Yapılan bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davacının davalı yapsatçı şirketten adi yazılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve inşaat yapım sözleşmesi ile dava konusu 15 nolu bağımsız bölümü KDV dahil 1.100.000,00 TL bedelle satın aldığı, satış bedelini ödediği, taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğu, davalı yapsatçının tapuyu devretmediği, davalının maliki olduğu satışa konu taşınmazın tapu kaydında haciz şerhleri ile ipotek şerhinin bulunduğu, davacının dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile her türlü ipotek ve takyidattan ari şekilde tapuya tescilini talep ettiği, mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde çok sayıda haciz şerhi ve ipotek tesisi bulunduğu ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh edilmediği göz önüne alındığında davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı taşınmazın mülkiyetini isteme hakkını üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceği, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu siciline şerh...
DELİLLER : Tapu kaydı, Temlikname, Ödeme planı, Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden ve temliknameden kaynaklanan tapu iptali ve tüm takyidatlardan ari tescil, ipotek ve haciz şerhinin terkini, olmadığı taktirde taşınmazın değerinin tahsili, geç teslimden kaynaklanan kira alacağı, manevi tazminat istemine ilişkindir....
Davalılar arasında noterde düzenleme şeklinde yapılan ....08.2005 ve ....08.2005 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin .... maddelerinde blok ve bağımsız bölüm numaraları belirtilmeden inşaatın seviyesine göre yüklenici davalı ...'na aktarılacak bağımsız bölüm ve arsa payı belirlenmiştir. Mahkemece, uzman bilirkişi kurulu seçilerek, uyuşmazlık konusu yerde tüm bloklarla ilgili keşif ve inceleme yapılarak, inşaatın seviyesi belirlenip, bu sözleşmelere göre davalı yüklenicinin hak ettiği, ancak henüz tapuya tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer ayni hakların belirlenmesi gerekirken, takipten sonra .... kişilerle adi yazılı şekilde yapılan ve ....08.2005 ile ....08.2005 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerindeki davalı yüklenici ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.11.2010 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında 818 sayılı BK’nin 96 ve 106. maddeleri dikkate alınması gerekir. Somut olayda; davacılar noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu payların satın alındığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacıların murisi Sebahat Budak ve davacı ... ile davalı ... Sezar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacılar tarafından nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir....
BORÇLAR KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.1.2003 gününde verilen dilekçe ile satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.3.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile önceki Medeni Kanunun 634. ve yürürlükteki Medeni Kanunun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri hükmü uyarınca, noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan ve tam iki tarafa borç yükleyen kişisel hak veren sözleşmelerdendir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.02.2005 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.07.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ve vekili Av.... ile karşı taraftan davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.05.1992 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 01.03.1993 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, taraflar arasında Beşiktaş .... Noterliğince re’sen düzenleme şeklinde tanzim olunmuş olan, 27.01.1983 gün ve 02493 yevmiye sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca, .... ilçesi, ..... Çiftliği 1372 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait 300.000/ 6.825.000 hissenin tapusunun iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. özel yasadan (4562 sayılı yasadan) kaynaklanan çekişmenin giderilmesi, birleşen dava ecrimisil ve yıkım istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,07.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5 maddesinde; sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil müdürü veya memuru tarafından re'sen terkin olunacağına dair hüküm bulunmaktadır. Somut olayda, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verildiği 10.12.1962 tarihinden itibaren 5 yıl geçtiği halde satış işleminin yapılmadığı hususunda bir uyuşmazlık yoktur. Ancak 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5 maddesinin, Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4. maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Sicil Müdürlüğü veya memurunca re'sen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir. Tapu işlemleri uygulanmasındaki durum da böyledir....