Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, ehliyetsizlik sebebiyle vasiyetnamenin iptali ve kademeli tenkis istemine, birleşen dava ise ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı ölünceye kadar bakma akdinin iptali ile mümkün olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. Asıl davada; vasiyetnamenin iptali ve tenkis talep edilmiş ise de Lüleburgaz 2. Noterliğince 24/02/2016 tarih ve 01059 yevmiye numarası ile düzenlenen işlemin ölüme bağlı tasarruflardan olan vasiyetname olmadığı, söz konusu işlemin Düzenleme Şeklinde Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi olduğu, bu nedenlerle davacıların asıl davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesi ile asıl davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/712 esas sayılı dosyasında görülen Vasiyetnamenin Açılması davası ile haberdar olduğunu, ancak muris T4 vasiyetname tanzim edildiği tarihte 82 yaşında ve vefatından çok önce başlayan zamandan itibaren uzunca süredir demans ve alzheimer hastalığı nedeniyle Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Yenimahalle Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, Lokman Hekim Hastanesinde ve Atatürk Eğitim Hastanesinde tedavisi gördüğünü, davalının murisi muhtemelen hile ya da aldatma ile veya maddi manevi cebirle notere götürüldüğünü, düzenlenen vasiyetnamenin tek hekim raporuna dayalı olarak düzenlendiğini, yaşı dikkate alınarak heyet raporu ile vasiyetname düzenlenmesi gerektiğini, bu nedenle vasiyetnamenin iptali ve davalının mirasçılık sıfatının kaldırılmasına, vasiyetnamenin iptali talebinin kabul edilmemesi halinde tenkis talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
TMK’nın 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, bunlar: 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlâka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması hâlleridir. TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Somut olayda; davacılar tarafından murisleri Ali Durak'ın davalı lehine düzenlediği Adana 14. Noterliğinin 17/07/2013 tarih 22831 yevmiye numaralı vasiyetnamenin ehliyetsizlik iddiasıyla iptalini talep ettikleri, 12/07/2018 tarihli dilekçe ile dava ıslah edilerek vasiyetnamenin iptalinin talep edildiği, davanın vasiyetnamenin iptaline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Davalılar vekili, Mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik incelemeye dayalı mahkeme kararını kabul etmediklerini, mahkemenin vasiyetnamenin iptali kararının yerinde olmadığını, dava konusu vasiyetnamenin resmi makamlar önünde yapıldığını, vasiyetnamenin kanuni tüm şartları yerinde olduğunu, miras bırakan T24n, vasiyetname düzenleme konusunda tam tasarruf ehliyetine sahip olduğunu, Mardin 1....
Maddesinde vasiyetnamenin iptali için dava açılabilmesinin hallerinden birinin vasiyetnamecinin yanılma ,aldatma ,korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olduğu davalı T5 ve babası Dursun Akgöz'ün miras bırakanı yanılttıklarından öncelikle Gerze Noterliğinin 23 Temmuz 2012 tarihinde 01997 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin iptali ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı T5 duruşmadaki beyanında özetle; Davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemine ilişkindir. 1- Davacının vasiyetnamenin iptali davası yönünden değerlendirilmesi; Davacı, dava konusu vasiyetnamenin yapımı sırasında murisin tasarruf ehliyeti olmadan, şekil şartlarına aykırı, yanılma ve yanıltma sonucu, hakkaniyete,usule ve yasaya aykırı düzenlendiği iddiasıyla vasiyetnamenin iptali talep etmiştir....
Mahkemece, asıl davada çekişme konusu taşınmazın 1/3 payına ilişkin olarak ileri sürülen taraf muvazaası iddiasının yazılı delille ispatlanamadığı, 2/3 payın ölünceye kadar bakma akdiyle temlik edildiği ve bakım borcunun yerine getirilmediğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine; birleştirilen davada ise vasiyetnamenin tanzim tarihinden sonra taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredilmesi nedeniyle TMK'nın 544/2. maddesi uyarınca davanın reddine ilişkin karar, Dairece; “...İddianın içeriği ve ileriye sürülüş biçimine göre asıl dava, taşınmazdaki 1/3 paya ilişkin aldatma hukuki nedenine dayalı 2/3 paya ilişkin olarak ise ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan borcun yerine getirilmememesi nedeniyle akdin feshi suretiyle tapu iptali ve tescili, birleştirilen dava ise, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali istemlerine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu vasiyetnamenin şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmesi nedeniyle şekle aykırılığa yönelik iptal talebinin yerinde olmadığı, Adli Tıp Kurulu ve Üst Kurul tarafından düzenlenen bilirkişi raporlarında mirasbırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetini haiz olduğunun belirtildiği, Mahkemece dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamında vasiyetnamenin mirasbırakanın iradesinin sakatlanması suretiyle düzenlendiğinin ispatlanamadığı, bu haliyle vasiyetnamenin ehliyetsizlik ve irade sakatlığı yönünden iptali taleplerinin de yerinde olmadığı, davacı tarafın terditli tenkis talepleri yönünden alınan bilirkişi raporunda ise mirasbırakanın vasiyetname ile davacının saklı payını ihlal etmiş olsa da davacının terekeden saklı payından fazlasını tahsil etmesi nedeniyle tenkis talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir. IV....
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; manevi baskı altında yapılan vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiştir. İkrah (korkutma) kişinin irade serbestisin! ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunmak zorunluluğunda bırakan, hukukun caiz görmediği davranışlardır. İkrah maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, fiil ehliyeti yokluğu ve korkutma sebeplerine dayalı vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde ise tenkis talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dairemizin 19.12.2019 tarih, 2019/1327 E. - 1040 K. sayılı kaldırma kararına uygun olarak yapılan yargılama sonucunda; TMK'nın 504, 557. maddeleri uyarınca dava konusu vasiyetnamenin iptaline yönelik iddialar ispat edilemediğinden vasiyetnamenin geçerli olduğu, TMK'nın 506 ve devamı maddeleri uyarınca saklı paylara yönelik tenkis davası yönünden ise saklı pay ihlali olmadığı yönünde hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna da dayanılarak kurulan hüküm ve gerekçede usul ve kanuna aykırılık bulunmamaktadır....
in vasiyetnamenin iptali ve tenkis için İstanbul Anadolu 12. AHM'nin 2010/460 Esas sayılı dosyasında görülen davayı açtığı, ancak vasiyetnamenin iptali talebinden vazgeçtiğini, talebinin tenkis istemi olarak kaldığını ve para seçimlik hakkını kullandığını, ödemeyi ise 27.3.2013 tarihinde yaptığını, ancak tenkis davası devam ederken kötüniyetli olarak adına intikal yaptırdığını ve aynı gün taşınmazı diğer davalı şirkete sattığını, şirket yetkililerinin taşınmazın mülkiyeti hususunda ihtilaf olduğunu bilmelerine rağmen satın aldıklarını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptaline, vasiyetnamenin tenfizine, olmazsa davalı ... yönünden satış tarihindeki değer üzerinden tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket, davacıya belirli mal vasiyet edildiğini, şahsi hak sahibi olduğunu, malın elden çıkması halinde vasiyet alacaklısının ancak mirasçıdan malın bedelini isteyebileceğini, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....