"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... Tüketici ve ... 3....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6.Tüketici ve ...3. Asliye Hukuk Mahkemelerince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: Dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. ... 6....
Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı göz ardı edilmemelidir. Davacının harici satış nedeniyle davalı yana bedel ödediğinin kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın harici satım sözleşmesi ile taşınmaz satım vaadinde bulunduğunu, ancak inşaatı yapmadığı gibi tapuyu da vermediğini, sözleşmenin adi sözleşme olması nedeni ile geçersiz olduğunu, Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre geçersiz sözleşmelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda tasfiye edilmesinin gerektiğini, yerel mahkemenin de bu doğrultuda ödenen bedelin denkleştirici adalet prensibi kapsamında güncelleyerek iadesine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği iadesi istemine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için M.K.634....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali Ve Tescil(Tapulu Taşınmazı Harici Satın Almaya Dayalı) Denkleştirici Adalet Gereği Tazminat Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın tapu iptal tescil talebi yönünden reddine, tazminat talebi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı, dava konusu 1245 ada 19 parsel sayılı taşınmazı davalıdan 13.10.1992 tarihinde 30.000,00 TL bedel karşılığında haricen satın aldığını, satın aldığı tarihten beri taşınmaza zilyet olduğunu açıklayarak anılan parselin tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde sözleşme ile verilen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05.11.2015 tarihli celsedeki beyanında dava...
Denkleştirici adalet, enflasyonun yüksek olduğu ekonomilerde, faizle karşılanamayan zararların giderilmesini sağlamaktadır. Bir nevi munzam zarar tazminidir. Davacının yaptığı ödemelerin 688.277,78 TL olduğu, denkleştirici adalet ilkesine göre bilirkişi tarafından yöntemine uygun hesaplandığı, buna göre ödenen bedelin ıslah tarihi itibarıyla ulaştığı rakamın 1.479.673,50 TL olduğu ve bu miktar üzerinden davanın kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Davacının, gecikme nedeniyle cezai şart tazminatı talebi ve menfi zarar tazmin talebi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Davacının müsbet zarar talebinin, denkleştirici adalet ilkesi uyarınca karşılanmış olduğu, bunun dışında gecikme nedeniyle kira alacağı bulunamayacağından kabul edilmemiş, bu çerçevede oluşan vicdani kanıya göre aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
KARAR Davacı, davalı ile devremülk satış sözleşmesi imzaladığını, söz konusu devremülkün tapuda devrinin yapılmadığını belirterek devremülk sözleşmesinin iptali, imzaladığı senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödediği 300 tl bedelin iadesini istemiştir. Davalı,davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devremülk sözleşmesinin iptali, imzaladığı senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödediği bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı kendisini vekille temsil ettirmesine rağmen davacı vekili yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Mahkemece davacı vekili yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden 2.030,40 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı vekili yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
KARAR Davacı, davalı ile 14/12/2013 tarihli 11.000,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 11.000,00 TL'yi ödediğini, tapuda devir işleminin gerçekleşmediğini belirterek sözleşmesinin iptalini ve ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı, cevap vermemiştir. Mahkemece, Davanın KABULÜNE, 14/12/2013 tarih 12853 nolu devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile, 11.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 14.12.2013 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
yasal koşullarının oluşmadığını bu nedenle de verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, talep edilen faiz oranının da fahiş olduğunu savunarak, davanın davanın reddini istemiştir İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen sözleşme yasada belirtilen şekil şartlarına aykırı olduğundan sözleşmenin geçersiz olduğu ve bu nedenle ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacıya iadesinin gerektiği, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacının 133.000,00- TL ödediği, denkleştirici adalet ilkesine göre ödendiği tespit edilen bedelin dava tarihindeki değerinin 361.103,56- TL olduğu, gecikme nedeniyle davalının davacıya 9.177,00- TL ödediği, gecikme nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihindeki değerinin 18.939,39- TL olduğu, davalının davacıya ödediği bedelin güncel değerinin davacının ödediği bedelin güncel değerinden mahsup edildikten sonra davacının...
Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, sözleşmenin geçersiz olduğu ve denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen değerin hüküm altına alınması gerektiği belirtilmek suretiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden denkleştirici adalet ilkesine göre belirlenen değer üzerinden hüküm tesisi yoluna gidilmiş ise de, yukarıda ifade edilen kamu kurumlarının güvenilirliği ilkesi nazara alındığında, davacı şirketin, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle, taşınmazdaki hissenin ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değeri davalı belediyeden talep edebilecektir. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince; taşınmazdaki payının ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerinin tespiti için bilirkişi görüşüne başvurulması ve ulaşılacak sonuca göre istinaf başvurusunun değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile hazırlanmış bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....