Temyiz Sebepleri Davalı vekili; şirket tarafından toplamda 8.211,00 TL gecikme cezası ödemesi yapıldığını, şirketin yaptığı ödemeler bakımından da denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılması gerektiğini, belirsiz alacak davası açma koşullarının gerçekleşmediğini, davanın aslında belirsiz alacak değil kısmi dava niteliğinde olduğunu, tüm bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının ödediği bedelin güncellenmesinde dava tarihinin esas alınarak fahiş hesaplama yoluna gidildiğini, davacı tarafından dava konusu taşınmaza ödenen bedelin denkleştirici adalet prensibi ile güncelleştirilmesi ve avans faizi ile tahsili talebinin açıkça sözleşme hükmüne, sözleşme ile bağlılık ilkesine, hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, şirketten kaynaklanmayan, şirketin kusuru olmaksızın ve engel olabilmesi mümkün olmayan sebepler nedeniyle zorunlu olarak inşaatın durduğunu, uyuşmazlık konusu projenin tamamlanmak üzere olduğunu, bu aşamadaki bir projede...
Bu da toplamsal barış ve huzuru engeller. Tüm bu açıklamara göre; davacılar murisi ile davalı arasında hukuken geçerli bir satış sözleşmesi bulunmadığından mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup, böyle bir durumda, taraflar ancak birbirlerine verdiklerini denkleştirici adalet ilkesine göre geri alabilirler. Somut olayda; davalının da imzasını taşıyan harici satış sözleşmesinde satış bedelinin açık bir şekilde 20.000,00 TL olduğu hususu yazmaktadır....
Murisler arasında düzenlenen satış senedinde sınırları belirtilen 2000 m²lik taşınmazın mahallinde haritacı/fen bilirkişi marifetiyle belirlenerek inşaat mühendisi, ziraat mühendisi ve gayrimenkul değerleme uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden sözleşmeye konu yerin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin (davacıların söz konusu taşınmazda aynı zamanda Ahmet Demir'in mirasçısı oldukları da gözetilerek miras hisseleri dışında kalan ve davalı mirasçıların miras hissesine tekabül eden) tespiti ile mahkemece bu değerin hüküm altına alınması gerekirken ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre ve sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca dava tarihi itibariyle ulaştığı değere hükmedilmesi isabetli görülmemiştir. Bu yönüyle davalılar vekilinin istinaf talebi haklı ve yerindedir....
Hukuk Dairesinin 21/02/2019 tarihli 2018/6789 Esas 2019/2271 Karar sayılı ilamında " devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devremülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden, iadesi gereken taşınmazın Yalova ilinde yer alması nedeniyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri HMK.'nun 12/1 maddesi gereğince kesin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği ...." tespitini yapılmıştır. Bu haliyle taşınmazın aynına yönelik bir hüküm kurulacağından HMK.'daki kesin yetki kurallarının uygulanması ve taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiştir....
DELİLLER : Tapu kaydı, gayrimenkul satış ve inşaat yapım sözleşmesi, tahsilat makbuzları, banka dekontları, banka cevabi yazısı eki CD, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, gayrimenkul satış ve inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenerek tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacının davalıdan satın aldığı ve bedelini ödediği arsanın davalıya devredilmemesi daha sonra da imar değişikliği yapılması sonucu devrin imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşmenin unsuru olan denkleştirici adalet ilkesine göre davalıdan tahsiline karar verilmiş olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi 1.3.2012 tarihinden itibaren Yargıtay 3.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, dosyanın bir hesap uzmanı, bir mali müşavir veya muhasebeci ve bir bankacıdan oluşturulacak ve bilirkişi kuruluna tevdi edilmesi, denkleştirici adalet kuralları da göz önünde bulundurularak harici satış senedindeki bedelin uyarlanma suretiyle dava tarihinde vardığı değerin belirlenmesinin istenmesi, bu konuda gerekçeli, karşılaştırmalı, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınması, ödenen bedelin dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarına ve açıklanan ilkelere aykırı olarak bu yönde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Reddine.Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince, harici satış sözleşmesinin hukuken geçersiz olması nedeniyle, 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve haksız iktisap kurallarına göre herkesin aldığını iade ile yükümlü bulunduğu ve tarafların aldıklarını iade edeceği yolundaki genel ilke ve kabul karşısında, öncelikle; taşınmazı haricen satın alana ödenmesi gereken miktarın ne olacağı ve iade kapsamının belirlenmesi gerekir. İadesi gereken bedel; harici satış sözleşmesinde gösterilen bedel mi? taşınmazın dava tarihindeki güncellenmiş (rayiç) bedeli mi? yoksa harici satışta ödenen satış bedelinin denkleştirici adalet kuralına göre iadenin talep edildiği tarihte uyarlama sonucu ulaştığı alım gücü müdür? Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK)'nun 07.02.2001 tarih, 13/1729-32 sayılı kararında ifade edildiği şekilde; geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme veya mülkiyet (İstihkak MK 618....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesine göre ödenen bedelin iadesi ve verilen senedin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen yapılan satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. 2. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır....
zenginleşme hükümlerinin uygulanacağını belirtse de hakkaniyete aykırı şekilde güncel bedel iadesi hesaplaması yapılarak bir hüküm tesis edildiğini, denkleştirici adalet ilkesinin hakkaniyet ilkesi uyarınca uygulanması gerekliliği bulunduğundan müvekkili şirketin bu süreçte karşı tarafa verdiği tüm faydalar da göz önünde bulundurularak ancak sözleşme bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiğini, istinaf incelemesi neticesinde bu yönde değerlendirme yapılmaksızın hüküm tesis eden yerel mahkeme hükmünün kaldırılması gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının dava dilekçesi ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia ederek sözleşmeden dönülmesi ve ödenen bedelin iadesini talep ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hiçbir şekilde kabul etmemek kaydıyla; sözleşmenin geçersiz olduğu düşünüldüğünde dahi davacının taleplerini sebepsiz zenginleşme çerçevesinde talep edebileceği ve yerel mahkemenin bedelin iadesi noktasında...