Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Aydoğdu, a.g.e sh.646) 743 sayılı Mülga Medeni Kanunun anlayışından ayrılan yürürlükteki 4721 sayılı TMK, evlatlık ilişkisinin taraflarca keyfi bir şekilde kaldırılmasının önünü kapamıştır. 4721 sayılı TMK'da evlatlık ilişkisinin tarafların iradesi ile sona erdirilmesi imkansız hale gelmiş olup, kanunda belirtilen haller dışında evlatlık ilişkisinin sona ermesi de mümkün olmayacak şekilde düzenlenmişir. Kanuna göre, evlatlık ilişkisinin, evlat edinme için gerekli koşulların yerine getirilmemesi halinde mahkeme tarafından kaldırılması söz konusu olacaktır. Kanun koyucu, yaptığı düzenlemeyle, evlatlık ilişkisi ile soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamıştır....

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı sebebe dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir unsurudur....

Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup; sulh hukuk mahkemesinde açılmış ve karara bağlanmıştır. Ne var ki, anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun mülkiyetle ilgili hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2/1. ve 4. maddeleri uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu kuşkusuzdur. Görev kamu düzeniyle ilgili olup, yargılamanın her aşamasında ve re’sen(kendiliğinden) gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır....

      Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, 4.6.1958 tarihli ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile ecrimisil, tazminat olarak nitelendirilmiştir. Bu kararın gerekçesinin V. bendinde “işgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının beş yılda zamanaşımına uğrayacağı esasını benimsemiş bulunan 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının halen geçerli” olduğu açıklanmış ve ecrimisil davalarının 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 908. (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 995) maddesine dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir. Bu durumda ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabi olup, bu sürenin dava tarihinden geriye doğru hesaplanması gerekmektedir. Somut olayda, dava 25.08.2014 tarihinde açıldığı halde, geriye doğru 25.08.2009 tarihi yerine zamanaşımı süresini aşar şekilde 01.06.2009 tarihinden ecrimisil hesaplanmıştır....

        Davacı;maliki olduğu 297 ada 51 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki davalının fiilen el attığını, taşınmazdaki fındığı 15 yıldan beri davalının topladığını ve kendisini taşınmaza sokmadığını belirterek el atmanın önlenmesine ve 10 yıllık ecrimisil bedeli olarak şimdilik 1.000-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş,davacı vekili ön inceleme duruşmasında ecrimisil isteğinin 5 yıla ilişkin olduğunu beyan etmiş, bilahare ecrimisil isteğinden vazgeçmiştir. Davalı vekili aşamalardaki beyanında zamanaşımı definde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; ecrimisil isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına, el atmanın önlenmesi isteği yönünden kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Getirtilen tapu kaydı ve eklerinden; davacının kayden maliki olduğu 297 ada 51 parsel sayılı fındık bahçesi vasıflı taşınmazda davalının kayda dayalı bir hakının olmadığı sabittir....

          Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazların el atılan kısmı ile el atmadan arta kalan ve kullanılamaz duruma gelen bölümünün dava tarihindeki değerinin bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ile tespit edilerek bedelinin ve ecrimisil karşılığının davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazların yol olarak el atılan kısmının 4721 sayılı T.M.K'nun 999. maddesi uyarınca tapudan terkinine, el atmadan arta kalan ve bedeline hükmedilen kısmının ise tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Ne var ki, davacının mülkiyet hakkına dayanarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesi uyarınca davalının haksız el atmasının önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istediği gözetilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: ecrimisil isteminin feragat nedeniyle reddine, el atma davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece ecrimisil isteminin feragat nedeniyle reddine, el atma davasının kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....

                Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atmanın olup olmadığı ve ecrimisil bedelinin tespiti hususundadır. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesi, 683 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi. 4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “......

                  UYAP Entegrasyonu