"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 2.Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla )ve ... 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .... 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak talebine ilişkin davada .... 45. Asliye Ticaret ve .... 3. Fikri ve .... Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, lisans ve danışmanlık sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmeyen davalılardan ayıplı mal nedeniyle, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....
GEREKÇE: Dava ; satış sözleşmesinin feshi ile yapılan ödemenin iadesi talebine ilişkindir. Davacı vekili ;cafe- lokanta işletmeciliği yaptığını,işyerinin ısıtılması amacı ile 9.11.2015 tarihli satış sözleşmesi gereği 2 adet çift taraflı olmak üzere toplam 5 adet doğa ateşi şömine alımı için anlaşıldığını,18.2.2015 tarihli 27.630,00 TL lik bir adet çek verildiğini, etüd aşamasında 5 adet şöminenin ısıtma için yeterli olacağının söylendiğini,şöminelerden birinin kurulduğunu ancak bildirilen ve vaat edilen ısıtma kapasitesine ulaşmadığını,sözleşmenin yanıltılarak yapıldığını, diğer şömineleri kurdurmadıklarını ödenen bedelin iadesi için yapılan ihtarnameye rağmen çekin tahsil edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır....
Eser sözleşmelerinde iş sahibinin müspet zarar kapsamındaki eksik ve ayıplı işler bedelini isteyebilmesi için sözleşmede belirlenen iş bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerekir. Ödeme yapılmamışsa eksik ve ayıplı iş bedeli istenemez. İfaya ekli cezanın istenebilmesi için de sözleşmeden dönülmemiş olması veya aksine hüküm bulunması gerekir.Davacı ödediği toplam 4.000,00 TL'yi geri isteyerek sözleşmeden döndüğünden sözleşmenin ifası anlamında eksiklerin giderim bedelini isteyemeyeceği gibi kararlaştırılan ceza ifaya ekli ceza olduğundan, cezai şartı da talep edemez. Esasen davacının dilekçesinde cezai şartla ilgili bir istemi de bulunmamaktadır....
Davacı dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde sözleşme uyarınca gecikme cezasını ve eksik ve ayıplı işler bedelini istemekte olduğundan bu durumda sözleşmenin ifasını talep etmiş sayılmaktadır. Ne var ki sözleşmenin feshini istemekle artık sözleşmede kararlaştırılan gecikme cezasını isteyebilmesi için fesih halinde de gecikme cezasının isteyebileceğine dair bir düzenleme bulunması gerekmektedir. Sözleşmenin 9. maddesinde düzenlenen cezai şart ifaya ekli cezai şart olup, bu doğrultuda bir düzenleme yoktur. Diğer bir anlatımla sözleşmenin feshi halinde dahi bu cezanın alınacağına dair bir kararlaştırma bulunmamaktadır. Öte yandan eksik ve kusurlu işlerin bedelleri de istenmiş ve mahkemece bu yönde karar verilmiştir. Sözleşmenin "......
Temyize konu davada mahkemece, kararın gerekçesinde ''Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan dava, davalının ayıplı mal teslimi nedeniyle sözleşmenin iptali, ödenen bedelin iadesi ve kalan bedel yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davacılara ayıplı mal teslimi yapıldığı dosyaya sunulan belgeler ve bilirkişi raporu ile anlaşılmaktadır. Ayıplı olarak teslimi yapılan koltuk takımına davacılar tarafından kullanım nedeniyle hasar verildiği dikkate alınarak ayıplı ürünün değişimi söz konusu olmadığından davacılar tarafından ödenen bedelin iadesi ile kalan bedel yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar vermek gerekmiştir.'' denilmiştir. Oysa ki, hüküm fıkrasının 1.bendinde ''davanın kabulü ile eksik teslim nedeniyle 800,00 TL'nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye 2.050,00 TL için davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,'' karar verilmiş ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır....
Esas sayılı dosyası kapsamında, iki farklı bilirkişi heyetinden alınan ve birbirlerini teyit eden bilirkişi raporlarında, davacı tarafından sözleşmenin haksız feshedildiğinin, davacı idare tarafından ödenmeyen ihale bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiği değerlendirmesinin yapıldığını, böylelikle, aynı konu ile ilgili alınan bilirkişi raporlarında fesih işleminin hukuka aykırılığı şüpheye yer bırakmayacak ölçüde tespit edildiğini belirterek, açılan davanın yasal dayanaktan yoksun ve yersiz olduğundan, reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı şirketin yaptığı eserlerdeki eksik ve ayıp nedeniyle uğratılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf davalı şirketin ihale ile aldığı işi eksik ve ayıplı yaptığını belirterek ödenen ihale bedelinin iadesini talep etmektedir....
- K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin feshi, bedelin iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ayıplı enjektörün ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı ... Oto Alım Satım Tic. A.Ş vekili, sorunun standart dışı yakıt kullanımından kaynaklandığını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Türk Otom. Fab. A.Ş vekili, müvekkilinin satım sözleşmesine taraf olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu aracın enjektörlerinde üretimden kaynaklı bir ayıbın sözkonusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....
Dosya kapsamı ile 04.08.2010 ve 14.12.2011 tarihli bilirkişi raporlarına göre sözleşme konusu makinenin ayıplı ve ayıbın gizli olduğu, mevcut ayıp nedeniyle devreye alınamayacağı anlaşılmaktadır. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunup somut olayda uygulanması gerekli 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi'nin I. fıkrası gereğince yapılan eser, iş sahibince kullanılamayacak ve nısfet kaidesine göre kabule zorlanamayacak nitelikte ayıplı olduğundan davacı iş sahibi eseri reddederek ödediği bedelin iadesini ve yüklenicinin kusurlu bulunması halinde bundan doğan zarar ve ziyanını da isteyebilecektir. Az yukarıda açıklandığı gibi iş kabule icbar edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğundan iş sahibi eseri red ve ödediği KDV dahil 12.980,00 TL iş bedelini istemekte haklıdır....