Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hükmün ikinci fıkrasında yer alan "Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde, hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar" hükmü,....sayılı kararıyla; aynı maddenin dördüncü fıkrasında yer alan "Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinda dava açılabilir" hükmü ise.... 15.03.2012 tarihli ve....sayılı kararıyla çocuk yönünden iptal edilmiş; ikinci fıkrayla ilgili iptal kararı 07.02.2011 tarihli 28197 sayılı; dördüncü fıkrayla ilgili iptal kararı ise, 21.07.2012 tarihli 28360 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış; her iki iptal kararında, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe gireceğinin ......

    Ancak; 1- Davalı idare vekilince temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazda 3194 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığının bildirildiği ve Tapu ve Kadastro Müdürlüğü'nün parsel sorgulama uygulamasında yapılan sorgulama neticesinde dava konusu taşınmazın kaydının kapatıldığı, UYAP sisteminde de tapu kaydının pasif olduğu anlaşıldığından, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istendikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğü'nden getirtildikten, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığı'ndan sorulduktan ve şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilip, mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp; a) Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin...

      İli, Şehitkamil İlçesi, 15 Temmuz Mahallesi 3553 ada 131 parsel sayılı taşınmazın en son imar uygulamasına ait belgeler ilgili Belediye Başkanlığından istenildikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan ve imar uygulaması öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtildikten sonra mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı ve çapı zemine uygulanıp yeni oluşan parsellere davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu ve kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp kamuya özgülenme durumunun devam ettiğinin anlaşılması halinde fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek esas...

        Bu durumda, mahkemece ... parsel sayılı taşınmazdaki davacılara ait hisselerin imar uygulaması ile hangi parsellere şuyulandırıldığı belirlenip, yeni oluşan imar parsellerinin tapu kayıtları, ölçekli krokileri ve imar durumları da getirtildikten sonra yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan parsellere davalı idare tarafından fiilen el atılıp atılmadığı belirlenip, el atmanın varlığının tespiti halinde davanın kabulüne, fiilen el atılmamakla birlikte kamu hizmetine tahsis edilen parseller yönünden ise, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa'nın 21.maddesi ile Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6.maddesinde yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesi'nin 25.09.2013 gün ve 2013/101 karar sayılı ilamı da gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 3)Dava değeri 78.839,76-TL olarak ıslah edildiği ve mahkemece 78.425,00-TL tazminata hükmedildiği halde davanın tam kabulüne ilişkin hüküm kurulması,...

          Ancak; 1-Dava konusu Melikgazi ilçesi, Erenköy mahallesi, 10468 ada 7 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak, davacıya yeni oluşan 8213 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan pay tahsis edildiği ve davacı adına yeni tapu kayıtlarının oluştuğu iddia edildiğinden; öncelikle, şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilip mahallinde yeniden keşif yapılarak imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp, yeni oluşan parsellere davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, Bu defa yapılan değerlendirmede anlaşıldığından; Davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 11.12.2018 gün ve 2017/23796 Esas - 2018/24248 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine...

            Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16. Hukuk Dairesi'ne" ait olduğunun belirlendiği, getirilen bu istisnaya göre Dairemizin görevinin, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiasına yönelik davalara bakmakla görevli olduğu anlaşılmaktadır....

              Somut olayda kadastro tesbitine dayanak yapılan davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının önceki günlü olduğu, doğru temele dayandığı ve hukuksal değerini yitirmediği dikkate alındığında davalı tarafın tutunduğu tapu kaydına ilke olarak değer verilmesi gerekir ise de, çekişmeli taşınmaz üzerinde Sağlık Bakanlığı tarafından muhdesat niteliğinde Sağlık Ocağı ve lojmanı meydana getirilmek suretiyle dava ve temyize konu 156 ada 49 parsel sayılı taşınmaza kamulaştır-masız el atıldığı dosya içeriği ile belirlenmiştir. Konuyu düzenleyen 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 38. maddesi hükmü Anayasa Mahkmesinin 10.4.2003 gün, 2002/112-2003/33 E.K. sayılı kararı ile iptal edilmiş, sözü edilen iptal kararı 4.11.2003 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kural olarak, Anayasa Mahkemesince oluşturulan iptal kararlarının geriye yürümeyeceği, görülmekte olan bu davada az yukarıda sözü edilen iptal kararının uygulanacağı kuşkusuzdur....

                Hukuk Dairesi'nin görevine ilişkin düzenlemenin 1. maddesine göre "Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" olduğu açıklandıktan sonra hükmün istisnası olarak "Kadastro sonucu oluşan tapu kaydının, kadastro öncesi nedenlere dayalı iptal ve tescili (KK m.12) istemli davalar ile mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16. Hukuk Dairesi'ne," ait olduğunun belirlendiği, getirilen bu istisnaya göre Dairemizin görevinin, kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiasına yönelik davalara bakmakla görevli olduğu anlaşılmaktadır....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı lehine çekişmeli taşınmazlar üzerinde 4721 TMK’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetlikle edinim koşulları oluştuğu ancak taşınmazların fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek davanın kabulü ile, 1-... ili, Merkez ilçesi, ... köyü, 109 ada 91 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sonucu oluşan 109 ada 1075 parselin ... tarafından kamulaştırılmasız el atılan ve kanal olarak kullanılan fen bilirkişilerinin 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide (A) harfi gösterilen 1.334,13 metrekare yüzölçümündeki kısmının kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'...

                    Davalı vekili, davalıya el cerrahisi alanında yaptığı öncü çalışmaları nedeniyle Tıpta Uzmanlık Kurulu'nun değerlendirmesi sonucunda Sağlık Bakanlığı tarafından uzman ünvanı verildiğini, yan dal uzmanlığının gerektirdiği tıbbi çalışmalarda bulunduğunu, yönetmeliğe göre atamanın, yan dal uzmanı olarak olup olmamasının koşul olarak aranmamasına rağmen, davacı tarafça böyle bir koşulun aranmasının, yönetmelik maddesine ve hukukun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu