"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, dava konusu taşınmazın sit alanı kapsamında olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin dayanıksız kaldığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda istek kabul edilmiş, hüküm davalının temyizi üzerine Dairemizin 04.06.2009 tarihli ilamı ile ve ilamda yazılan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, dava reddedilmiştir....
Somut olayda; davacı 08.05.2014 tarihli ve 17810 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil istemektedir. Dayanılan satış vaadi sözleşmesine göre satıcı davalı açısından ticari veya mesleki bir amaç bulunmadığı gibi, taraflar arasında Tüketici Mahkemesinin görevine giren bir tüketici işlemi de mevcut değildir. Yasal şekline uygun olarak düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesi gereğince yerine getirilmesi istenilen hak tapu iptali ve tescildir. 6100 sayılı HMK'nin 2. maddesinde "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir" denilmektedir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Aksine görüş ve düşünceler ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir....
Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalıların murisi ... arasında İstanbul 18. Noterliğinin 02.10.2006 tarihli ve 9469 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile davalıların murisi ...'ın davacıya İstanbul ili, Şişli ilçesi, ......
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı ferağa icbar, tapu iptali ve tescil isteimne ilişkindir. Dosya kapsamından, Gebze 1. Noterliğince düzenlenen 24.11.1986 gün ve 29727 Yevmiye sayılı Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi ile davaya konu taşınmazı 6.000.000.-TL. bedelle davacıların miras bırakanına devretmeyi vaad ettikleri, davanın ise 27.09.2006 günü dava değeri 6.000.00.-YTL. gösterilerek açıldığı anlaşılmaktadır....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmelerinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurlarını ihtiva ettikleri ve geçerli oldukları noktasında bir tereddüt yoktur. Kural olarak satış vaadi sözleşmeleri genel 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 05.06.2008 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 30.09.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 18.09.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 05.06.2008 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açılmıştır. Asliye hukuk mahkemesince, sözleşmedeki değere bakılarak görevsizlik kararı verilmiş, hüküm temyiz edilmeksizin 15.12.2008 tarihinde kesinleşmiş, yargılama Uzunköprü Sulh Hukuk Mahkemesince sürdürülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.10.2011 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 03.06.2011 günlü satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir....
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 02.03.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 14.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, ...,... Mahallesinde bulunan 4519 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait payın noterde düzenlenen 16.02.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile miras bırakanları ...’a satışının vaat edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir....
Çünkü taşınmazın satış vaadi sözleşmesine konu yapılması ortaklığın giderilmesi davası açılmasına engel teşkil etmez. Hatta taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi davasında verilen hüküm kesinleşirse elbirliği mülkiyeti rejimi bozulur ve taşınmazın elbirliği rejimine tabi iken satışı vaat edilmiş olunsa bile sözleşme ifa imkanına kavuşur. Bundan dolayı elbirliği mülkiyetine tabi bir taşınmaz satış vaadi sözleşmesine konu yapılmış, ortaklığın giderilmesi davası daha sonra açılmışsa satışa karar verilmiş olunsa dahi satış kararı infaz edilerek mülkiyet henüz üçüncü kişiye geçmemişse satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil davasının kabulü mümkündür. Fakat ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası kesinleşmiş, üçüncü kişiye satış yapılarak mülkiyet de onun adına tescil edilmişse sözleşmenin ifa olanağı kalmaz. Bu gibi durumlarda tescili talep yetkisinin yerini, taşınmazın satışından elde edilen parayı talep yetkisi alır....