WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; harici satış sözleşmesinin muhtar tarafından onaylandığını, iddiasını tanıkla ispat edebileceğini, asıl davada davalıların murisi olan Meryem’in payını ...’den satın aldığını, birleşen dava yönünden terditli talebinin reddedilmesi nedeniyle dava reddedilecekse bile tazminat bedeli üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek bölge adliye mahkemesi kararını temyiz etmiştir. 6. YARGITAY KARARI 6.1. Asıl dava; harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava; harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde Borçlar Kanunu 49. ve devamı maddeleri gereğince zararın tahsili, bu talebin de kabul edilmemesi halinde sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde sözleşme ile ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre davalıdan tahsili, olmadığı takdirde menfi zararın tazmini talebine ilişkindir. 6.2....

    Somut olayda, mahkemece, denkleştirici adalet ilkesine göre, satış bedeli olarak verilen bedelin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması gerekirken, davacının ancak satış bedeli olarak verdiği bedelin tahsiline karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, denkleştirici adalet ilkesi gereğince taşınmaz satış bedeli olarak ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeni ile azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs. ortalamaları alınmak suretiyle ifanın imkansız hale geldiği (dava tarihi) tarihte ulaşacağı alım gücü konusunda uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak bulunmalı ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. ./.. -3- ... Ancak somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde taşınmazların halen zilyetliklerinde bulunduğunu beyan etmiştir....

      Buna göre, davacı tarafından bedelin ödeme tarihinden itibaren ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün saptanması gerekir.” 3. Değerlendirme 1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına göre mahkemece mevcut deliller takdir edilerek karar verildiğinden ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; somut olayda, dava konusu 761 numaralı parsel ifrazen taksim sonucu 820,09 m2 olarak tapuya tescil edilmiştir....

        HUMK’nun 74.maddesi uyarınca hakim her iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup, talepte fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Eldeki davada davacı açıkça ödediği bedelin 1997 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini istediği için denkleştirici adalet ilkesine göre karar verilmesi olanaklı değildir. Öte yandan davacı dava tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğünüde iddia ve ispat etmiş değildir. Hal böyle olunca mahkemece davacı tarafça ödenen 1.200.000.000 TL (eski TL)’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek, HUMK’nun 74.maddesine aykırı olarak ve talebi aşacak şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından ödenen meblağın denkleştirici adalet ilkesi gereğince iadesini istemelerine ve mahkemece bu konuda bilirkişi raporu alınmasına rağmen 2013 yılındaki bedel üzerinden davanın kabul edilmesinin doğru olmadığını beyanla istinaf talebinde bulunmuştur....

          Öyle olunca mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı yüklenici ile arsa sahipleri arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinin kesinleştiği 08.04.2008 tarihindeki rayiç bedeli belirlenip bu bedele hükmedilmelidir. Aksi düşüncelerle yazılı şekilde rayiç değer yerine ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplamaya dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

            bedeli adı altında ödenen miktarın taşınmaz payının 1980 yılında piyasa rayiç ederi olduğu yollamasının, zorlama, gerçekçi olmayan bir yollama olup, sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen bedelin hakkaniyet ilkesi gereğince ulaştığı gerçek bedeli ararken, yanlış bir veriden yola çıkmanın en büyük hakkaniyetsizlik olacağını, mahkemece hesaplamaya esas alınacak bedelin ödendiği iddia edilen koltuk ve yatak odası takımının 1980 yılındaki ederinin 18/08/2014 tarihindeki ulaştığı gerçek değer olduğunu, mahkemece, dava dilekçesinde davacının ödediğini iddia ettiği 100.000,00TL bedel yönünden aldırılan ek rapora göre her bir davalının geri ödemesi gereken satış bedelinin 2.978,20TL olarak belirlendiğini, bu raporun gerçekçi hesaplama olduğu halde mahkemenin bu raporu hükme esas almadığını ve hükme esas almama gerekçesini de belirtemediğini, mahkemece tapu iptali ve tescil talebi ret edildiği halde, davalı taraf lehine 2022 yılı avukatlık asgari ücret tarifesine göre vekalet ücretine ve yargılama...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1.Tüketici ve ... 2....

              Dava, taraflar arasında yapılan tapusuz taşınmazın harici satış sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı, tapusuz taşınmazın harici senetle davacıya satıldığını ve zilyetliğinin davacıya verildiğini savunmuş, davacı ise zilyetliğin verilmesine rağmen tapusunun kendisine verilmediğini beyan ederek satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı bedelin iadesi istemiyle dava açmıştır. Taraflar arasında düzenlenen tapusuz taşınmazın satış sözleşmesi incelendiğinde; dava konusu satış sözleşmesinin konusu olan taşınmazın tapusuz taşınmaz olduğu ve zilyetliğinin satışla davacıya verildiği anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazların harici satışı menkul satışı hükmünde olması itibariyle resmi şekil şartına tabii olmadan taşınmazın zilyetliğinin devri halinde harici satış sözleşmeleri geçerlidir....

                Ayrıca belirtmek gerekir ki; geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Taraflar arasında imzalanan harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin ve ifası imkansız hale gelen satış vaadi sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. O halde, taraflar arasında imzalanan 17/12/2014 tarihli harici satış sözleşmesi ve Kuşadası 1....

                UYAP Entegrasyonu