Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 11.10.2014 tarihinde devre tatil sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davalı taraf yakınları ile birlikte devre tatil sözleşmesine istinaden müvekkil şirket tesislerinde konakladığını ve hizmet aldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere mahkeme yargıcı devre tatil sözleşmeleri ile devre mülk sözleşmelerini ayırt edemediğini ve somut olayımızda devre tatil sözleşmesi akdedilmesine rağmen devre mülk sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulamış olduğunu, yerel mahkemenin somut olayımızla hiç ilgisi olmamasına rağmen Kat Mülkiyeti Kanununun somut olaya uygulamış olduğunu, devre tatil sözleşmeleri mülk hakkı vermeyeceğini, devre tatil sözleşmeleri, tüketiciye yılın belli döneminde hizmet alma hakkı sağladığını, devre tatil sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakta olduğunu, devre tatil sözleşmeleri adi yazılı şekilde yapılabileceğinin sabit olduğunu, devre tatil sözleşmesinin...

arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin haklı nedenle feshi ile müvekkili tarafından ödenen devre tatil bedelinin bakiye kullanım süresine isabet eden miktarının denkleştirici adalet ilkesine göre güncelleştirilerek yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

A.Ş. arasındaki devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, 1999 yılında ... Tatil Köyünü kiraladıktan sonra devre tatil ... sahiplerine aynı hizmeti vermeye devam ettiklerini, 8.7.2003 tarihinde ise adı geçen yerin üst hakkını da alarak “...” adlı beş yıldızlı otel hizmetine geçtiklerini, bu sistemin devre tatil ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki devre tatil sözleşmelerinin feshine, davacının yararlanamadığı 2004 yılı devre tatil bedeli olan 6.469.00 YTL ile dava tarihinden sözleşme süreleri sonuna kadar devre tatil bedeli olan 45.998.00 YTL’nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı ......

    Davacı, davalı ile yaptıkları 27.2.2007 tarihli devre tatil sözlemesinin ...'daki bir otelde yapılan toplantı sırasında imzalandığını, tatil hakkını kullanmadığını belirterek, bu davayı açmıştır. Davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, sözleşmenin ...'daki işyerinde imzalandığını, bu nedenle cayma hakkının kullanılamıyacağını savunmuştur. Mahkemece davalının savunmasına itibar edilmiş, ayrıca davacının tatil hakkını da kullandığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Davalı her ne kadar sözleşmenin ...'da ki işyerinde 2007/15470- imzalandığını savunmuş ise de, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi ...'dır. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, kapıdan satış işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında yapılan satımlardır, şeklinde tanımlandığına göre taraflar arasındaki 27.2.2007 tarihli sözleşmenin kapıdan satış şeklinde yapıldığı anlaşılmaktadır....

      KARAR Davacı, tanıtım ve tatil vaadi ile götürüldüğü tesiste manevi baskı altında davalı ile 6.8.2009 tarihinde 99 yıllık devre tatil sözleşmesi imzaladığını, tatil hakkını hiç kullanmadığı gibi tatil yapacağı ünitenin sözleşmede farklı tatil sertifikasında farklı gösterildiğini bildirerek sözleşmenin iptali ile 5.350 Euronun dava tarihindeki karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

        Bu kanunun 50. ve 84. maddelerine dayanılarak çıkartılan Devre Tatil Yönetmeliğinin 1. maddesinde, yönetmeliğin amacının, taşınmazların yılın belirli bir dönemine ilişkin kullanım hakkının devrine ya da devri taahhüdüne ilişkin sözleşmelere uygulanacak usul ve esasları düzenlemek olduğu, kapsam başlıklı ikinci maddesinde ise, bu yönetmeliğin devre tatil, ön ödemeli devre tatil, uzun süreli tatil hizmeti, değişim ve yeniden satış sözleşmelerini kapsadığı, devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olmasının yönetmelik hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, bu yönetmeliğin uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmelerin, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edileceği belirtilmiştir...

        K A R A R Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 1.600,00 TL ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini, ödediği 1.600,00 TL'nin iadesini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerin iptalini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketin ... yerinde 17/08/2005 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, ailesi ile birlikte ...'nda tatil yapmakta olduğu sırada ......

            Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/3265-184425 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya üyelik hakkının tapu devrinin taahhüt edildiği ve kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....

              İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre tatil satış sözleşmesinin iptali ve sözleşmeden kaynaklı ödenen bedelin iadesine ilişkin alacak istemidir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. 6502 sayılı yasanın 50.maddesi uyarınca devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri bir yıldan uzun süre için kurulan ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir. 50.maddesinin 6.fıkrası uyarınca tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. İlk derece mahkemesince tespit edildiği üzere taraflar arasında 24/08/2010 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu