Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMKnın 571.maddesinin birinci fıkrasına göre, tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Ayrıca ilgili kişinin iptal sebebini öğrenmesine bakılmaksızın her hâlde dava hakkı; vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Ancak dava açma süresi geçmiş olsa bile, TMKnın 571.maddesinin ikinci fıkrasına göre, tenkis iddiası def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir. Mahkemece, tesciline karar verilen vakfın kurulmasına dair vasiyetname hakkında terditli olarak vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkisi için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/712 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığına ve bu davada verilecek kararın eldeki davayı etkileyeceğinden bu davanın sonuçlanmasının beklenmesi ve bekletici mesele sayılması, tarafların iddia ve savunmalarının bundan sonra değerlendirilmesi gerekmektedir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki TMKnın 1007.madesine dayanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/414 E. - 2018/243 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı ... tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R - Dava,TMKnın 1007.madesine dayanan tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 8.Hukuk Dairesince HMK'nun 353/1-b-1maddesi gereği esastan reddine dair verilen karar, davacı ......

      Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı sebebe dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir unsurudur....

        Dava, 4721 sayılı TMKnın 408. maddesi uyarınca vasi atanmasına ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 411. maddesinde vesayet işlerinde yetkinin küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait bulunduğu; 19/1. maddesinde ise yerleşim yerinin bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu; 22. maddesinde de bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmayacağı hükme bağlanmıştır. Dosyada bulunan nüfus kayıt örneğine göre kısıtlı adayının yerleşim yerinin No:4 Kozan ... .... olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; sağlık kurumuna konulmanın yeni yerleşim yeri edinme sonucu doğurmayacağı ve kısıtlı adayının ......

          Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı nedene dayalı adın ve soyadın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMKnın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, değişikliğin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, adın değişmekle kişisel durumda değişme olmayacağı, bu değişiklikten zarar görenlerin, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlanmıştır. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusu her bir davadaki özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir....

            -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TMKnın 713/2. maddesinden kaynaklanan iptal-tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarih ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

              SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halin temyiz edene iadesine, 05.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                nin TMKnın 405. ve 406.maddeleri gereği kısıtlanarak vasi tayin edilmesini istemiş; Mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden kısıtlı adayı ...'nin TMKnın 405. maddesine göre sağlık raporu gereğince kısıtlanmasına dair verilen karar kısıtlı adayı ... tarafından temyiz edilmiştir. Vesayete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/2b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanacağı, 317. maddesinde ise, davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1 maddesinde de mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği hükme bağlanmış olup Mahkemece, 320/1 maddesi gözetilerek, dosya üzerinden karar verilmiş ise de, varılan sonucun maddenin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır....

                  Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C.Anayasa’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMKnun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraflar dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması, HMKnın 388.maddesi gereği aksine hüküm bulunmayan hallerde çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği hükmü gereği dava şartı mevcut olduğundan işin esasının incelenmesi, 4721 sayılı TMKnın 588. maddesi kapsamında gaipliği istenilen Nimet'in 1883 doğumlu olduğu ve yüz yaşını çoktan geçtiği hususu da göz önünde bulundurularak, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/1977 Esas, 2015/132 Karar sayılı dosyası ile birlikte diğer delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    Buna göre; İstanbul Defterdarlığı Kayyım Bürosu Başkanlığı tarafından düzenlenen söz konusu işlem (17.11.2015 tarihli, 6529 sayılı sayılı ecrimisil ihbarnamesinin) 3561 sayılı Kanun ve 27230 Sayılı Yönetmelikte yapılan atıflar gereğince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine tabi olup, bu niteliği itibariyle kayyımın ihbarname çıkarmasının idari işlem niteliğinde olmadığının kabulü gerekir. Dava bu haliyle davacının ecrimisil ihbarnamesine konu edilen ecrimisil alacağından dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğundan adli yargı yerince çözüme kavuşturulması gerekir (Uyuşmazlık Mahkemesi, Hukuk Bölümü, 11.11.2013 tarihli ve 2013/1340 Esas, 2013/1572 K. sayılı kararı)....

                      UYAP Entegrasyonu