Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ...5. Tüketici Mahkemesi ve ...1....

    Davacı, davalı şirket elemanlarınca psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirket ise cayma hakkını süresinde kullanmadığını savunmuştur. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup davacının, davalı şirketin temsilcileri tarafından gezi amaçlı götürüldüğü sırada daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu sözleşmenin, kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir....

      KARAR Davacı, davalı şirketin temsilcilerinin hacca indirimli götüreceklerini söylemeleri üzerine dava konusu 30.09.2014 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını ve bedelini ödediğini, kandırıldığı gibi hiç tatil hakkını kullanmadığını ileri sürerek sözleşmenin feshi ile yapılan ödemenin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirket ise kapıdan satış yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını ve cayma hakkını süresinde kullanmadığını savunmuştur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki (Tüketicinin açtığı) tatil szleşmesinden kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketten 14/03/2010 tarihinde... sıra numaralı Devre Tatil Üyelik Sözleşmesi ile 9.400,00 TL’ye devre tatil satın aldığını, bedelini aynı gün ... olmasına rağmen 24/03/2010 tarihinde ödenmek üzere borç senedi tanzim edildiğini, sözleşmeden dönmek istemesini davalı şirkete bildirmesine rağmen olumlu sonuç alamadığını, bu nedenle 9.400,00 TL bedelin, masraflarının reeskont faizinden hesaplanarak tarafına ödenmesini, varsa şahsını borç altına sokan kıymetli evrakın iptali ile tarafına iadesini ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, devre tatil sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi, sözleşme gereğince düzenlenen bonoların iptali istemine ilişkindir. 2.İlgili Hukuk 1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (4077 sayılı Kanun) ilk hâlinde; devre tatille ilgili bir hükme yer verilmemiş, bu husustaki boşluk, Yargıtayın bu tür sözleşmelerin kapıdan satış olduğu ve tüketicinin cayma hakkının bulunduğu yönünde verdiği kararlarla doldurulmuştur. 2. 4822 sayılı Kanun’la Haziran 2003 tarihinde yapılan değişiklik ile 4077 sayılı Kanun’un 6/B maddesi çerçevesinde devre tatil sözleşmeleri hakkında sadece tanım öngören madde eklenmiş, konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar Kanun kapsamına alınmıştır. 3....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada Ankara 5.Tüketici ve Yalova 1....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 2.Tüketici ve Yalova 1....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi ve Yalova 4....

                  Dava; resmi şekilde yapılmayan ve tapu devri bulunmayan geçersiz devremülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile dava konusu devremülk sözleşmesi sebebiyle tapu devri yapılmadığından, davanın niteliği itibariyle gayrimenkulün aynına ilişkin olmayıp, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemine yönelik olup, 28/07/2020 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı kanunun 59. maddesi ile değişik 6502 sy.nın 73/A,1- d maddesindeki istisna kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün bulunmaması ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu