevi tazminat ve eski hale getirme istemleri ile açılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava,elatmanın önlenmesi ve komşuluk hukukuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin kısmen kabulüne,tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Hüküm,davacı tarafından komşuluk hukukuna dayalı tazminat yönünden temyiz edilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 18.4.2005 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 1906 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının bu taşınmaza yaptığı binanın kendisine ait 141 ada 3 parsel sayılı taşınmaza bakan tarafına komşuluk hukukuna aykırılık teşkil edecek şekilde pencere açtığını ileri sürerek, bu pencerenin kapatılmasını istemiştir....

              Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

                Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Somut olayda yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle davacının uğradığı zararlar ile bunların giderilmesine ilişkin önlem ya da önlemler kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve ondan sonra toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek infaza elverişli biçimde(alınacak önlemler belirtilmek suretiyle) hüküm kurulması gerekirken ,noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir....

                  Mahkemece, davaya konu ağaçların ve sınıra yığılan odunların komşuluk hukukuna aykırılık teşkil edip etmediği yukarıda belirtilen ilkelere göre araştırılmaksızın ve uyuşmazlık davacı ile davalılar arasında mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesine ilişkin bir dava şeklinde değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    Dava, komşuluk hukukuna aykırılık iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı hazırlıkların yürütüldüğü iddiasıyla trafo yapımının önlenmesini istemiş, yapılacak olan trafonun ileride can ve mal güvenliğini tehdit edeceğini ileri sürmüştür. Bilindiği gibi elatmanın önlenmesi davaları mevcut bir elatma ya da zararın bulunması halinde dinlenebilir. İleride oluşma ihtimali bulunan zararların varlığı ileri sürülerek elatmanın önlenmesi istenemez. Davacılık sıfatı her zaman bir sübjektif hakkın varlığını ve bu hakkın ihlalini gerektirir. Somut olayda, henüz inşa edilmemiş ve faliyete geçmemiş trafo binasının davacıların sübjektif haklarını ne şekilde ihlal edeceği hususu da belirsizdir. Mahkemece bu yönler gözetilerek davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu