WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şirketinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava, devre tatil sözleşmesinin kullandırılmaması nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 6/B maddesinde devre tatilin tanımı yapılmış olup, 13.6.2003 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Devre Tatil Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesinde de, devre tatil sözleşmelerinde yazılması zorunlu olan hususlar açıkta belirtilmiştir. Devre tatil sözleşmeleri 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında iki taraflı sözleşmeler olup, her iki tarafa da edimler yüklemiştir. Bu nevi sözleşmelerin karşı taraf temerrüde düşürülmeden tek taraflı olarak askıya alınması veya feshi mümkün değildir. Ancak koşulları oluştuğunda, tarafların haklı nedenle sözleşmenin feshini talep etmesi mümkündür. Dava dosyası incelendiğinde; davacı ile ......

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, sözleşmenin feshine; 5.843,43 ...nun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle, düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda; devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını kullanmadığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığını belirterek; sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin bakiye yıllara isabet eden tutarının iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Mahkemece, davacının sözleşmeyi ileriye etkili olarak feshetme hakkının bulunduğu gerekçesi ile, bakiye dönem için ödenen paranın iadesine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki 2.7.2006 tarihli sözleşmede; sözleşme bedelinin 11.430 ... olduğu yazılıdır....

      Davacı, davalı şirketin elemanlarınca hediye tatil kazandınız denilerek davalı şirketin tesisinde bulunmadan ve tesisi hiç görmeden devre tatil sözleşmesini imzaladığını,ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek,sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış,davalı şirket ise tesisin kullanıma hazır olduğunun davacıya telefon ile bildirildiğini ve cayma hakkını süresinde kullanmadığını savunmuştur.Mahkemece,davacının davalı şirketten almış olduğu devre tatil için imzalanan sözleşme gereğince kendisine tahsil edilen devre tatilin hazır edildiğinin bildirilmesinden itibaren bir yıllık yasal süre geçtikten sonra sözleşmeden cayma yoluna gittiğini,sözleşmeden caymanın haksız olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “... kapıdan satış,işyeri,fuar,panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır....

        arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinin haklı nedenle feshi ile müvekkili tarafından ödenen devre tatil bedelinin bakiye kullanım süresine isabet eden miktarının denkleştirici adalet ilkesine göre güncelleştirilerek yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        KARAR Davacı, davalı elamanlarının tanıtımı ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, ancak vaad edilenlerin gerçek olmadığını anladığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalıya duruşma gününün tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece, tensiple, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, devre tatil sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesi isteğine ilişkin olup, davacı tüketicidir. Her ne kadar HMK.daki genel kurala göre davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılacağı kabul edilmiş ise de, 4077 sayılı kanunun 23.maddesinin üçüncü fıkrasında Tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği kabul edilmiştir. Kaldı ki, davalı yetki itirazında bulunmamıştır....

          Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin feshi istenmektedir. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 11.10.2014 tarihinde devre tatil sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davalı taraf yakınları ile birlikte devre tatil sözleşmesine istinaden müvekkil şirket tesislerinde konakladığını ve hizmet aldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere mahkeme yargıcı devre tatil sözleşmeleri ile devre mülk sözleşmelerini ayırt edemediğini ve somut olayımızda devre tatil sözleşmesi akdedilmesine rağmen devre mülk sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulamış olduğunu, yerel mahkemenin somut olayımızla hiç ilgisi olmamasına rağmen Kat Mülkiyeti Kanununun somut olaya uygulamış olduğunu, devre tatil sözleşmeleri mülk hakkı vermeyeceğini, devre tatil sözleşmeleri, tüketiciye yılın belli döneminde hizmet alma hakkı sağladığını, devre tatil sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakta olduğunu, devre tatil sözleşmeleri adi yazılı şekilde yapılabileceğinin sabit olduğunu, devre tatil sözleşmesinin...

            KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 13.12.2009 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, tatil hakkının kullandırılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödemenin iadesi ile verilen senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, devre tatil sözleşmesinin feshine, ödenen 2.390 euronun faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline, verilen senetlerin iptaline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... Leisuru Clup tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde...Pazarlama Ltd Şt ile ... ve Tersa Ltd.Şt.ni davalı olarak göstermiş, davalı olarak gösterilen ... adına Prestij Ltd.Şt.i vekili cevap dilekçesinde, "... " isminin tesisin işletme adı olduğunu, tüzel kişiliğinin bulunmadığını ve hasım olmadıklarını savunmuştur....

              Taraflar arasında düzenlenen 23.10.2011 tarihli devre tatil sözleşmesinin 9.A.2.maddesinde belirtilen cayma süresinden sonra sözleşmenin feshi halinde % 25 kesinti yapılacağına ilişkin sözleşme hükmü yukarıda yapılan açıklamalar ışığında haksız şart niteliğindedir.Kaldıki davacı henüz devre tatil hakkını kullanmadığından,tecrübe ve muayene şartı gerçekleşmediğinden cayma süresi geçmemiştir.Bu nedenle davacı taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                KARAR Davacı, davalılarla 12.8.2010 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tanıtımlarda belirtilen şartları taşımadığını anlayınca 16.8.2010 tarihinde cayma bildiriminde bulunduğunu ileri sürerek, yapılan sözleşmenin feshine, sözleşme nedeniyle ... olduğu 9.684 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesin istemiştir. Davalılar duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebliğe rağmen duruşmaya gelmemişler, cevap da vermemişlerdir. Mahkemece, erken açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalılar arasında yapılan 12.8.2010 tarihli devre tatil sözleşmesinin 11. Maddesinde " devre tatil sahibi sözleşmenin her iki tarafça imzalanmasından itibaren 10 gün içinde hiç bir sebep göstermeksizin cayma hakkını kullanarak sözleşmeden dönebilir" düzenlemesi getirilmiştir. Davacı, 16.8.2010 tarihli ihtarla cayma hakkını kullandığını davalılara bildirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu