Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

Davacı vekilinin istinaf istemlerinin incelenmesi sonucu; 1- İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri, el atılan yerde bulunan yapı bedeli ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK). Oysa dava dilekçesinde, dava değerinin 200,00 TL gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, daha sonra ecrimisil alacağı, el atmanın önlenmesi ve kal isteği yönünden dava değerinin belirlenmediği gibi yargılama sırasında da el atmanın önlenmesi ve kal istemleri yönünden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, Üniversitenin Spor Bilimleri Yüksekokulunun kantin işletmesinin 15.4.2005 tarihinden itibaren 4 aylığına kiraya verildiğini, kira dönemi sonunda boşaltılması için 11.7.2005 tarihli ihtar gönderildiğini, ancak haksız işgalin devam ettiğini ileri sürerek, müdahalesinin men’i ile, 4 aylık kira bedeli ve ceza tutarı toplamı 2.040 YTL. nın faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, 4 yıldır kiracı olduğunu ve sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir....

    El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir. Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın mülkiyet hakkına dayalı olarak kira sözleşmesinin kapsamı dışında kalan alana kiracı tarafından yapılan el atmanın önlenmesi istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      K A R A R Davacı vekili; vekil edeninin 163 ada 28 parsel sayılı taşınmazda paylı malik olarak bulunduğunu, anılan taşınmazda kira sözleşmesinin feshinin davalıya bildirilmesine rağmen taşınmazın tamamının teslim edilmediğini, bir kısmının halen kullanıldığını, taşınmazın bir kısmına moloz, taş, harfıyat iş, tarım makinası gibi malzemeler konulduğunu, müşterek sınıra ve yer yer müvekkilin taşınmazına duvar örmek suretiyle kullanmaya devam ettiğini, davalının elinde tuttuğu kısmı kullanmaya devam ederken tarım arazisi vasfını bozduğunu, bu nedenle dava konusu 163 ada 28 parsel sayılı taşınmaza davalının el atmanın önlenmesine, el atılan bölüm üzerindeki malzemelerin ve duvarın kaline, el atılan kısmın tarım arazisi vasfı yok olduğundan eski hale getirilmesi için yapılması gerekli eski hale getirme bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur....

        HMK'nın 341, 346/1 ve 352 nci maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesinin gerektiği, mahkemece el atmanın önlenmesi talebi yönünden ise ortaklığın giderilmesi davası açıldığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle ile reddine karar verilmiş ise de ortaklığın giderilmesi davası açılması veya sonuçlanmasının davacıların el atmanın önlenmesi isteğine engel olmadığı, buna göre davacıların el atmanın önlenmesi davası açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla mahkemece davalının davacıların payına yönelik el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı..." gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin davacılar ..., ... ve ... yönünden usulden reddine; geri kalan davacı ... yönünden ise esastan reddine; davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün...

          Noterliğinin 31/10/2014 tarih ve 14634 yevmiye nolu ve aynı noterliğin 27/08/2014 tarih ve 11731 yevmiye nolu ihtarnamelerinin keşide edildiğini, talep konusunun davalı ile müvekkili idare arasında akdedilen 27/11/2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi nedeniyle el atmanın önlenmesi isteminden ibaret olduğunu belirterek, taşınmazın tahliyesine kadar geçecek süre için emsal kira bedeli ile taşınmaza verilen hasarın tahsilini teminen ikame edilecek dava ve talep haklarının saklı kalınması kaydı ile satış sözleşmesinin feshi nedeniyle idareleri mülkiyetinde bulunan Erzurum Ilıca Aziziye Belediye Konut Projesi kapsamında yer alan FA-5B blok, 4 numaralı bağımsız bölüm taşınmaza vaki el atmanın önlenmesini, taşınmazın tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....

          Noterliğinin 31/10/2014 tarih ve 14634 yevmiye nolu ve aynı noterliğin 27/08/2014 tarih ve 11731 yevmiye nolu ihtarnamelerinin keşide edildiğini, talep konusunun davalı ile müvekkili idare arasında akdedilen 27/11/2008 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi nedeniyle el atmanın önlenmesi isteminden ibaret olduğunu belirterek, taşınmazın tahliyesine kadar geçecek süre için emsal kira bedeli ile taşınmaza verilen hasarın tahsilini teminen ikame edilecek dava ve talep haklarının saklı kalınması kaydı ile satış sözleşmesinin feshi nedeniyle idareleri mülkiyetinde bulunan Erzurum Ilıca Aziziye Belediye Konut Projesi kapsamında yer alan FA-5B blok, 4 numaralı bağımsız bölüm taşınmaza vaki el atmanın önlenmesini, taşınmazın tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....

          Davadaki istek taraflar arasında imzalandığı öne sürülen 01.04.2005 tarihli açık alan kira sözleşmesi ve ek protokoller uyarınca kiracılık sıfatının tespiti ve kiralanan yerdeki reklam afişlerine yönelik el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Duruşmaya gelen davalı ... İnşaat AŞ vekili, öne sürülen protokol ve sözleşmelerin geçersiz olduğunu savunmuştur. Kural olarak bir hukuki ilişkinin davanın tarafları arasında mevcut olup olmadığına ilişkin bir tespit davası, davacının bunu istemekte hukuki menfaati olmak koşulu ile her zaman açılabilir. Başka bir anlatımla bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının mahkemece tespitinde davacının hukuki bir yararı bulunmalıdır. Somut olayda davacı, kira ilişkisinin varlığını bir takım sözleşme ve protokollere dayandırmış ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bu çerçevede tespitini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu