Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl ve birleştirilen davalar, hukuki ehliyetsizlik, hata ve hile nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, asıl ve birleşen davalarda; kayden maliki oldukları 442 parsel sayılı taşınmazı emlakçı davalı ...’in müşteri olarak getirdiği ...’e satışı konusunda anlaştıklarını, bu amaçla tapu müdürlüğüne gittiklerinde hata ve hile sonucu 442 sayılı parsel yanında 446 parsel sayılı taşınmazın da davalı ... oğlu diğer davalı ...’ye satış suretiyle devrinin sağlandığını, yaşlı olup kendi iradeleri ile işlem yapma ehliyetlerinin bulunmadığını, 446 sayılı parselin satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, dava konusu 446 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir....

    Mahkemece, ehliyetsizlik iddiasına dayalı davalarda mirasçılardan birinin miras payı oranında açtığı davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların pay oranında açılmasına olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmasında usûle aykırı bir yön bulunmamaktadır. Somut olaya gelince, davacıların kendisi gibi mirasçı konumunda olan davalıya husumet yöneltmek suretiyle miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemli dava açması mümkündür. Hâl böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davalının da mirasçı konumunda olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, davalı ...’in mirasbırakanları Satılmış’ın bakıcısı olduğunu, ...’in kısıtlının akıl sağlığının yerinde olmamasından faydalanarak, 8 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar akma akdi ile kısıtlıdan temlik aldığını, daha sonra diğer davalı ...’a devrettiğini, yapılan temlikin ehliyetsizlik nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile mirasçılar adlarına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davalarını ıslah ederek terditli olarak hile olmazsa muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanmışlar, davacılardan ... ve ...’nın ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir....

        Mahkemece, hata-hile iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "…Dava dilekçesinde, demans hastalığı bulunan davacının hataya düşürülmesi sonucu satış aktinin gerçekleştirildiği belirtilmiş, 16.05.2012 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise, uyuşmazlık ehliyetsizlik, hata ve hile hukuksal nedenlerine dayandırılmıştır. … Ne varki; mahkemece ileri sürülen ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulmamıştır. … Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde bir araştırma yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile temlik tarihinde davacı ...’in fiil ehliyetinin bulunmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          TBK’nin 27. maddesinde düzenlenen ve özel hukuk alanında taraflarca gerçekleştirilen sağlararası hukuki işlemlerde işlem yapanın ayırtım gücüne sahip olmaması, işlemin kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına ve kanunun öngördüğü şekil kurallarına aykırı olması, hukuki işlemin konusunun objektif olarak imkânsız olması ve muvazaanın bulunması hallerinde o hukuki işlem kesin hükümsüzlük (butlan) nedeniyle baştan itibaren geçersiz bir hukuki işlem olmasına rağmen, ölüme bağlı tasarruflarda bu konuda farklı bir özellik vardır. Şöyle ki, diğer hukuki işlemlerde bu aykırılıklar kesin hükümsüzlük (butlan) sebebi iken, mirasbırakanm iradesine saygı göstermek isteyen mirasçılara imkân tanınması maksadıyla iptal ile sakat olsa dahi bir ölüme bağlı tasarruf mahkeme kararı ile iptal edilmediği sürece geçerli olup, geçerli bir ölüme bağlı tasarruf gibi hüküm ve sonuçlarını doğurur....

          Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ziynet eşyaları ve para için alacak isteğine ilişkindir....

            İcra Müdürlüğünün 2013/675 Esas sayılı genel haciz yoluyla yapılan takibe itiraz üzerine davalı banka tarafından açılan ve ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/72 Esas sayılı dosyasında devam eden yargılamada, taşınmaz maliki kısıtlının temyiz kudretinin son durumuna dair araştırmanın henüz sonuçlanmadığını belirterek davanın kabulünü istemiştir. Davalı vekili, ipotek tesis işleminin tapu memuru huzurunda resmi şekilde yapıldığını, herhangi bir ehliyetsizlik durumundan şüphelenilmediği ve ...'ın yaptığı işlemin ve attığı imzanın farkında olduğunu, vasinin kısıtlılık durumunu tapuya bildirmeyip kötüniyetli davrandığını, davanın borçtan kurtulma amaçlı açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir....

              Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen rapora istinaden ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/296 Esas sayılı kararı ile vasi tayin edildiği görülse de yukarıda değinilen ilke ve düzenlemeler kapsamında bunun yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Öte yandan, Anayasanın 141/3. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Ne var ki, mahkemece "hak düşürücü süre yönünden açılan davanın reddine" dair hüküm kurulmuş olup, herhangi bir gerekçe yazılmamıştır. Bunun yanında davada, ehliyetsizlik hukuksal sebebine dayanıldığına göre, ehliyetsizlik kamu düzeni ile ilgili olduğundan öncelikle ehliyetsizlik konusunda inceleme yapılması gerekeceği kuşkusuzdur. Mahkemece ehliyetsizlik yönünden de hiçbir araştırma ve inceleme yapılmamıştır....

                Noterliği tarafından düzenlenen 17.01.2013 tarih li vasiyetname ile davacı ile diğer mirasçıların paylarının ayrı ayrı belirlenerek davacıya 2/24, davalılar Ayşe ve Abdurrahman'a 6/24, davalılar Kadir ve Hasan'a 4/24, davalı Cumali için 2/24 oranında pay vasiyet edildiği, davacı tarafından vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve korkutma, zorlama sonucunda yapılmış olması nedeniyle iptali talep edilmiş ise de; Adli Tıp Kurulu Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 11/06/2018 tarih 2788 nolu raporda murisin dava konusu vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetine sahip olduğunun tespit edilmiş olmasına; tanık beyanlarının incelenmesinde murisin davalıların korkutması sonucunda dava konusu vasiyetnameyi düzenlediğinin kanıtlanamamasına ve vasiyetnamenin TMK'nın 533. vd....

                Hukuk Dairesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (1). Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (1). HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu