Dava dışı yüklenici ile arsa sahipleri arasında noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı ile satıcı müteahhit arasında imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesi ile daire niteliğindeki dava konusu taşınmaz yüklenici tarafından davacı tüketiciye satışı gerçekleştirilmiştir. Davacı alıcının tüketici, yüklenici, taşınmazın daire niteliğinde olduğu, davacı ile yüklenici arasındaki gayrimenkul satış sözleşmesinin tüketici işlemi olduğu , gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın ve ilişkinin 6502 Sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada muvazaanın tarafı olan zorunlu dava arkadaşı ve satıcı yüklenicinin davalı edilmemiş olması ve yüklenicinin tüketici işlemini muvazaa ile saf dışı bıraktığı iddiaları davacının tüketici vasfını ve işlemin tüketici işlemi olmasını etkilemez....
ın müvekkili aleyhine men'i müdahale ve ecrimisil davası açtığını ve davanın halen devam ettiğini, müvekkilinin dava konusu yere zilyet olduğunu, İİK gereğince gayrimenkul satış vaadinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceği ve borçluyu tanımadığını, İİK 279 maddesinde yer alan bir yıllık sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., noterden düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı ...dan 18.700,00 TL karşılığında satın aldığını, yine düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...'a 22.000,00 TL karşılığında sattığını bildirmiştir. Mahkemece, davalı ...'ın 08/05/2007 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu dükkanı davalı...'...
Tapu Kanunu'nun 26. maddesi ve TMK'nun 1009. maddesi uyarınca kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle ayni etkinlik ve aleniyet kazanır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi lehine satış vadedilen şahıs adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz....
Noterliğinin 19.06.2014 tarih ve ... yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin davacı tarafından devri yapılmamış 83 adet bağımsız bölümlük kısmı yönünden haklı nedenle feshedildiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ya yönelebileceği gerekçesi ile hüküm davalı yararına bozulmuş, bu defa davacılar karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle davalının yerinde görülmeyen tüm karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir. 2-Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi dava resmi şekilde yapılan gayrimenkul satış sözleşmelerine istinaden açılmış tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde tazminata ilişkindir. 20.5.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin doğrudan davacılar ile davalı arasında olduğu, ... 2. Noterliğinin 23.3.1998 tarihli düzenleme şeklindeki Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ise davalı dava dışı ... arasında yapıldığı ...'nın da bu defa aynı taşınmaz ile ilgili haklarını 20.12.1999 tarihli noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacılara devrettiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, çekişme konusu 46 ada 15 parsel sayılı taşınmazın kayden maliki iken 17.10.2011 tarih ve 12538 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine inanarak ve güvenerek davalı şirkete devrettiğini, ancak davalı şirket tarafından taşınmazda hiçbir şey yapılmadığını, taşınmazın boş bırakıldığını ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile adına tesciline, üzerindeki haciz ve ipotek şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
DELİLLER: Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, İstanbul Anadolu Gayrimenkul Satış İcra Dairesi'nin 2022/392 esas sayılı Dosyası Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/03/2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/03/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalıların dava konusu 394 ada 1 parsel sayılı taşınmazda murislerinden intikal edecek hisselerini 07.01.2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle müvekkiline satmayı vadettiklerini ve satış bedelinin ödendiğini belirterek dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı hisselerin müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilinin yapılmasına, tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki bağımsız bölümün rayiç bedelinin tespit edilerek sözleşme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, rayiç bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek yapılan ek masrafların eklenmesi ile birlikte davalılardan müşterekn ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Kişisel borç doğuran bir sözleşme olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez....