Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili beyan dilekçesiyle; taşınmazı teslim ettiklerini, keşif talep ettiklerini ve davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; taraflar arasında resmi yola yapılmayan adi yazılı devremülk sözleşmesi olup, geçerli bir sözleşme olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, adi şekilde yapılan sözleşmelerde cayma hakkı kullanılmasının herhangi bir süreye bağlı olmadığı ve geçersiz sözleşme nedeni ile davacının ödediğini isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile taraflar arasında imzalanan 21/12/2016 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin iptali ile ödenen 10.375,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 29/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, taşınmaz tapusunun iptali ile önceki malik adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar süresinde davalı tarafından istinaf edilmiştir....

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde 07/06/2022; "(...) cayma hakkının davacı tarafından usulüne uygun kullanıldığı, tarafların aldıklarını geri vermekle yükümlü olduğu, davacının cayma hakkını kullanmasında davalı şirketin sözleşme bedelinin alınması ve tapu devrinden sonra devremülkü teslim etmemiş olması nedeni ile kusurlu olduğu anlaşılmakla yapılan açıklamalar doğrultusunda davacının davasının kabulü ile sözleşmenin iptaline, sözleşme kapsamında ödenen 10.971,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ve davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı adına tescilinin gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (...)" gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. ... 7. Tüketici Mahkemesi’nce, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu, taşınmazın bulunduğu ......

    Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile; Taraflar arasında imzalanan 13/12/2015 tarih İD 204416 Sayılı devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 200,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 15.000,00-TL tutarlı borç senetlerinin iptali ile davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 13.12.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

      Davacı ile davalı arasında 12/01/2018 tarihli ve 600143 numaralı Naskon Sapphire Resort&Spa Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında 36 adet lehtarı davalı olan bono düzenlendiği anlaşılmıştır. Devremülk sözleşmesinin, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşme olduğu ve eldeki davaya konu sözleşme kapsamında tecrübe ve muayenenin gerçekleşmediği, tecrübe ve muayene gerçekleşmediği müddetçe tapu devri yapılmış olsa bile davacının cayma hakkını kullanabileceği gözetildiğinde davacı tarafından açılan davanın kabulüne dair verilen kararda bu yön itibariyle isabetsizlik bulunmamıştır. Ayrıca, davalı tarafından davcıya gönderilen SMS'lerin davacıyı münhasıran teslime davet niteliğinde oldukları ispatlanamadığından kabulü olanaklı değildir....

      Taraflar arasında imzalanan devremülk satış vaadi sözleşmesinin resmi şekil şartına aykırı olarak yapılması nedeniyle geçersiz ise de, tapunun devredilmesi nedeniyle geçerli hale geldiği, yalnızca tapu devri yapılmasının sözleşmenin ifa edildiği sonucunu doğurmayacağı, sözleşmenin ifası kapsamında kullanımın söz konusu olmadığı bu nedenle davacı tarafın sözleşmeyi fesih hakkının ve sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmış ise de davacının 13.000,00 TL ödeme yaptığı iddiasının araştırılmadığı bu hususta delillerin toplanmadığı anlaşılmış olup buna göre davacı tarafa ödeme yaptığı miktara ilişkin delillerini sunması için süre verilerek sonucuna göre gerekirse bilirkişiden de rapor alınarak bir karar verilmesi için kararın kaldırılması gerektiği kabul edilmiştir....

      Mahkemece, 30/09/2012 tarih ve 8709 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak tanzim edilen 6.200,00 TL bedelli 18 adet borç senetlerinin iptali ile iadesine, 11,300,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 30.09.2012 tarihli 8709 no lu devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve imzaladığı senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

        den dava tarihi olan 11/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmiş; hükmün, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 30.12.2012 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

          Noterliği aracılığıyla davalıya 08/01/2020 tarih ve 01065 numaralı ihtarname gönderilerek cayma hakkının kullanıldığını, müvekkilince ödenen bedelin iadesinin istenilmesine rağmen davalı şirketçe ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini belirterek, sözleşme gereği müvekkilince ödenen 33.000,00- TL ve noter masraflarının yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece, taraflar arasında 26.01.2013 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme içeriğinden söz konusu sözleşmenin devre tatil satış sözleşmesi olduğu, cayma hakkına ilişkin sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak ve bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği, cayma hakkının kullanımına ilişkin sözleşmede düzenlemenin yer almadığı ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde 'İş bu sözleşmenin konusu ... OTEL İŞLETMELERİ TURİZM İNŞAAT TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’ne ait ... ili TERMAL ilçesi ......

            UYAP Entegrasyonu