- K A R A R - Dava, taraflar arasındaki bakım onarım sözleşmesinden doğan alacağın tahsili ve menfi tespit istemine ilişkindir.Menfi tespit ve alacak isteminin, taraflar arasındaki, asıl davada davacı-karşı davada davalıya ait ... adlı yatın, asıl davada davalı- karşı davada davacı şirket tarafından bakım ve onarımının yapılması hususunda imzalanan 30.01.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan alacak talebinin 6102 sayılı TTK'nın 1352/1. maddesi uyarınca doğan ve TTK'nın 5. kitabında yer alan alacağa ilişkin olduğu, bu nedenle davaya, Denizcilik İhtisas Mahkemesi'nin bakmakla görevli olduğu anlaşıldığından, mahkemece, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, yanılgılı gerekçeyle, davanın, mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı Hüseyin Güneyli arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesi uyarınca kredi kartı verildiğini, davalının kredi kartından doğan borcun garantörü olduğunu, kredi kartı kullanımından doğan borcun ödenmemesi üzerine takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini , kredi kartı sözleşmesinin garantör olarak imzalayan davalının takip konusu borçtan sorumlu olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, kredi kartı kullanımından doğan kefaletin adi kefalet hükümlerine tabi olduğunu, garanti şerhi bölümünde limit yer almadığı için müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"Daire : SEKİZİNCİ DAİRE Karar Yılı : 1986 Karar No : 438 Esas Yılı : 1985 Esas No : 863 Karar Tarihi : 14/10/986 KAMU HİZMETLERİNİN KUSURLU YÜRÜTÜLMESİNDEN DOĞAN ZARARLARIN ANAYASA HÜKMÜ UYARINCA İDARECE GİDERİLMESİNİN ZORUNLU OLDUĞU HK. Yol yapımı sırasında taş, toprak yığılması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan dava sonucu; "Anayasanın 125.maddesinin son fıkrası gereğince idarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü oldukları, zarara yol açan eylemin yol yapımı şeklinde beliren ve plan ve projesine göre yerine getirilen bir kamu hizmetine ilişkin bulunduğu, kamu hizmetlerinin kusurlu yürütülmesinden doğan zararların ise Anayasa hükmü uyarınca idarece giderilmesinin zorunlu olduğu" gerekçesiyle zararın yasal faizi ile birlikte davacı idareye yükletilmesi yolunda İdare Mahkemesince kararın bozulması istenilmektedir....
Doğan mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 27.9.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesine göre uyuşmazlık; müflisin iflas tarihinden sonra doğan vergi alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin görevi, müflisin iflas tarihine kadar doğan borçları ile ilgili olarak iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik şikayet ve davalar sonunda verilen kararlardır. Somut olayda, düzenlenen bir sıra cetveli bulunmadığı gibi, davacının talebi dahi iflastan sonra doğduğu iddia edilen vergi alacağının masa borcu olarak tahsili istemine ilişkindir. İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki kararlara ilişkin temyiz incelemesi alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda tesbit edilecektir. Bu nedenle, temyiz incelemesini yapma görevi, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ltd.Şti. ile imzalanan 19.11.2002; 28.11.2008;16.12.2002 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmelerinden doğan borcun ödenmediğini, davalının anılan sözleşmelere kefalet ettiğini, ayrıca davalının kefalet ettiği 23.3.2001 tarihli sözleşmenin de fesih olunduğunu iddia ederek 23.3.2001 tarihli sözleşmeye konu ... plakalı aracın aynen teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davacının iadesini talep ettiği araca ilişkin 23.3.2001 tarihli sözleşmeden doğan bir finansal kiralama alacağının bulunmadığı bu nedenle diğer sözleşmelerden doğan alacağını borcu ödenen 23.3.2001 tarihli sözleşmeye dayanarak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılaraka su borusu geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının ve yıkılan duvarın yeniden inşaasından doğan masrafın tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılaraka su borusu geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının ve yıkılan duvarın yeniden inşaasından doğan masrafın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Çekişmeli taşınmazın tespiti 25.8.1998 gününde yapılmış; davacı, 16.10.1998 tarihli senet ile satın alma iddiasına dayanarak dava açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 25/son maddesine göre, kadastro tutanağının düzenlendiği günden sonra doğan haklara dair istekler kadastro mahkemelerinin görevi dışındadır. Davacı, tespit gününden sonra doğan hakka dayanarak dava açtığına göre, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esastan karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu değerlendirmeler doğrultusunda; davalı Tasfiye Halinde Doğan Sosyal Hiz. Kurye Dağıtımı Taşımacılık İnş. Yat. San. Ve Tic. A.Ş.'nin istinaf talebinin kabulü ile HMK m. 353/1- b-2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının; istinaf talebinde bulunan davalı Tasfiye Halinde Doğan Sosyal Hiz. Kurye Dağıtımı Taşımacılık İnş. Yat. San. Ve Tic. A.Ş. dışındaki davalılar istinafa gelmediği için ve istinafa gelen davalı dışındakiler için hüküm fıkrası kesinleştiği için ve de aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından, hüküm fıkrasının sadece Tasfiye Halinde Doğan Sosyal Hiz. Kurye Dağıtımı Taşımacılık İnş. Yat. San. Ve Tic. A.Ş. yönünden kaldırılmasına, teknik şartname, idari şartname, kıdem tazminatı dahil işçi alacaklarından yüklenici firmaların tamamının sorumlu olduğu açıkça belirlenmediğinden TBK m.167 gereği davacı ve davalıların sorumluluğu 1/2 olduğundan davalı Tasfiye Halinde Doğan Sosyal Hiz. Kurye Dağıtımı Taşımacılık İnş. Yat. San. Ve Tic....
A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının daha önceki yıllarda çalışmış olduğu Doğan Holding bünyesindeki Doğan Ofset şirketinin 14/07/2014 yılında devredildiğini ve isim değişikliği yapılarak Vatan Ofset Yayıncılık Matbaacılık A.Ş. adım aldığını, davacının Doğan Ofset şirketinde Ağustos 2017 yılına kadar çalıştığını, çalıştığı dönemlere ait işçilik alacaklarının kendisine ödendiğini, şirketin davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; Davanın davalı Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş’ye ve T6’ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı Vatan Ofset Yayıncılık T6 açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı yasal süresinde davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf sebepleri olarak özetle; işyeri devrinin düzenlendiği sözleşmenin 6....