WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/51 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile karşı tarafta satmayı vaat edenler T4 ve T3 12 Kasım 1996 tarihli Sarıyer Noterliğinin 33142 y.nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile ilgili olarak taraflar birbirlerine karşı edimlerini yerine getirmiş olup taşınmaz halen müvekkili zilyetliğinde bulunduğunu, satıcılar yakın akraba olup , satış vaadi tarihinden bu yana müvekkil kesintisiz bu adreste bulunmakta, emlak vergilerine kadar tüm masraflarını karşıladığını, ancak gerek vakıf şerhi gerek taşınmaz üzerindeki hacizler nedeni ile resmi devir bugüne kadar yapılamadığını, T4'a bu hususun bildirildiğini ve 15.01.2021 tarihli ihtarnamenin yanıtsız kaldığını, T3 mirasçıları ise çok yaşlı olduğunu, bu nedenlerle Sarıyer 718 ada, 108 pafta 15 parselde kayıtlı taşınmazın...

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafından davaya konu edilen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tarihinin 01/12/1987 olup, düzenlenmesinin üzerinden 32 yıl geçtiğini, taşınmazın satış vaadi ile devredileceği vadedilen taşınmaza davacının fiilen zilyet olduğu iddiasının doğru olmadığını, üzerinde hiçbir yapı olmayan bir taşınmaza davacı tarafın zilyet olmasını gerektirecek bir durum olmadığını, davacının taşınmazı nizasız ve fasılasız kullanımının söz konusu olmadığını, davacı tarafın düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ifa etmediğini, davacı tarafın davasının dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle davacının davasının zaman aşımına uğradığının tespiti ile ve sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ifa etmediğinin tespiti ile davasının haksız olduğunun kabul edilerek, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.05.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 01.12.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 114 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisinden gelen tüm hak ve hisseleri devir aldığını, bedelini ödediğini belirterek satış vaadi borçlularının hisselerinin adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir....

      Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

        Sayılı dosyasının 24/02/2022 tarihli ara kararına karşı cebri icra satışının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı yönünden ara kararın bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasını ve yeniden hüküm kurularak cebri icra yönünden ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, alacak istemine ilişkindir....

        Gerçekten de, davacı satış vaadi senedine göre tapu iptali, tescil isteminde bulunurken ayrıca sulh anlaşmasına da dayanmış, bu anlaşma uyarınca dava konusu taşınmazların adına tescilini istemiştir. 03.06.1961 tarihli sözleşmenin taraflarından ..., ..., ..., ..., ... 22 ve 56 parsel sayılı taşınmazlarında içinde bulunduğu birden fazla taşınmazlarındaki hak ve hisselerini ...'na harici senetle satış vaadinde bulunmuşlar ve bu sözleşme noter tarafından onaylanmıştır. Daha sonra da satış bedelini aldıklarına dair ibraname düzenlemişlerdir. Noter tasdikli senede konu taşınmazların senet alıcısı ... tarafından kullanılması üzerine senet satıcılarından ..., ... ve ... asliye hukuk mahkemesindeki 1973/352-1978/138 sayılı davayı açarak senedin iptalini ve elatmanın önlenmesini istemişlerdir. Ancak bu dava mahkemenin de tasdiklediği sulh anlaşması ile sona ermiş, anlaşma uyarınca da 22 ve 56 parsel sayılı taşınmazların ...'na ait olacağı kararlaştırılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, Gayrımenkul Satış Vaadi ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesine göre arsa sahibi ...'e düşen 4135 ada 2 parselde bulunan 22 nolu bağımsız bölümü Şevket mirasçıları olan davalı ve dava dışı kişilerden noterde düzenleme şeklinde tanzim olunan devir ve temlik senedi ile satın aldığını,bilahare taşınmazın adına tescil edildiğini,davalının haklı bir neden olmaksızın oturmak suretiyle kullandığını,ihtara rağmen taşınmazı boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı,devir ve temlik senedinde kullanılan vekaletnamede vekil olan kardeşi ...'in vekalet görevini kötüye kullandığını,davacının hakkında başlattığı icra takibine itirazının iptaline yönelik davanın reddedildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur....

            Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Ancak elbirliği ortaklarının kendi aralarında yaptıkları satış vaadi sözleşmelerinde ise sözleşmenin ifa olanağı vardır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava konusu taşınmazın maliki Nazlı Göçmer'in mirasçıları arasında yer aldığından, satış vaadi elbirliği ortakları arasında yapılmıştır. Satıcı malikin payı alıcı malike geçeceğinden ortak malikler zarar görmeyecektir. Hal böyle olunca elbirliği ortakları arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre asıl dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal, tescil, birleşen dava satış vaadi sözleşmesinin muris muvazaası nedeniyle iptaline ilişkin olup, mahkemece birleşen davanın muvazaa nedeniyle illetli olduğundan kabulüne, asıl davanın ise bir kısım davalılar yönünden kabul sebebiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu